Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in öğrencilerle yaptığı Anıtkabir ziyaretinde neden hiç tekerlekli sandalyede oturan bir çocuk yoktu?
Bugün Anıtkabir’deki törende biri kız, biri erkek, iki çocuğun elini tutarak yürüyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, aynı anda engelli bir çocuğun tekerlekli sandalyesini de bizzat sürüyor olsaydı, önemli bir toplumsal bir figür olarak gelecek kuşaklara vereceği mesajın etkisi nasıl olurdu?

Feramuz ERDİN
Siyaset, bürokrasi ve toplumda yaşanan tüm gelişmelere rağmen bugün engellilerin, daha doğrusu “azmin insanlarının” konumu hala arzulanan yerde değildir. Hayata tutunmak için azim gösteren, diğerlerinden daha çok çaba harcamak zorunda olan insanların farkında olmak, onların toplumdaki üretken değerini bilmek, herkes için bir zorunluluktur.
ÖZEL GÜNLERE SIKIŞTIRILAN “FARKINDALIK”
Gerçekleştirilen tüm kamusal faaliyet ve desteklere rağmen “azmin insanlarının” toplumun vazgeçilemez fertleri olduğunun bürokrasinin ve toplumun tüm kesimleri tarafından içselleştirilmesi için hala zamana ihtiyaç vardır. Belli günlerde veya etkinliklerde ve kısa bir zamana sığdırılmak suretiyle gündeme getirilen azmin insanları, genelde “başı okşanacak” veya abartılı bir ilgiyle temas edilmesi gereken kişiler olarak görülmektedir. Bundan daha kötüsü ise toplumun bir kesimi tarafından yok sayılmaları, hatta dışlanmalarıdır.
MEVZUAT MÜKEMMEL AMA UYGULAMA “ENGELLİ”
Azmin insanlarının faydalanması, onlara fırsat eşitliği sağlanması için oluşturulan mevzuatın hakkını teslim etmek gerekir. Ancak konu uygulamaya geldiğinde bu kez de maalesef kişisel algılar ve ön yargılar azmin insanlarının önüne engel olarak çıkmaktadır. Kağıt üzerinde sağlanan tüm kolaylıklara rağmen, bazı durumlarda kendini ifade etmek, durumunu ispatlamak ve toplumun ayrılmaz bir ferdi olarak kalmak için olağanüstü çaba harcamaları gerekmektedir. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de özel durumlarının, toplumun diğer paydaşları tarafından içselleştirilmemiş olmasıdır. Kendilerine gerekli imkan ve fırsatlar verildiğinde üretken birer vatandaş olma ihtimali olan insanların, belirli zihinsel ve eylemsel kalıplar içerisine hapsolunması toplumsal bir ayıp olduğu gibi, aynı zamanda kamusal maddi ve insan kaynağı israfıdır.
AFETLERDEKİ DURUMLARI HALA BELİRSİZ
Her şeyin en ince detayına kadar belirlenmiş olduğu bir yönetmelik olmasına rağmen, bugün özellikle bedensel olarak engel yaşayan bireylerin hangi il veya ilçede olursa olsun herhangi bir kişiden yardım almaksızın kesintsiz şekilde bir yerden bir yere ulaşması neredeyse imkansızdır. Aynı şekilde yangın veya deprem gibi genel afet durumlarında tahliyelerinin nasıl yapılacağı ile ihtiyaç duydukları yardım ve afet sonrası hizmetlere nasıl erişecekleri, her şeyi detaylı bir şekilde tarif eden bir mevzuat açısından hala belirsizliğini korumaktadır.
patronlardunyasi.com