Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye bu süreci sadece sorunsuz atlatmakla kalmayacak, yeni dönemin kazananlarından da biri olacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu Resmi Açılış Töreni'nde konuştu. Erdoğan konuşmasında, "Gümrük tarifeleri üzerinden kızışan ticari rekabetin yıkıcı hale gelmemesi için elimizden geleni yapmaktayız. Şoklara karşı dirençli ekonomisiyle Türkiye bu süreci sadece sorunsuz atlatmakla kalmayacak, Allah'ın izniyle yeni dönemin kazananlarından da biri olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen, 4. Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF2025) resmi açılış törenine katılarak konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şu şekilde:
ULUSLARARASI TOPLUM YETERSİZ KALIYOR
"İnsanlık arka arkaya yeni teknolojik hamleler gerçekleştirirken, uluslararası sistemin çağa ayak uydurabilmesi noktasında aynı başarıyı sergileyemiyor. Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve iklim krizi gibi tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraştığımız bir dönemde, uluslararası toplumun daha adil, daha vicdanlı politikalar geliştirmede maalesef yetersiz kaldığına şahit oluyoruz. Bu eksikliği başta bölgemizde yaşanan çatışmalar ve gerilimler olmak üzere çok geniş bir alanda her gün hissediyoruz.
DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR
Diplomasinin insani, girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür! Çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız böyle bir anlayışın hakim kılınmasıdır. Türkiye sahip olduğu tecrübe, tarihi, beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerden biridir.
Burada öncelikle bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayım. Biz sorunların uzağında, konforlu bir coğrafyada yer alan bir ülke değiliz. Stratejik önemi yüksek olduğu kadar krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da hep böyleydi. İşgal girişimleri, Haçlı seferleri, emperyalist oyunlar, karışıklık çıkarma, istikrarsızlık üretme teşebbüsleri çevremizde hiç eksik olmadı.
BİZ BU COĞRAFYANIN AYNI ZAMANDA SAHİPLERİYİZ
Birinci Dünya Savaşı'ndan Soğuk Savaş'a kadar büyük güçler arasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı, en fazla olumsuz etkilediği coğrafya yine burasıydı. Bugün de uluslararası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun, savaş, kriz ve gerilim yine bizim yakın çevremizde cereyan ediyor. Şunu da iftiharla söylemek durumundayım. Biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değiliz, aynı zamanda sahipleriyiz.
BİN YILDIR BURADAYIZ
Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. İnşallah daha nice asırlar boyunca yine burada olacağız. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgemizin bu köklü tarihine uygun olarak medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istiyoruz. Biz artık çatışmanın değil, uzlaşmanın; ayrışmanın değil, ittifakın; kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil, refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz.
ÜLKEMİZİN ETRAFINDA BARIŞ VE GÜVENLİK KUŞAĞI OLUŞTURMAK ÇABASINDAYIZ
Elbette bunun kolay olmadığını biliyoruz. Barışın savaştan daha fazla emek istediğinin gayet farkındayız. Ama biz kolayı değil, her zaman zoru seçtik. Bugün de zor olanın tarafındayız. Bu anlayışla Ukrayna, Sudan, Libya, Somali gibi yakın dostluğumuz olan ülkelerde nasıl barış ve istikrar için mücadele ediyorsak, Afrika ve Asya'da da arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık gibi inisiyatiflerle sorumluluk üstleniyoruz. Komşularımızla iyi ilişkiler tesis ederek, işbirliği imkanlarını, ticaret imkanlarını genişleterek, ayrıca çatışan taraflar arasında diyalog köprüleri kurarak ülkemizin etrafında bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmak çabasındayız.
Şunu tüm samimiyetle bugün bir kez daha belirtmek isterim. Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yok. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak, orada yerin altındakilerle değil, yerin üstündekilerle, yani insanlarla, yani canla ilgileniyoruz. Şunu unutmayalım. Zulüm ile abad olunmaz diyoruz. Sömürü ve çatışma üzerine müreffeh bir gelecek inşa edilmez diyoruz.
İSRAİL'İN KATLİAMLARINA SESSİZ KALMAK BU SUÇA ORTAK OLMAKTIR
Şimdi değerli dostlarım, küresel vicdanı ve adaleti en fazla yaralayan meselelerin başında malumunuz Filistin'deki, özellikle de Gazze'deki zulüm geliyor. İsrail bir buçuk senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Buna karşı sesimizi yükseltmek, bu zulme itiraz etmek, buna olabilecek en güçlü tepkiyi vermek bizim sadece kardeşlik değil, aynı zamanda insanlık vazifemizdir, insanlığımızın bir gereğidir. Çünkü hepimiz bir kalp taşıyoruz. İsrail'in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır.
Bakınız daha birkaç gün önce Han Yunus şehrinde gazetecilerin kaldığı bir çadır İsrail kuvvetleri tarafından bombalandı. Bu saldırıda üç gazeteci hayatını kaybetti. Yine 9'u medya mensubu 10 kişi ağır şekilde yaralandı. Şehit edilenlerin de biri Ahmet Mansur adında bir gazeteciydi. Saldırının ardından çadırın içinde diri diri yanan Ahmet Mansur'un görüntüleri bir yandan hepimizi dehşete düşürürken, diğer taraftan İsrail'in işlediği savaş ve insanlık suçlarını da bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail yönetimi bugüne kadar 211 gazeteciyi katletti, öldürdü.
BUNUN ADI BARBARLIK DEĞİLSE NEDİR?
Sadece bu sabah Han Yunus'ta aynı aileden 7'si çocuk 10 kişi şehit oldu. Şimdi bunun adı barbarlık değilse soruyorum, nedir? Ambulansın içinde yaralılara yardıma giden sağlık personelini infaz etmek, soruyorum sizlere, haydutluk değilse nedir? Masum bebekleri, çocukları, yıkıntılar arasında hayata tutunmaya çalışan kadınları acımasızca katletmek korkaklık değilse, soruyorum Allah aşkına bu nedir? 360 kilometrekareye hapsettiği, insani yardım girişine izin vermediği, aylardır açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkum ettiği bir halkın üzerine çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden bomba yağdırmak, gaddarlık değil midir? Soruyorum sizlere. Elimizi vicdanımıza koyalım ve şu soruyu lütfen kendimize soralım. "Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi?" Bunun adı devlet terörü değil midir? Onun için İsrail terör devletidir. Başka bir isim olamaz.
AFRİKA ORTAKLIK POLİTİKAMIZ KAZAN-KAZAN YAKLAŞIMI
Türkiye üç kıtanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Biz Avrupa ülkesi olduğumuz kadar bir Asya ve Afrika ülkesiyiz. Bu üç kıtanın tüm halklarıyla aramızdaki müstesna bağları daha da ileri taşımanın, komşuluk hukukumuzu geliştirmenin mücadelesini veriyoruz. Asya'nın küresel siyaset ve ekonomide yükselen konumuna paralel olarak 'Yeniden Asya' açılımımızla Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişareleri her geçen gün artırıyoruz. Keza, Afrika ortaklık politikamızla kazan-kazan yaklaşımıyla işbirliğimiz gelişiyor.
KIBRIS'TA ADALET TECELLİ EDENE KADAR SABREDECEĞİZ
Güney Kafkasya'da kalıcı istikrarın sağlanması için çabalarımız sürüyor. Doğu Akdeniz ve Ege'de barış ve istikrarın devamını amaçlıyor, komşumuz Yunanistan'la olumlu atmosferlerin muhafazası için çalışıyoruz. Balkanlardaki gelişmeleri çok yakından takip ediyor ve bölge ülkeleriyle işbirliğimizi devam ettiriyoruz. Orta Asya'daki kardeş cumhuriyetler dış politikamızdaki özel yerlerini her geçen gün daha da pekiştiriyor. Ülkemizin yoğun çabalarıyla son yıllarda entegrasyon noktasında önemli adımlar atan Türk Devletleri Teşkilatı, bu işbirliğimizin güçlendirilmesine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı son dönemde artırdık. Ada'da adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz.
TÜRKİYE, AVRUPA GÜVENLİĞİ İÇİN SORUMLULUK ALMAYA HAZIR
Avrupa-Atlantik güvenliğinin temeli olan NATO, Türk dış politikasının ve ülkemizin güvenliğinin yapı taşlarından biridir. NATO'nun geleceği ve Avrupa güvenlik mimarisine dair tartışmaların gündemde olduğu bu günlerde, Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. NATO'nun en büyük ikinci kara ordusuna komuta eden Türkiye, özellikle son yıllarda büyük atılım yaptığı savunma sanayisiyle Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır.
TÜRKİYE, AB HEDEFLERİNDEN UZAKLAŞMIYOR
Öte yandan, Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefinden uzaklaştığına dair iddia ve eleştirilerin bizim nokta-i nazarımızda hiçbir geçerliliği yoktur. Avrupa Birliği tam üyeliği halen ülkemizin stratejik hedefidir. Ancak kimi zaman korkulardan, kimi zaman ön yargılardan, kimi zaman da Birliği içeriden esir almış aktörlerden dolayı Avrupa Birliği, üyelik sürecimizin ilerletilmesi hususunda gereken iradeyi sergileyemiyor. Daha doğru bir ifadeyle, bugün kimi Avrupa ülkeleri, bundan üç çeyrek asır önce Avrupa Birliği'ne hayat veren ufku, cesareti ve stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Diyoruz ki, eğer Avrupa Birliği mevcut sınamaların üstesinden gelmek, yeniden yapılanan küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilmek istiyorsa, buna göre davranmalı, bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye tam üye olarak birlikteki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır. Biz üyelik sürecimizi ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız. Avrupa Birliği'nden de somut adımlar atmasını bekliyoruz.
SAVUNMA SANAYİİNDE İŞBİRLİKLERİMİZİ GÜÇLENDİRİYORUZ
Güçlü bir savunma sanayi olmadan güçlü bir dış politika olmaz. Türkiye olarak bugünkü özgüvenimizi diğer adımlarla birlikte savunma sanayi alanındaki atılımlarımıza borçluyuz. Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik. Silahlı, silahsız, insansız hava araçlarımız, gemilerimiz, helikopterlerimiz, tanklarımız, roket ve füzelerimizin yanı sıra daha pek çok yeteneğimizle kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın çok ötesine geçtik. Savunma sanayiinde yıllık 10 milyar dolar ihracat hedefimize her geçen yıl emin adımlarla yaklaşırken dost ve kardeş ülkelerle savunma işbirliğimizi de giderek güçlendiriyoruz.
ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİ
Müttefikimiz ve stratejik ortağımız Amerika Birleşik Devletleri ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump'ın ikinci döneminde kendisiyle olan yakın dostluğumuzun da katkısıyla Amerika'yla ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum. Köklü bir geçmişe sahip olduğumuz Rusya Federasyonu'yla ilişkilerimiz çok boyutlu bir zeminde günden güne gelişiyor. Ortak coğrafyayı paylaştığımız Rusya ile işbirliğimizi karşılıklı menfaat ve saygı temelinde ilerletmekte kararlıyız.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Dördüncü yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı'nın adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasıyla sona erdirilmesi önceliğimiz olmaya devam ediyor. Karadeniz girişimi, esir takası ve İstanbul süreci başta olmak üzere birçok adım attık. İlk günden beri muhafaza ettiğimiz dengeli ve proaktif tutumumuzu inşallah aynı şekilde sürdüreceğiz. Yine bu dönemde Asya, Afrika ve Latin Amerika dostlarımızla ilişkilerimizi de geliştirmenin gayretinde olacağız.
TIRMANAN TİCARET SAVAŞI
Gümrük tarifeleri üzerinden kızışan ticari rekabetin yıkıcı hale gelmemesi için elimizden geleni yapmaktayız. Şoklara karşı dirençli ekonomisiyle Türkiye bu süreci sadece sorunsuz atlatmakla kalmayacak, Allah'ın izniyle yeni dönemin kazananlarından da biri olacaktır.
TERÖR BELASINDAN KURTULDUĞUMUZDA EKONOMİDE ÇOK FARKLI BİR İVME YAKALAYACAĞIZ
Ülkemizin 40 yılına, binlerce vatandaşının canına ve milyarlarca dolar kaynağına mal olan terör belasından da kurtulduğumuzda inşallah ekonomide çok farklı bir ivme yakalayacağız. Türkiye Yüzyılı ifadesinde anlamını bulan ülkümüze inşallah sizlerin de desteğiyle ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyoruz. Antalya Diplomasi Forumu'nun da bu vizyonumuzun gelecek nesillere ve tüm dost ülkelere anlatılmasına vesile olacağına inanıyorum."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN DİPLOMASİ TRAFİĞİ
Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda birçok dünya lideri ile de bir araya geldi. Erdoğan, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeyb, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile de bir araya geldi ve görüşme yaptı.
Öte yandan foruma Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara da katıldı.
patronlardunyasi.com