Osman Müftüoğlu'na göre, sağlıklı ve anlamlı bir ömür için 5 temel kural
İyi yaşlanmak şansa değil, bilinçli tercihlere bağlı. Uzmanlara göre sağlıklı yaş almanın sırrı pahalı takviyelerde ya da lüks yaşam biçimlerinde değil; düzenli uyku, sağlıklı beslenme, hareketli yaşam ve güçlü sosyal bağlarda gizli.

Hürriyet’ten Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugünkü yazısında “İyi yaşlanmaya bakın” başlıklı yazı kaleme aldı. Müftüoğlu, “iyi yaşlanmak da bir çeşit sanattır” diyerek yazısına şöyle devam etti:
İyi yaşlanabilmek de hayatın pek çok alanında olduğu gibi biraz istek, samimiyet, biraz dikkat, süreklilik ve kararlılık, biraz da anlayış ve bilgi birikimi ister.
Pek çok ünlü yazarın neredeyse yüzyıllar önce vurguladığı gibi. İyi yaşlanmanın da bir değil birçok yolu, yordamı vardır. Hatta bazı önemli düşünürlere göre “İYİ YAŞLANMAK DA BİR ÇEŞİT SANATTIR”.
İyi yaşlanmayı becerebilme meselesi ise özellikle küresel yaşın ortalama yaşın 70’li, ülkemizdeki ortalama yaşam süresinin ise 80’li yaşları kucakladığı günümüzde daha da önemli bir ayrıntıdır. İyi yaşlanan biri biriktirdiği tecrübelerden ve hayat imbiğinden geçirdiği yaşanmışlıklardan oluşan dersler nedeniyle toplum için aslında önemli bir kazançtır. Zaten böyle olduğu için de bizim geleneğimizde “aksakallı büyükler” ve “Dede Korkut’lar” vardır. Şimdi kaldı mı bilmiyorum ama benim çocukluğumda köylerde seçimle gelen muhtarlara yol gösteren “İHTİYAR HEYETLERİ”nin oluşturulması da muhtemelen bundandır. Ne var ki kötü yaşlanan biri kendisi için de ailesi ve içinde yaşadığı toplum için de -maalesef- problem ve yük olmak durumundadır. Bu nedenle hepimizin özellikle elimizdeki ülke istatistiklerini 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının yüzde 10’ları geçtiğini gösterdiği bugünler itibariyle iyi yaşlanma meselesine biraz daha kafa patlatması şarttır.
HATIRLATMA
Yanlış yaşlanma efsaneleri
EFSANE 1
“Yaşlanma kaçınılmaz bir gerileme, ilerleyici bir düşkünlük halidir”: En yaygın ve en yanlış efsanelerden biridir. Oysa iyi yaşlanan biri hem fiziksel hem de ruhsal açıdan yeterince güçlü kalabilir.
EFSANE 2
“Yaşlanan herkes bedenen ve ruhen yorgundur”: Hayır değildir! Fiziksel ve ruhsal aktivitelerini sürdüren herkes 60’ındayken 50’lı, 80’indeyken 60’lı, 90’ındayken 70’li yaşların ruhsal ve bedensel performansını sürdürebilir.
EFSANE 3
“Yaşlanan herkesin belleği bozulur”: Ne hafıza kaybı ne de bilişsel yavaşlama, kısacası zihinsel gerileme yaşlanmanın bir kaderi olmaktan öte yaşlanan kişilerin ve içinde yaşadığı toplumun ya da ailenin ilgisizliği ve bilgisizliğinin olumsuz bir neticesidir.
EFSANE 4
“Yaşlanma yalnızlık demektir”: Yaşlanma sürecinde, yaşlanan insanların eş, dost ve arkadaş kayıplarıyla karşılaştığı doğrudur. Emekliliğin de bir miktar izolasyona yol açtığı kabul edilebilir. Ne var ki akıllı yaşlanan biri “sosyal çoğalma” kuralını uygulayarak yalnızlığını neredeyse sıfırlayabilir.
EFSANE 5
“Yaşlılar toplum için yüktür”: Bu da en önemli yanlış efsanelerden biridir. Kendine yeten bir yaşlı, içinde yaşadığı topluma tecrübe ve yeteneklerini aktararak ve emekliliği unutarak, üreterek ve çalışarak faydalı olmayı sürdürebilir.
UNUTMAYIN
PEKİ NASIL DAHA İYİ YAŞLANIRIZ
Geçen günlerde sabah saatlerinde gazetemiz yazarlarından Sedat Ergin aradı ve dedi ki: “Hocam, biraz önce New York Times okuyordum. Orada yazar ‘Uzun yaşam meselesi yani longevity konusu aslında öyle zannedildiği gibi zor ve pahalı bir süreç falan değil. Basit bazı değişimlerle daha iyi, formda ve fit, sağlıkla yaşlanmak ve yaşamak mümkün’ diye yazmış. Tavsiyelerini okuyunca da neredeyse 20 yıldır gazetemizdeki köşesinde Osman Hoca’nın bize anlattıklarını okuyunca sizi aramayı düşündüm.”
Sedat hepinizin bildiği gibi nazik bir insandır. Önce ona kalbi bir teşekkür, sonra da Osman Hoca’nın iyi yaşam sofrasına sizi buyur ediyorum...
ÖNEMLİ
İYİ YAŞAM SOFRASI
1- Sağlıklı beslenilecek.
2- Aktif olunacak, egzersiz yapılacak.
3- Her gün mutlaka 7 saat uyunacak.
4- Stresi az huzur bol bir hayat oluşturulacak.
5- Sosyal bir kelebek olunacak.
BANA GÖRE
SEDAT ERGİN ÇOK HAKLI
Sedat Ergin kesinlikle haklı. Yukarıdaki 5 maddede de gördüğünüz gibi iyi yaşlanmak öyle zannedildiği gibi uçuk kaçık çakma uzmanların pahalı önerilerine uymayı, her biri bin derde deva cüzdan düşmanı yiyeceklerin peşinde koşmayı, her yıl tonla parayı spor salonlarına yatırmayı, daha güzel bir uyku için minder, yastık yorgan peşinde koşmayı, daha çok huzur için de sakinleştirici hapları otları yutmayı gerektirmiyor. Hayatı akışına bırakmak, temiz bir çevrede, temiz düşünceler ve duygularla yaşayıp hayatı oluruna bırakmak ve tabii ki kendine/sağlığına iyi, hem de çok iyi bakmak yeterli. Zaten belki de bu nedenle uzun ömür hikâyeleri New York, Paris, İstanbul, Tokyo’dan değil dağda, çölde, köyde yaşayan insanlardan geliyor.
patronlardunyasi.com