Teknolojinin beyne etkisi yeniden değerlendiriliyor: Yaşlılıkta dijital cihaz kullanımı bilişsel gerilemeyi azaltabilir mi?
Günümüz yaşlıları, teknolojinin hayatlarına en yoğun şekilde dahil olduğu ilk kuşak olma özelliğini taşıyor. Akıllı telefonlardan bilgisayarlara, e-postadan sosyal medyaya kadar dijital araçlarla geçirilen yıllar, şimdi yaşlılık dönemine yaklaşırken beyin sağlığı açısından mercek altına alınıyor. Peki, yaşam boyu teknoloji kullanımı bilişsel gerileme riskini artırıyor mu, yoksa tam tersi bir etkisi mi var?

Bu soruya yanıt arayan iki Teksas üniversitesinden araştırmacılar, Nature Human Behavior dergisinde yayımlanan yeni bir meta-analiz çalışmasında dijital çağın yaşlılar üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Çalışma, teknolojiyle yoğun temasın zamanla bilişsel yetenekleri zayıflatabileceğini öne süren “dijital bunama hipotezini” sorguluyor.
Ancak sonuçlar bu hipotezi desteklemiyor. 411.430 yaşlı bireyin dahil edildiği 57 çalışmanın analizine göre, teknoloji kullanımı bilişsel gerileme riskini yüzde 42 oranında azaltıyor. Bu sonuç, dijital cihazların aslında beyin sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratabileceği fikrini güçlendiriyor.
BİLGİSAYARLAR, AKILLI TELEFONLAR VE SOSYAL MEDYA
Araştırmada incelenen teknolojik araçlar arasında bilgisayarlar, internet, e-posta, akıllı telefonlar, sosyal medya ve çoklu teknoloji kullanımları yer aldı. En dikkat çekici bulgulardan biri ise, bu olumlu etkinin eğitim, gelir ve yaşam tarzı gibi faktörlerden bağımsız olarak da gözlemlenmesi oldu.
Araştırmanın ortak yazarlarından Dr. Jared Benge, "Bu etkinin sadece diğer beyin sağlığı faktörlerinden kaynaklanmadığını görmek cesaret verici" açıklamasını yaptı.
Araştırmacılar, 2024 yılına kadar yayımlanmış 136 çalışmayı tarayarak, bilişsel sağlığı etkileyebilecek teknoloji kullanımına ilişkin verileri değerlendirdi. Analize dahil edilen 57 çalışma arasında hem uzun süreli (ortalama 6 yıl takip) hem de kesitsel çalışmalar bulunuyor. Katılımcıların ortalama yaşı ise 68 olarak kaydedildi.
SOSYAL MEDYA TARTIŞMALI, ANCAK DİJİTAL CİHAZLARIN GENELİ UMUT VAAT EDİYOR
Araştırma, genel olarak teknoloji kullanımının bilişsel gerileme ile ters orantılı olduğunu gösterse de, sosyal medya özelinde tutarsız bulgular dikkat çekiyor. Ancak hiçbir çalışmada teknoloji kullanımının bilişsel riski artırdığına dair bir bulguya rastlanmadı.
Çalışmaya katılmayan nörolog Dr. Christopher Anderson, “Bu çalışma, son 20 yılın en kapsamlı ve iyi organize edilmiş meta-analizlerinden biri” yorumunu yaptı. Ancak uzmanlar, bu bulguların teknolojiyi sınırsızca kullanabileceğimiz anlamına gelmediğini de vurguluyor.
Dr. Benge, “Bu sonuçlar, ekran başında amaçsızca geçirilen zamanın onaylandığı anlamına gelmiyor” diyerek teknolojinin bilinçli ve üretken bir şekilde kullanılmasının altını çizdi.
TEKNOLOJİYİ NASIL KULLANDIĞIMIZ ÖNEMLİ
Araştırmanın sınırlamalarından biri, katılımcıların teknolojiyi nasıl ve ne kadar süreyle kullandıklarına dair verilerin eksik olması. Bu durum, bilişsel faydayı en çok hangi davranışların tetiklediğini belirlemeyi zorlaştırıyor.
Michigan Eyalet Üniversitesi’nden Dr. Amit Sachdev, “Her şeyin fazlası zarar. Teknolojiyi amaçlı ve sınırlı süreyle kullanmak en sağlıklı yol” ifadelerini kullandı.
Araştırma ayrıca, yaşlı bireylerin teknolojiyi öğrenmeye açık olmaları gerektiğini vurguluyor. Hafif bilişsel bozukluğu olan bireylerin bile bu cihazları kullanmayı öğrenebileceği ve bu sürecin bizzat zihinsel bir uyarım sağladığı belirtiliyor.
DİJİTAL BUNAMA MI, BİLİŞSEL REZERV Mİ?
Elde edilen veriler, “dijital bunama” hipotezi yerine, “bilişsel rezerv” teorisini destekliyor. Bu teoriye göre, zihinsel olarak karmaşık aktivitelere hayat boyu maruz kalan bireyler, yaşa bağlı beyin değişikliklerine karşı daha dirençli olabiliyor.
Dr. Sachdev, “Teknoloji, sosyal bağlantıyı artırabilir ve sosyal izolasyonun olumsuz etkilerini azaltabilir,” dedi. Yani teknoloji, yalnızca bilgi değil, sosyal yaşam ve zihinsel aktivite açısından da destekleyici bir rol oynayabilir.
patronlardunyasi.com