Dolar
38,1981
0,31%
Euro
44,2039
2,20%
Sterlin
51,3306
1,21%
Bitcoin
3.330.607
2,60%
BİST-100
9.336,53
0,21%
Gram Altın
4.183,16
2,94%
Gümüş
32,94
1,63%
Faiz
48,18
-0,35%

Küresel girişim yatırımları rekor kırarken Türkiye ilk çeyrekte kan kaybetti

Türkiye’nin küresel giriş yatırımlarından aldığı payda dikkat çekici bir daralma yaşandı. Bu yılın ilk çeyreğinde Türk girişimlerin aldığı yatırım tutarı 58 milyon dolarla geçen yılki seviyesinin yüzde 48,2 altında kaldı. 2022’de 1,6 milyar dolarlık yatırımla ilk 10 Avrupa ülkesi arasına girerek süper lige yükselen Türkiye, bu yılın ilk çeyreğindeki daralmayla ikinci lige düştü.

21.04.2025 09:31Güncelleme: 21.04.2025 09:32
Küresel girişim yatırımları rekor kırarken Türkiye ilk çeyrekte kan kaybetti
16px
32px

Türkiye’nin küresel giriş yatırımlarından aldığı payda dikkat çekici bir daralma yaşandı. Bu yılın ilk çeyreğinde Türk girişimlerin aldığı yatırım tutarı 58 milyon dolarla geçen yılki seviyesinin yüzde 48,2 altında kaldı. 2022’de 1,6 milyar dolarlık yatırımla ilk 10 Avrupa ülkesi arasına girerek süper lige yükselen Türkiye, bu yılın ilk çeyreğindeki daralmayla ikinci lige düştü.

Küresel girişim yatırımları pazarı çeyreklik bazda 2022’den bu yana e yüksek büyümesini kaydederken, Türkiye’nin aldığı yatırımlarda dikkat çeken daralma yaşandı. Küresel yatırımlar bu yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre 121 milyar dolar artarak 2022’den bu yana en yüksek seviyesine yükseldi. Türk girişimlerin aldığı yatırım tutarı ise 58 milyon dolarla geçen yılki seviyesinin yüzde 48,2 altında kaldı. Böylece 2022’de 1,6 milyar dolarlık yatırımla ilk 10 Avrupa ülkesi arasına girerek süper lige yükselen Türkiye, bu yılın ilk çeyreğindeki daralmayla ikinci lige düştü.

Süper Lig’de İngiltere, Fransa ve Almanya’nın yanına sürpriz bir şekilde Malta katıldı. Türkiye’nin yeni rakipleri ise Avusturya, Romanya ve Litvanya gibi ülkeler oldu. Geçen yılın tamamında 167 anlaşmada ulaşılan 349 milyon dolarlık yatırım büyüklüğü ile karşılaştırıldığında, fonlardaki anlaşma başına gerileme dikkat çekerken, bu yıl Getir’in dev yatırımlarının etkisi de kayboldu. Global girişimcilik ekosisteminde ise 121 milyar dolarlık yatırım hacmiyle 2022’den bu yana en yüksek çeyrek yaşandı. Ancak, bu büyüme tüm girişimcilik ekosistemine eşit şekilde yansımadı. Yatırımcılar, daha az sayıda girişime daha büyük yatırımlar yaparak risklerini minimize etmeye çalıştı. Yatırımcılar, özellikle yapay zekâ alanında, daha olgun ve ölçeklenebilir girişimlere yönelerek, belirsizliklere karşı daha temkinli bir yaklaşım sergiledi. Sektör temsilcileri, 2025 yılını, girişimcilik ekosistemi için temkinli ama umut vadeden bir toparlanma dönemi olarak görürken, makro ekonomik istikrarın sağlanması ve tematik yatırımların artması halinde, ikinci yarıda yatırımcı iştahının yeniden canlanmasını bekliyor.

Starts Watch’ın verilerine göre yatırım sayısına en fazla katkı sağlayan dikeyler oyun ve fintech olurken, yeni kurumsal girişim sermayesi (CVC) fonunun kurulmamış olması dikkat çekti. Türkiye’de aktif CVC fon sayısı 92’de sabit kalırken, yetkilendirilen 26 yeni Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ile birlikte toplam sayı 481’e ulaştı. Aktif fon sayısı ise kapananlarla birlikte 462 oldu. Kitlesel fonlama tarafında da durgunluk devam etti. Bu çeyrekte yalnızca dört kampanya başarıyla tamamlandı.

EKOSİSTEMDE “EJDERHA ÇIKIŞI”

Çeyreğe damga vuran gelişme ise Laboratoires Vivacy’nin, DCP portföy şirketi Burgeon’ı satın almasıyla yaşandı. Bu işlem, Türkiye’de derin teknoloji alanında faaliyet gösteren bir fonun tüm fon büyüklüğünü karşılayan ilk “dragon exit” olarak öne çıktı. Bu tür çıkışlar, ekosistemin olgunlaşma süreci açısından kritik önem taşıyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yapay zeka yatırımları geçen yılın ilk çeyreğinde 3,7 milyon dolarken 6,1 milyon dolara çıktı. Anlaşma sayısı 22’den 13’e düştü. Seri A yatırımlarında duraklama gözlenirken, yatırımcılar gözlerini yapay zeka odaklı sektörlere çevirdi. Figopara CEO’su Koray Bahar, yatırımcı ilgisinin yapay zekâ, yeşil enerji ve fintech tarafında yoğunlaştığını belirtirken; 212 NexT Yönetici Ortağı Çağlar Urcan, döngüsel ekonomi ve kuantum bilişim gibi yeni alanların da radarlarında olduğunu ifade etti. Simya VC Yönetici Ortağı Selma Bahçıvanoğlu ise finans, e-ticaret, eğitim ve sağlıkta yapay zekâ entegrasyonunun derinleşeceğini belirtti. 212 Kurucu Ortağı Ali Karabey ise görüntü analizi, doğal dil işleme ve tahminsel analitik gibi alanların 2025’te öne çıkacağını vurguladı.

Sipay CEO’su Semih Muşabak ise, fintech sektörünün geleneksel bankacılığa kıyasla üç kat daha hızlı büyüdüğünü, yapay zekâ ve makine öğrenimi teknolojilerinin bu büyümeyi hızlandırdığını söyledi. Fonların büyük bölümü artık ‘deep tech’ ve ‘impact’ odaklı alanlara yöneldiğini söyleyen Figopara Kurucu Ortağı Koray Bahar’a göre, sağlık, tarım, üretim ve lojistikte özelleştirilmiş çözümlerle yapay zekâ etkisi büyüyor. Sektör temsilcilerine göre, 2025’te açık bankacılık, servis bankacılığı ve kişiselleştirilmiş finansal çözümler öne çıkacak. E-ticaretin artışı ve e-para çözümleriyle dijital cüzdanlar büyümesini sürdürecek. Geleneksel finansla blockchain’i birleştiren hibrit çözümler, özellikle DeFi tarafında yatırım fırsatları doğurabilir.

YATIRIMCININ ARADIĞI, ESNEK VE SERMAYESİ VERİMLİ GİRİŞİM

Fon yöneticileri ve yatırımcılar, 2025 yılında sermaye verimliliğini artıran, güçlü nakit akışı üreten ve küresel pazarlarda büyüme potansiyeli gösteren girişimlerin ön planda olacağını belirtiyor. Aynı zamanda 4 açıklık, girişimlerin yatırım alabilmesi açısından belirleyici olacak. Koray Bahar, yenilikçi, çevik yapılı, güçlü ekibe ve sağlıklı nakit akışına sahip girişimler öne çıkacağını geleceğin teknolojilerine yatırım yapan, Ar-Ge’ye ve ekibine kaynak ayıran girişimler yatırımcıların ilgisini çekeceğini ifade etti.

212 Kurucu Ortağı Ali Karabey, Türkiye’nin global rekabette daha görünür olabilmesi için Ar-Ge yatırımlarının artırılması gerektiğine dikkat çekerken; uluslararası yatırımcıların çekilmesi için düzenleyici çerçevenin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası pazarlara erişimi kolaylaştıracak altyapı ve girişimcilik kültürünün desteklenmesinin, yerli girişimlerin global yatırım pastasındaki payını artıracağını savunan Karacabey, “2025’te yatırımcılar, kârlılığa hızlı ulaşabilen, sermayeyi verimli kullanan ve güçlü likidite planları sunan iş modellerini tercih edecek. Sürdürülebilir exit potansiyeli sunan girişimler öne çıkarken, ESG kriterlerine uygunluk yatırım kararlarında daha belirleyici hale gelecek. Finansal sağlamlık ve pazar esnekliği, yatırımcıların odağında olacak” dedi.

Ekonomim'den Selenay Yağcı'nın haberine göre, girişimcilerin 2025’te müşteri ihtiyaçlarını derinlemesine anlayan, çözüm odaklı ürünler geliştirmesi gerektiğini belirten Karacabey, “Nakit akışının optimize edilmesi ve operasyonel verimliliğin artırılması sürdürülebilir büyümenin anahtarı olacak. Stratejik ortaklıklar ise rekabet avantajı sağlayabilir. Küresel ekonomik yavaşlama, jeopolitik belirsizlikler, tedarik zinciri sorunları, regülasyon baskısı ve veri güvenliği zorlukları girişimcilik ekosistemini tehdit edebilir. Türkiye özelinde yetenek göçü ve finansmana erişim, çözülmesi gereken temel meseleler arasında. Ancak bu zorluklar, doğru strateji ve esneklikle fırsata dönüştürülebilir” diye konuştu.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME VE RİSK YÖNETİMİ ÖNE ÇIKACAK

Yatırımcılar için rekabetin daha az olduğu ve büyüme potansiyeli taşıyan pazarlara yönelmek, yatırım kararlarında belirleyici faktör olacağını ifade eden Çağlar Urcan, şunları anlattı:

“Bu dönemde, yalnızca finansal getiriler değil, aynı zamanda sürdürülebilir büyüme ve risk yönetimi de ön plana çıkacak. Girişimciler, ekonomik belirsizliklere karşı dayanıklı ve sürdürülebilir iş modelleri kurmalı. Yerel pazarlarla sınırlı kalmayıp globalde büyümeyi hedefl eyen stratejilerle uluslararası rekabetin sunduğu fırsatları değerlendirmeliler. İnovasyonu merkeze alarak, finansal verimlilik ve etkili nakit akışı yönetimini ön planda tutarak sağlam temeller oluşturulmalı. Bu adımlar, uzun vadeli başarı için kritik önem taşıyor. Faiz oranlarındaki düşüş eğilimi, büyüme ortamını destekleyebilir. Ancak bölgesel ve küresel ekonomik dalgalanmalar, girişimlerin stratejik planlarını etkileyebilir. Bu nedenle esnek olmak ve değişen koşullara hızla uyum sağlamak, sürdürülebilir büyümenin anahtarı olacak.”

Makroekonomik dalgalanmalar, yatırımcıları daha seçici hale getirebileceğine dikkat çeken Selma Bahçıvanoğlu, 2025’te yatırımcılar, kısa vadeli kazançlardan ziyade sürdürülebilir büyümeye ve kalıcı etki yaratan iş modellerine yönelecek. Teknoloji ve dijital dönüşüm fırsatları gündemde kalırken, riskleri iyi yöneten, esnek ve yenilikçi girişimler yatırımcıların tercihinde öne çıkacak. Türkiye girişimcilik ekosistemi hem fırsatları hem de riskleri barındıracak. Girişimlerin globalleşme süreçlerinde bilgi ve network desteğine ihtiyacı artacak. Artan küresel rekabet, stratejik adımları daha da kritik hale getirirken, bu dinamikler aynı zamanda rekabet avantajı ve yeni fırsatlar yaratma potansiyeli de sunacak” dedi.

patronlardunyasi.com