Pürsefa Hanı’nda dönüşüm esintisi... Sanayiden çıkan sanat
Altı sanatçı çeşitli fabrikaları tecrübe edip geri dönüşen endüstriyel malzemeleri kullanarak sanat eserlerine imza attı. Eserler ise Gaziantep’teki tarihî Pürsefa Hanı’nda açılan “Sahre” adlı sergide bir araya geldi.
Kimi betonu enstalasyona dönüştürdü, kimi geleneksel dokuma tezgâhından dijital bir sanat eseri “dokudu”, bazıları ise sanayinin vazgeçilmezleri olan ambalaj, iplik ve elyafları kullandı…
Gaziantep’te zamanında sabun imalathanesi olarak kullanılan dört asırlık Pürsefa Hanı, sanayiden doğan sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Tarihî handa SANKO Holding’in 120. yılına has olarak hazırlanan “Sahre” başlıklı sergi, Ayça Okay küratörlüğünde farklı endüstriyel alanları tecrübe edip ilham alan Hakan Yılmaz, Leyla Emadi, Jennifer İpekel, Nergiz Yeşil, Fırat Engin ve Murat Germen’in eserlerini bir araya getiriyor.
Adını; Antep’te altı gün çalıştıktan sonra bir gün kırlarda yapılan “sahre” geleneğinden alan sergide, sanatçı Leyla Emadi, sanayinin ve şehirleşmenin vazgeçilmez maddelerinden olan betonu kullanarak yaptığı ağaç kökü şeklindeki enstalasyonla yer alıyor. Emadi “Aslında ağaç köküyle birlikteliği ve kapsayıcılığı anlatıyorum. Bu köklü bir ağaç ve dallarıyla geleceğe ışık tutuyor. Bunun için betonla çalışmak istedim” diyor. Betonun sanat için önemli bir malzeme olduğunu söyleyen sanatçı “Betonlaşmadan bahsetmiyorum ama bizi için alan ve koruyan malzemenin bu kadar kötülenmesini doğru bulmuyorum” şeklinde konuşuyor.
GELENEKSEL TEZGÂHTAN DİJİTAL SANATA
Dijital sanatçı Hakan Yılmaz ise 1900’lerin başında kurumun temellerini atan Sani Bey’in el dokuma tezgâhından ilhamla uzun bir yolculuğu anlatıyor. Yılmaz, “Aslında kültürümüzdeki önemli değerleri dijital araçları kullanarak modernize etmeyi kendime görev edinmiş bir sanatçıyım. Burada da işaret ettiğim şey aynı. Çalışmanın adı ‘İlmek’. Geleneksel iplik yerine ışığı taşıyan fiberoptik iplerle bunu tasarladım. Tezgâhtan taşan ışıklar bu ilmekten duvara ulaşıyorlar. Orada da 120 yıllık bir hikâyenin tamamını görebiliyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Jennifer İpekel atık kumaşları kullanarak Antep yöresine has “cüdele” denen yorganı hatırlatan eser ortaya koyuyor. Geleneksel tekniklerle oluşturulan esere yörenin efsaneleri ve inançları soyut bir şekilde yansıyor.
Fırat Engin ambalaj filmlerini kullandığı eserinde geleneği hatırlatan farklı kelimelerini neon harflerle işliyor. Bir biyo sanat eserine imza atan Nergiz Yeşil ise geri dönüştürülmüş elyafları kombucha mantarlarıyla ileri dönüştürüyor. Fotoğraf sanatçısı Murat Germen ise workshop yaptıktan sonra fabrikayı kadrajına alan çalışanlarla birlikte enstantaneleri teşhir ediyor.
ÜRETİM BANTLARINA DÂHİL OLDULAR
Türkiye gazetesinden Murat Öztekn'in haberine göre, sergide köklü bir endüstri kuruluşunun değerleriyle Gaziantep’e ait olan unsurları birleştirmek istediklerini kaydeden küratör Ayça Okay “Farklı disiplinlerden altı farklı sanatçıyı burada bir araya getirdik. Endüstri gibi net sonuçları olan bir alanla sanat gibi daha doğaçlama bir saha buluştu. Sanatçılar farklı sanayi malzemelerini kullandılar ve üretim tesisleri içerisindeki sistemlerle fikirlerden faydalandılar. Belki de ilk defa sanatçılar üretim bantlarının içerisine bu kadar dâhil olarak sanat eserleri ortaya çıkardılar. Bütün bunlara sanayiden doğan sanat eserleri diyebiliriz” diyor. Sergiyle aynı zamanda sanayide kullanılan malzemelerin dönüşme ihtimalini göstermek istediklerini anlatan Okay, geri dönüştürülmüş ambalaj, pamuk, iplik, kumaş gibi nesneleri sanatla ileri dönüştürdüklerini söylüyor.
patronlardunyasi.com