Dolar
38,2068
0,33%
Euro
44,1574
2,09%
Sterlin
51,3245
1,23%
Bitcoin
3.309.574
1,97%
BİST-100
9.451,12
1,44%
Gram Altın
4.200,664
3,37%
Gümüş
33,02
1,87%
Faiz
48,12
-0,48%

Osman Müftüoğlu’ndan yeni hedef: Moleküler beslenme

Osman Müftüoğlu, kaleme aldığı son yazısında, genetik mirasın artık sadece tıbbi değil beslenme alışkanlıklarında da belirleyici olması gerektiğini vurguladı.

21.04.2025 10:23Güncelleme: 21.04.2025 10:58
Osman Müftüoğlu’ndan yeni hedef: Moleküler beslenme
16px
32px

“Epigenetik beslenme” kavramına dikkat çeken Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, doğru gıdalarla genlerin iyi yönlerini aktive etmenin mümkün olduğunu belirtti. Yazısında, elajik asitten kuersetine, kurkuminden likopene kadar sağlığı şekillendiren 10 epigenetik besin maddesini tek tek sıraladı.

İşte Müftüoğlu'nun yazısının tamamı:

Az değil 20 yıl kadar önce de bu köşede “Sadece karnınızı doyurmak, daha da önemlisi mevcut halinizi koruyup kollamak için değil genetik mirasınızı dikkate alarak da beslenmeye çalışın” diye yazmışım ve sonra da şu notları düşmüşüm:

“Zira genleriniz yani DNA’larınızda gizli o yaşamsal yazılım formatınız bir başka deyişle de yaşam besteniz ya da hayat senaryonuz yiyip içtiklerinizden ciddi ölçüde etkileniyor.”

Bu önemli beslenme ayrıntısı günümüzde giderek daha da güçlendi ve şimdi tam da şu noktaya geldi: Eğer genetik mirasınızdaki “kötü gen” tuşlarınıza değil de “iyi gen” tuşlarınıza dokunarak hayat bestenizi ya da yaşam senaryonuzu daha iyi icra etmek neticede de daha sağlıklı, güçlü, neşeli bir şekilde yaşamak ve yaşlanmak istiyorsanız...

Bir başka deyişle yani genlerinizin “üst aklı” diyebileceğimiz “epigenetik gücünüzü” yanlış değil de doğru manipüle ederek “iyi yaşama ve yaşlanma” yönünde kullanmaya kararlıysanız yiyip içtiklerinize bir de bu gözle bakın ve “EPİGENETİK BESLENME” kavramına biraz daha kafa patlatın diyorum. Zira bu kavram hücrelerinizin iyi ya da kötü işler yapacağına, genç mi yaşlı mı kalacağına, kronik hastalıklara yakalanıp yakalanmayacağına bile karar verebilen önemli bir iyi hayat ayrıntısıdır. Sevgili okurlar, isterseniz gelin bugün bu ayrıntılara biraz daha girelim. Bu yeni kavramın yani epigenetik beslenmenin ilk 10’unda neler var bir göz gezdirelim.

KESİP SAKLAYIN

EPİGENETİK BESİNLERİN KRAL VE KRALİÇELERİ

VARAN BİR: ELAJİK ASİT

Nar, fındık, ceviz ve bademde bol miktarda bulunan elagotanninler aslında birer prebiyotik moleküller. Bağırsaklarınızdaki iyi bakteriler -probiyotikler- bunları “ÜROLİTİN A” isimli muazzam bir “postbiyotik molekül”e çeviriyor. O postbiyotik molekül de bağırsaklarınızdan emilip kanınıza karışarak hücrelerinize ulaştığında adeta bir “mitokondri antrenörü” haline geliyor. Mitokondrileri güçlendiriyor, gençleştiriyor, yeniliyor, neticede de yaşlanma sürecinize fren oluyor. Ayrıca DNA’nızı onarıp donanımınızdaki yazılımı bile etkileyebiliyor, mesela bazı kanserlere de dur diyebiliyor.

 

VARAN İKİ: ROSMARİNİK ASİT

Kekik, adaçayı, fesleğen, nane, biberiyede bol miktarda bulunan bu muhteşem molekül de harika bir epigenetik aktör. Marifetleri saymakla bitmiyor, DNA yazılımınızdaki pek çok bestenin daha mükemmel icra edilmesine yardımcı oluyor, o beste icra edilirken çıkabilecek çatlak seslere, yapılabilecek bazı yanlışlara engel olarak adeta bir kanser freni, bir pas temizleyici, bir iltihap önleyici görevi üstleniyor.

VARAN ÜÇ: KUVERSETİN

Yarından tezi yok mutfağınızda ve sofralarınızda soğan, elma, çilek, nar ve tarçına daha çok yer açın. Eğer “Daha az allerjin olsun, bağışıklığım daha güçlü kalsın , hatta ömrüm biraz daha uzasın” istiyorsanız market sepetiniz veya pazar filenize bu dörtlüyü ve diğer yeşillikleri de ilave etmeyi ihmal etmeyin.

VARAN DÖRT: EPİGALLOKATEŞİN GALLAT

Son yılların yıldızı hızla parlayan epigenetik moleküllerinden biri. En çok çayda bulunan, elma, armut, erik, fındıkla da kazanılabilen bu mucize doğal ilacı kazanma yönünden en şanslı milletlerden biri olduğumuz kesin. Zira her gün sık sık dünyanın en lezzetli siyah çaylarını biz tüketiyoruz. Bir küçük ayrıntı: Yeşil çayda siyah çaydan, matcha çayında yeşil çaydan, beyaz çayda matcha çayından daha fazla kateşin var, seçim yaparken bu bilgi hep aklınızda olsun. Bir önemli ayrıntı da çay toplayıcı emekçilerimize: Çayı elle toplamak yerine makasla keserek topladığınızda içindeki kateşin miktarı ciddi ölçüde azalıyor.

VARAN BEŞ: FİSETİN

Longevity alanının yeni yıldızları, sağlık ve uzun ömür düşmanı zombi hücreleri öldüren, dolayısıyla yaşam süresini hem daha uzun hem daha sağlıklı hale getiren ve “SENOLİTİKLER” olarak bilinen bir grup moleküldür; o moleküllerin en marifetlisi ise bana göre fisetindir. Fisetinin en çok bulunduğu yiyecek ise çilektir. Çilek açık ara bir fisetin şampiyonu. Dağ çileğinde bahçe çileğinden, bahçe çileğinde sera çileğinden daha fazla fisetin var. Fisetin zengini besinler listesine hurma ve elmayı da ekleyebiliriz.

VARAN ALTI: KURKUMİN

Zerdeçal ve içinde bol miktarda zerdeçal baharatı içeren ve köri karışımı olarak bilinen besinelr en güçlü kurkumin kaynaklarıdır. Her gün bir çay kaşığı toz zerdeçalı, çeyrek çay kaşığı karabiber ile birlikte yoğurdunuza ve yemeklerinize ekleyerek siz de güçlü bir kanser, iltihap ve paslanma barajı oluşturup epigenetik gücünüze güç katabilirsiniz.

 

VARAN YEDİ: FOLİK ASİT

B vitaminlerinin en önemlilerinden biri. Muazzam bir DNA dostu. Eşi bulunmaz bir bellek desteği. Yeri doldurulması güç bir hücre tamircisi. Ve ne iyi ki hemen her besinde bol miktarda bulunan bir molekül. Ama ne var ki her 100 kişiden 10-15’i genetik MTHFR enzim defektiyle yaşadığı için farkında olmadan ömrünü “FOLİK ASİT FAKİRİ” olarak geçirebiliyor. Neticede de beyni sisleniyor, depresyona giriyor, unutkan oluyor, bağışıklığı azalıyor, yorgun düşüyor. En bol bulunduğu gıdalara gelince... İlk sırada yeşil yapraklı sebzeler var. Onları yumurta, hayvansal etler, bakliyatlar, tohumlar ve kuruyemişler izliyor.

VARAN SEKİZ: B12 VİTAMİNİ

Arife tarif gerekir mi? Hepimiz için en önemli vitaminlerden biridir B12 vitamini. Ne var ki onun da değerini çoğumuz hâlâ bilmiyoruz. Hayvansal besinler, bazı mantar ve deniz yosunları temel kaynakları. DNA’mızla konuşarak hücre çekirdeklerini olgunlaştıran, beyin hücrelerimiz arasındaki haberleşme sistemini koruyarak belleğimize güç katan, yorgunluğu azaltan bu harika epigenetik düzenleyiciyi sakın ihmal etmeyin.

VARAN DOKUZ: LİKOPEN

Domatesteki kırmızı mucize. Karpuzda, kayısıda, pembe greyfurtta da bulunabiliyor. Olağanüstü güçlü bir kanser zırhı oluşturarak prostat, meme ve kalın bağırsak kanserlerine dur diyebiliyor. Güneş ışınlarının zararlarından koruyarak cilt sağlığına da destek oluyor.

VARAN ON: D VE C VİTAMİNLERİ

D vitamini karaciğer, yumurta sarısı, balık gibi gıdaları yiyerek ama daha çoğu için de sık sık güneşlenerek kolayca kazanabiliriz. C vitamini ise hemen her sebze ve meyvede var ama en zengin kaynakları taze yeşil biber, lahanagiller ve turunçgiller. Bu ikilinin marifetini hepimiz zaten çok iyi biliyor ve bir kez daha arife tarife gerekmez diyoruz.

patronlardunyasi.com

 

benzer haberler
Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver’den gıda zehirlenmesi uyarısı: Salmonella'ya karşı dikkat edin
Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver’den gıda zehirlenmesi uyarısı: Salmonella'ya karşı dikkat edin