Eşinden borç aldı, ödeyemedi, üzüntüsünden öldü: Padişah III. Mustafa'nın Topkapı Sarayı Arşivi'nde duran borç senetlerinin ibretlik öyküsü
Borç, her dönem her kesimden insanın derdiydi. Padişah III. Mustafa, Ruslarla savaş için eşinden borç almış, ödeyememiş, bir süre sonra üzüntüsünden ölmüştü.

Burak ARTUNER
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), cuma günü Şubat 2025 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistiklerini açıkladı. Kısa vadeli dış borç (KVDB) stoku, şubatta bir önceki aya göre yüzde 1,3 azalarak 173,2 milyar dolar oldu. Ülkemizde her ne kadar "Borç yiğidin kamçısıdır" atasözü çok kullanılan bir söz olsa da, aslında borç her dönem her kesimden insanın derdi olmuştur. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de Osmanlı Devleti'nde yaşanmıştı.
Sultan III. Mustafa iktisada çok önem veren bir hükümdardı. İsrafı sevmez hazineyi her zaman dolu tutmayı bir politika haline getirmişti. Otuz yıl gibi uzun bir süredir barış içinde yaşanan bir dönemdi. Zengin derebeylerinden Hazine için 'imdadiye' almış, paranın ayarını düzeltmiş, devlet hazinesi 'ağızı ağzına altunla dolmuş'tu. Ancak III. Mustafa'yı endişelendiren Ruslar'ın genişleme isteğiydi. Padişah, bunun için Ruslar'a savaş açmayı ve zafer kazanmayı planlıyordu. Bu nedenle bir yandan Avrupa'da kendisine kuvvetli bir müttefik arıyordu. Bu tarihlerde Prusya'nın Büyük Frederik idaresinde derlenip toparlanıyordu. Frederik, Rusya'ya karşı Alman Birliği'ni kurma mücadelesine girdiği zaman Osmanlı Devleti'ni doğal müttefiki saymış, bu yolda müracaatlarda bulundu. Ancak sadrazam olan Koca Ragıp Paşa, savaşa karşıydı. Sadrazam, yeniçerilere güveni olmadığını, donanmanın da hazır bulmadığını söyleyerek ittifakı onaylamadı.
ALTINLA YOL YAPARIM
Padişah ise savaş istiyordu. Bu niyetinin nedenlerini Sadrazam'a anlatmış ve "Ecdad-ı nizamım devrinde böyle kuvvetli hazine görülmüş müdür? Lüzum akça ise Edirne Kapısı'ndan Ruscuğa kadar iki keçeli altun dizerim..." demiş, fakat Ragıp Paşa, "Şevketlu Hünkarım....Yeniçeri kullarının hali malum. Olmıya ki mazaallah bir mağlubiyet ola. Böylece elem-i şahaneniz azim olur" cevabını vermiş ve zaman istemişti. Ragıp Paşa istediği zamanı bulamadan öldü. Yerine gelen Muhsinzade Mehmet Paşa da aynı oyalama yolunu tuttu, ancak padişaha aradığı sebebi bizzat Ruslar verdi. Lehistan Krallığı meselesinden çıkan ihtilaf üzerine 3 Ekim 1768'de Ruslara karşı harp ilan edildi. Ancak savaşın beşinci yılına girildiğinde, cephelerde hep bozgunlar yaşanıyordu. Üçüncü Mustafa'nın ağzına kadar doldurduğu hazine, Yeniçerilerin, eyalet beylerinin, tımar sahiplerinin kayıtsızlığı içinde eriyip gitmişti. Savaşın sonlarına doğru devlet Yeniçerilerin aylıklarının veremeyecek duruma gelmişti. Padişah büyük bir üzüntü içindeydi. Bir isyan çıkmasından da korkuyordu. İşte 1773 yılında III. Mustafa tarihte eşine rastlanır birşey yaptı. Oğlu Üçünçü Sultan Selim'in annesi Mihrişah Valde Sultan'dan 237 kese, 55 kuruş ve kızı Şah Sultan'dan 340 kese borç almıştı. Karşılığında ise özel mühürünü bastığı bir senet vermişti.
'ELDE HİÇ AKÇE KALMADI'
Karısından aldığı senette aynen şunları yazdı: "Yüce devletimizi korumak ve Osmanlı Saltanatı ile ulu dinimizin gayreti uğruna yaptığımız savaşın zaferle sonuçlanması için gerek şahsıma ait olan, gerek devletin hazinesindeki bütün paraları harcadım. Elde hiç akçe kalmadı. Harbin devamı için şart olan parayı, oğlumun ve kızlarımın annelerinden borç olarak almak zorunda kaldım. Bu arada oğlum Sultan Selim'in doğumunda, annesine armağan edilen parayı da aldım. 237 kese ve 55 küsuru da bulunan bu borcum, savaş sonunda devlete bağışladığım vakıflarımdan fazlasıyla ödensin ve bu senedim o zaman yırtılsın. Vasiyet ederim."
SENET YIRTILAMADI
III. Mustafa, borcunu ödeyemedi hatta açtığı savaşın sonunu göremedi. Borç senedini imzaladığı tarihten yaklaşık bir yıl sonra, Ozi Kalesi'nin düşman eline geçtiğini öğrendiğinde fenalaşarak öldü. Borç senedindeki vasiyeti ise yerine getirilemedi. Üçüncü Mustafa'nın ölümünden sonra tahta I. Abdülhamid geçti. Altı ay sonra 17 Temmuz 1774'de savaş, büyük toprak kaybına neden olan Kaynarca Anlaşması'nın imzalanmasıyla son buldu. Üçüncü Mustafa'nın borcumu ödeyin vasiyeti ise yerine getirilemedi. Çünkü yerine geçen kardeşi I.Abdülhamid devrinde de karışıklıklar devam etti. Onun yerine geçen oğlu III. Selim ise değil annesinin alacağını vermek, sarayındaki en küçük değere kadar nesi var nesi yoksa vatanını kurtarmak için Nizam-ı Cedid için harcamış, sonunda amacı uğrunda da hayatını feda etti. III. Mustafa'nın bu borç senetleri bugün Topkapı Sarayı Arşivi'nde 1785 ve 1001 numaralarla kayıtlı olarak tarihi bir ibret belgesi olarak durmaktadır.
patronlardunyasi.com