İstanbul Barosu'nun yeni başkanı Kaboğlu'ndan Anayasa'nın ilk 4 maddesi mesajı

Anayasa hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu, bugün yapılan seçimlerin sonucunda İstanbul Barosu'nun yeni başkanı oldu. Değişim İçin Avukatlar Grubu'ndan adayı Prof. Dr. Kaboğlu, seçimde 7 bin 219 oyunu aldı. Yeni başkan Prof. Kaboğlu, seçimi kazandıktan sonra bir konuşma yaptı. İbrahim Kaboğlu, konuşmasında, Türkiye'nin siyasi gündeminde tartışmalara neden olan Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili açıklamalar yaptı. Açıklamasında "Hiçbir zaman dışlayıcı olmayacağız" diyen İbrahim Kaboğlu, şunları söyledi:

'HİÇBİR ZAMAN DIŞLAYICI OLMAYACAĞIZ'

"Sonuçlar İstanbul Barosu’nun kazandığını gösteriyor. Biz hiçbir zaman dışlayıcı olmayacağız. Hukuku etkili kılmak için yola çıktık, demokratik hukuk devleti için, insan haklarına dayanan laik ve demokratik hukuk devleti için yola çıktık. Ve sizler oylarınızla vaatlerimize oy verdiniz. Biz toplumumuza belirttiğimiz vaatleri bu akşamdan itibaren, yarın sabahtan itibaren teker teker uygulamaya koyacağız." 

'İSTANBUL BAROSU BİR ŞİRKET DEĞİLDİR'

"Birincisi şu anda yürürlükte olan mevzuat içerisinde yapılabilecek olanlar. İkincisi yasal önerileri, üçüncüsü ise Anayasa karşısındaki tavrımız. Bu çerçevede hiç kimse unutmasın ki İstanbul Barosu bir şirket değildir. İstanbul Barosu, kamu hizmetini icra eden, hukuku öne çıkaran, hukukun üstünlüğünü savunan avukatların üyeliğini yaptığı koca bir örgüttür."

'DEĞİŞMEZ MADDELERE OLUMLU ANLAMDA DOKUNULABİLİR'

"Biz bugünkü seçimi Anayasa’nın değişmez maddesi bağlamında yaptık. Yani demokratik devlet temelinde yaptık. Evet, mikro demokrasi örneği değildir, makro demokrasi de değildir İstanbul Barosu. Ama hem mikro demokrasi alanlarına hem de makro demokrasi alanlarına örnek oluşturacak bir süreci yaşadık. Son olarak şunu belirtmek isterim ki, İbrahim Kaboğlu ve değişmez maddeler ilişkisinde yaratılmak istenen ikililik karşısında, doğru, İbrahim Kaboğlu kitaplarında da yazdı, konuşmalarında da dile getirildi. Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir. Tıpkı 1995’te yapıldığı gibi, tıpki 2001’de yapıldığı gibi. 1995’te başlangıç kısmındaki ırkçı ifadeler çıkartıldı, 2001 değişikliği ise madde 14’e ‘İnsan haklarına dayanan, laik ve Cumhuriyet’ tanımı yapıldı. O zaman, 1961’de öngörülmüş olan insan haklarına dayanan devlet kuralı 2001’de Anayasa’ya yeniden girmiş oldu. İnsan haklarına dayanan, laik ve demokratik cumhuriyet. Yani daha ileriye götürüldü. Anayasa Mahkemesi de ‘İnsan haklarına dayanan laik ve demokratik cumhuriyet' tanımını kullanmaya başladı. Biz hepimiz, hep birlikte hak, hukuk adalet için, insan haklarına dayanan, laik ve demokratik sosyal hukuk devletini savunacağız. Yolumuz açık olsun."

patronlardunyasi.com