Yüksek faizler üretici sektörlerin finansmana erişimini zorlaştırıyor

Yüksek faizler üretici sektörlerin finansmana erişimini zorlaştırıyor

Enflasyonla mücadele kap­samında geçen yıldan bu yana uygulanan sıkı para politikası kapsamında aşırı yük­selen faizler ve seçici kredi uygu­lamalarının da etkisiyle ekonomi­nin üretim ayağında finansa eri­şim sorunu büyüyor. Sanayi, tarım, madencilik, enerji, ticaret, turizm, inşaat, hizmetler gibi üretici sek­törlerin bankacılık sektöründen kullandığı kredilerin hacmi reel bazda giderek daralıyor.

Yüksek faizler üretici sektörlerin finansmana erişimini zorlaştırıyor
16px
24px
03.12.2024 08:37Güncelleme: 03.12.2024 08:48
ABONE OLgoogle

Bankacılık Düzenleme ve De­netleme Kurumu’nun (BDDK) ekim ayı “sektörel kredi” verile­ri, üretim, istihdam ve milli geli­re de olumsuz yansıyan sektörle­rin finans erişimindeki daralmayı ortaya koydu. Ekim verilerine gö­re bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi ilk on ayda cari olarak yüzde 29,9 artarak 15 trilyon 411,1 milyar lira oldu. Tüketici fiyatla­rı (TÜFE) bazında yüzde 39,77’ye ulaşan on aylık enflasyondan arın­dırıldığında toplam kredi hac­minde reel bazda yüzde 7,1 da­ralma olduğu belirlendi.

Ocak-ekim döneminde üreti­ci sektörlere kullandırılan kredi­lerin toplam hacmi yüzde 28,7 ile enflasyonun çok altındaki bir no­minal artışla 11 trilyon 55,5 milyar, tüketici kredileri yüzde 25,3 cari artışla 1 trilyon 950,4 milyar, bi­reysel ve kurumsal kredi kartların­daki toplam borç bakiyesi ise yüz­de 41,2 ile enflasyonun üzerinde artarak 2 trilyon 295,1 milyar lira­ya ulaştı. Enflasyonla indirgendi­ğinde; ekonominin üretim ayağı­na açılan kredilerdeki reel bazda yüzde 7,9 ve tüketici kredilerinde­ki yüzde 10,3’lük reel azalışa kar­şılık, kart borçlarında ise yüzde 1 reel artış olduğu dikkati çekti.

Dünya'dan Naki Bakır'ın haberine göre, ekim itibarıyla son bir yılda da enflasyon yüzde 48,58 olurken, bankacılık sektörü toplam kredi hacmi cari olarak yüzde 38,1 ile bunun çok altında bir artış kay­detti ve buna göre reel bazda yüz­de 7,1 daraldı. Son bir yılda üre­tici sektörlere açılan kredilerin hacminde yüzde 9, tüketici kre­dilerinde yüzde 12,6 reel daralma yaşanırken, kredi kartı borç baki­yesi reel olarak yüzde 10,6 büyüdü.

HİZMETLERDE YÜZDE 10 REEL DARALMA

İş yeri, istihdam ve faaliyet sayı­sının büyüklüğü ile orantılı olarak kredi bakiyesi en yüksek ana sek­tör olan hizmetlerin toplam kre­di hacmi, son bir yılda cari olarak yüzde 33,8 artışla ekim so­nunda 4 trilyon 832,7 mil­yar liraya ulaştı. Bankalar bu dö­nemde hizmetler sektörünü net 1 trilyon 219,5 milyar lira fonladı. Ancak yıllık cari büyümesi enflas­yonun altında kalan sektörün kre­di hacmi reel olarak yüzde 10 da­raldı.

Hizmetler alanındaki başlıca alt sektörler içinde finansal hizmetle­re açılan kredilerin hacmi son bir yılda reel olarak yüzde 9 büyürken, diğer alt sektörlerin tümünün kre­dilerinde reel bazda daralma ya­şandı. En fazla reel daralma yüz­de 22,3’le savunma sanayii, yüzde 21,7 ile eğitim, yüzde 14,3’le taşı­macılık, depolama, haberleşme ve yüzde 10,7 ile turizm alt sektörle­rinin kredi hacminde gerçekleş­ti. Ekim sonu itibarıyla 1 trilyon 834,7 milyar lira ile en büyük kre­di hacmine sahip alt sektör olan toptan ve perakende ticarette de yüzde 10,5 oranında bir reel daral­ma yaşandı. Emlak komisyonculu­ğu alt sektöründe yüzde 8,5, sağlık sektöründe yüzde 4,1 olan reel kre­di daralması, diğer hizmet alt sek­törleri toplamında ise yüzde 13,9’a ulaştı.

İMALATTA DA DARALMA VAR

Çok sayıdaki alt sektörü ile milli gelire en fazla katkıyı yapan imalat sanayii sektörünün kredi hacmi de son bir yılda cari olarak yüzde 40,6 oranında net 1 trilyon 129,3 milyar lira artışla 3 trilyon 586,8 milyar li­raya yükseldi. Sektörün kredi hac­mi reel bazda ise son bir yılda yüz­de 6,2 daraldı.

Ekim sonu itibarıyla imalat alt sektörleri içinde en büyük kredi hacmi ise 630,2 milyar lira ile me­tal ana sanayiinin olurken, bu alt sektörü 498,4 milyar lira ile teks­til, 453 milyar lira ile gıda, meşru­bat ve tütün, 428,2 milyar lira ile ulaşım araçları, 300,4 milyar lira ile kimya izliyor. Aynı tarih itiba­rıyla makine ve teçhizat sanayii­nin 239,4 milyar, diğer metal dışı madenler sanayinin 236,3 milyar, elektrikli ve optik aletler sanayii­nin 201,8 milyar, kauçuk ve plastik sanayiinin 172,2 milyar, kâğıt sa­nayiinin 140,9 milyar, ağaç ürün­lerinin 71,7 milyar, nükleer yakıt ve rafine petrol ürünlerinin 60,5 mil­yar, deri sanayiinin 22,3 milyar li­ralık kredi hacmi bulunuyor.

Son bir yılda reel olarak; ulaşım araçlarının kredi hacmi yüzde 7,2, elektrikli ve optik aletler alt sek­törünün kredi hacmi de yüzde 1,2 büyürken, ağaç ürünlerinin kul­landığı kredilerin bakiyesi enflas­yonla aynı oranda arttı, diğer tüm alt sektörlerde ise kredi artışları enflasyonun altında kaldı ve baki­ye reel olarak küçüldü. Yıllık bazda en fazla reel daralma yaşayan alt sektörler yüzde 46,2 ile nükleer ya­kıt ve rafine petrol ürünleri, yüzde 14,5’le gıda, yüzde 10,8’le diğer me­tal dışı madenler, yüzde 10,1’le kâğıt, yüzde 8,2 ile tekstil ve yüzde 7 ile kauçuk ve plas­tik sanayii.

SEKTÖRLERİN FİNANSA ERİŞİMİ NEDEN ÖNEMLİ?

Finansal sistemin en önemli işlevini, kaynakların başta reel sektör (imalat sanayii) olmak üze­re üretici sektörle­re etkin dağılımını sağlayarak yatırım­lara dönüşmesini sağlamak oluş­turuyor. Finansal hizmetlere erişim pek çok yönüyle ülkelerin ekonomik dinamiklerine pozitif katkı yapıyor.

Finan­sal erişim, ekonomik büyüme ve özel sektör yatırımları arasında “eş bütünleşme” ilişkisi bulu­nuyor. Sektörlerin yatırım, üretim, istihdam ve katma değer yaratarak gayri safi yurt içi hasıla artışına/eko­nomik büyümeye katkı yapabilmesi için sağlıklı işleyen istikrarlı bir fi­nans sektörü gerekiyor. Bu nedenle bankacı­lık sisteminin üretici sektörleri uygun maliyetlerle fon­laması da önem taşıyor. Kaynakların pahalanması ya da ge­tirilen kısıtlamalar yüzün­den finansmana yeterince erişilememesi ise yatırım, üretim ve milli gelir açı­sından olumsuz sonuçlar doğuruyor.

Tüketime ya­pılan fonlama da dolaylı olarak arza yansıyacağı için ekonomik büyü­meye katkı vermekle birlikte, ürettiğinden daha fazla tüketen bir ekonomide enflasyon ve cari açık belası or­taya çıkıyor. Makro ekonomik dengelerin sağlanıp korunabil­mesi için finans sek­törünün fonlama­da başta sanayi olmak üzere üre­tici sektörleri ön­celemesi, sağlıklı büyüme ve gelir dağılımı için ha­yati önemde.

EN SERT DARALMA ENERJİDE

Ekim sonu itibarıyla diğer ana sektörlerden inşaat sektörünün kredi bakiyesi 977,2 milyar, tarım, avcılık, orman ve balıkçılık sektörlerinin toplam bakiyesi 806 milyar, elektrik gaz, su sektörünün 680,4 milyar ve madencilik ve taş ocakçılığının kredi hacmi de 172,4 milyar lira oldu. Son bir yılda cari olarak tarım ve ilgili sektörlerin toplam kredi hacmi net 239,6 milyar, inşaat sektörü kredileri 190,1 milyar, elektrik gaz, su sektörü kredi hacmi 62,5 milyar ve madencilik ve taş ocakçılığınınki 40,4 milyar lira arttı.

Cari büyüme oranları enflasyondan arındırıldığında bu dönemde reel olarak kredi hacmi en fazla gerileyen sektörün yüzde 25,9’la elektrik, gaz ve su olduğu belirlendi. Son bir yılda inşaat sektörü kredilerinde yüzde 16,4, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 12,1, tarımda yüzde 4,2 reel daralma yaşandı.

 

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde