Tupperware'in batışının öyküsü: Çağa uy ya da öl

Tupperware'in batışının öyküsü: Çağa uy ya da öl

Teknolojik gelişmelerle uyumlu pazarlama stratejilerine geçişte hantal kalan ya da sırt çeviren inatçı şirketlerin kendi kendini imha ettiğine tanık oluyoruz. Bir zamanlar her evin olmazsa olmazı, çeyizlerin en kıymetlisi rengarenk saklama kaplarının üreticisi Tupperware, iflas buşvurusuna hazırlanıyor. Peki neden böyle oldu?

Tupperware'in batışının öyküsü: Çağa uy ya da öl
16px
24px
20.09.2024 13:36Güncelleme: 20.09.2024 13:37
ABONE OLgoogle

Ercan İNAN

Tupperware Brands, 700 milyon doları aşan borç yükümlülükleri nedeniyle iflas başvurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Şirket yasal haklarını kullanarak alacaklılara karşı koruma altına girmek istiyor ancak belli ki bu geçici koruma da şirketin tekrar ayağa kalkması için yeterli olmayacak.

1946 yılında kimyager Earl Tupper tarafından kurulan Tupperware, 1950'lerde kadınların evlerinde düzenledikleri "Tupperware partileri" ile büyük bir popülariteye ulaştı. 60’lı ve 70’li hatta 80’li yıllarda fırtına gibi esen Tupper ürünleri hemen her mutfakta yer alıyordu.

Türkiye’de de son derece popüler bir ürün olan Tupperware marka saklama kapları ve şişeleri son yıllarda gözden düştü.
Satışlarında ciddi gerilemeler oldu, dolayısıyla şirket likidite sıkışıklığı ile boğuşmak zorunda kaldı.

Pandemi dönemi şirket için bir hayat öpücüğü gibi görünse de satışlardaki artış yine geçici oldu. Pandemi döneminde insanlar evde daha çok yemek yapınca Tupper saklama ürünlerine kısa süreliğine de olsa ekstra bir talep oldu. Ancak hayat normale dönünce Tupper’ın satışları yine baş aşağı düşmeye başladı.
 
Bu dramatik sonun aslında iki temel sebebi bulunuyor. Öncelikle Tupperware satış stratejisini hiç değiştirmedi ve 1950’lerden bu yana sürdürdüğü parti metoduna her nedense hep sadık kaldı.Yeni pazarlama stratejilerine burun kıvırdı.

NEYDİ O PARTİ METODU?

Evlerde bir Tupper partisi düzenlenirdi. Satış danışmanı olan hanımlar, arkadaşlarını ve komşularını ürün serisini görmeleri için eve davet ederdi. Bu partiler işyerlerinde ve okullarda da yapılırdı.

Satış danışmanları belli bir satış hacmine ulaşınca kendi alt ekiplerini kurar, Tupper ürünleri de dalga dalga tabana yayılırdı.
Bu yöntem daha sonra pek çok firma tarafından kullanıldı. Özellikle tencere tava, çatal bıçak ürünlerini üretenler, kozmetikçiler, temizlik ürünleri satanlar bu yöntemle çok başarılı sonuçlar aldılar.

Hatırlıyorum da Türkiye’de de 1980’li ve 90’lı yıllarda bu yöntemi kullanarak başarılı olmuş epey şirket vardı. Pek çok satış danışmanı da kendi ekiplerini kurarak ciddi paralar kazanmış, alt ekiplerine de kazandırmıştı.

Ancak yeni dünya düzeninde komşuluk ilişkileri en alt seviyeye geriledi. Artık sitelerde yaşayanlar alt katındaki üst katındaki hatta yan kapıdaki komşularını bile tanımaz hale geldi. Bu tip ev partileri popüleritesini yitirdi.

Tupperware doğrudan satıştan çevrimiçi satışa geçiş konusunda uyum sağlayamadı. Sosyal medya platformlarına sırtını döndü. Bu Tupperware için en ölümcül hata oldu.Bir diğer unsur ise günümüzde kaliteli hayatın öne çıkması ve plastiğin sevimsiz bir ürüne dönüşmesiydi. Cam ürünler daha sağlıklı bulunduğu için plastikten kaçış başladı. Tupper bu konuda da kendini yenileyemedi, yenilemek istemedi.

Sonuç olarak bu iki temel sorun, 75 yıllık mazisi olan ve doğum tarihi 1970 ve öncesindeki herkesin anılarında yer alan Tupperware’i bitme noktasına getirmiş oldu.

patronlardunyasi.com

İLGİLİ HABER: 

 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde