Gold Elektronik'i sarsan sahtecilik davası
İtalyan Giorgi Armani ve Gold Bilgisayar’ın sahipleri ‘taklit saat’ suçlaması ile karşı karşıya geldi.

İtalyan Giorgi Armani ve Gold Bilgisayar’ın sahipleri ‘taklit saat’ suçlaması ile karşı karşıya geldi. İtalyan taraf, Emporio Armani marka saatlerin sahtelerinin, Gold bünyesindeki şirketin mağazalarında satıldığını iddia etti.
Mahkeme karar verebilmek için 5 ayrı bilirkişi raporu istedi. Son bilirkişi raporunda çarpıcı bir durum yaşandı. Adli Tıp Kurumu bünyesindeki iki uzman, ilk hazırladıkları raporda ‘yorumsuz’ kaldı; sekiz gün sonra ise saatlerin sahte olduğu yönünde rapor yazdı. İki uzman hakkında şikâyette bulunulurken, saat sahteciliği konusunda ise görüş bildiremeyecekleri ortaya çıktı.
Türkiye’de yıllık 500 milyon dolarlık pazar büyüklüğü olduğu hesaplanan markalı saatler ile ilgili önemli bir davanın görüldüğü belirlendi. Davanın bir tarafında, ürünleri 100’ü aşkın ülkede satılan Giorgio Armani S.P.A yer alırken, diğer tarafta Gold Elektronik bünyesindeki GSA Saat Mücevherat A.Ş. yer alıyor. Dava üç yıla yakın bir süreden beri devam ediyor.
‘SAATLERİNİZ SAHTE’ İDDİASI
Davaya konu sürecin başında ise Gold ve GSA Saat mağazalarında Emporio Armani adı altında sahte saatlerin satıldığı iddiası yer aldı. Noter çağrılarak, Bayrampaşa’da bulunan bir AVM’deki Gold’un mağazasında bazı saatlere, ‘sahte oldukları gerekçesiyle’ el konuldu. Giorgio Armani tarafı, söz konusu saatlerin sahte olduğunu, ‘marka hakkına tecavüz edildiği’ni savundu; 10 bin Euro da tazminat talep etti.
‘SAHTE DEĞİL ABD’DEN ALDIK’
GSA Saat tarafı ise, söz konusu saatlerin orijinal olduğunu, uzman kişilere yaptırılan incelemeden sonra ABD’deki bir firmadan alındığını belirtti. GSA tarafı, saatler üzerine Gümrük görevlilerinin de inceleme yaptığını ve yurda girişine izin verildiğini resmi yazıları ile sundu.
TARAFLAR DAVALIK OLDU
Konu mahkemeye taşındı. Ocak 2011’de İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Teknik inceleme gerektiren konuda mahkeme, kararını alınacak bilirkişi raporu sonrası vereceğini kaydetti. Dava dosyasına, en sonu geçtiğimiz 4 Temmuz’da sunulan 5 bilirkişi raporu ve bir çok mütalaa sunuldu.
GENEL EĞİLİM: ‘SAHTECİLİK YOK’
Bilirkişi raporlarının birinde saatlerin GSA tarafından Amerikalı Promise firmasından satın alındığı kaydedildi. Bir raporda ise saatlerin sahte olup olmadığı yönünde kanaat belirtilmedi. Üç kişilik heyetin sunduğu bir raporda ise, saatçi bilirkişi saatlerin sahte olmadığını söylerken, öğretim üyesi iki bilirkişi saatlerin daha gelişmiş laboratuvar ortamında incelenmesi gerektiğini kaydetti.
Üç kişiden oluşan bir başka bilirkişi ekibi ise saatlerin sahte olmadığı yönünde rapor verdi. Yine saatlere el konulması sonrası Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talep ettiği bilirkişi raporunda da üç kişilik heyet saatlerin sahte olmadığını kaydetti.
YENİ HEYET OLUŞTURULDU
Mahkeme bu yılın başında yeni bilirkişi heyeti oluşturdu. Prof. Dr. Selçuk Öztek başkanlığında oluşan heyette Adli Tıp Uzmanları Doç. Dr. Faruk Aşıcıoğlu ve Dr. Çetin Seçkin ile saatçi bilirkişiler Nevzat İnce ve Hasan Yılmaz yer aldı. Heyet, dosya üzerinde çalışmaya başladı; el konulan saatler ile orijinal olarak ortaya konulan saatleri incelemeye aldı. Heyet raporunu 4 Temmuz’da tamamladı ve mahkemeye sundu.
SEKİZ GÜN İÇİNDE GÖRÜŞ DEĞİŞTİ
Ancak 4 Temmuz’da sunulan rapordan 8 gün önce hazırlanan ve imzaya açılan rapora Hürriyet ulaştı. İlk raporda iki saatçi bilirkişi saatlerin sahte olmadığını kaydetti. İki Adli Tıp Uzmanı ise, inceledikleri saatlerin bazılarında ‘farklılık’ tespit ettiklerini yorumsuz bir biçimde yazdı. Ancak 8 gün aradan sonra sunulan raporda dikkat çekici bir değişiklik yer aldı. Anılan raporda saatçi bilirkişiler daha önce belirttikleri gibi saatlerin sahte olmadığını yazarken , iki Adli Tıp Uzmanı ilk raporlarında yer alan ifadelerine ek olarak “Farklılıkların dava konusu el konulan saatlerin taklit üretim oldukları anlamına gelebileceği...” değerlendirmesi yaptı.
'SAAT SAHTECİLİĞİNİ BİLMEZLER'
GSA tarafının avukatları Adli Tıp Uzmanları hakkında İstanbul Adalet Komisyonu ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na şikâyette bulunurken, saat sahteciliği konusunda görüş belirtemeyecekleri bilgisine de ulaştı. Konu ile İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde gelen yazılarda, bünyelerinde saat sahteciliği konusunda eğitim verilmediği bildirildi. Adli Bilirkişi Şahin İplikçi, ise adli tıp uzmanlarının saat sahteciliği konusunda uzmanlıklarının bulunmadığı yönünde görüş verdi. Son duruşması geçtiğimiz 19 Kasım’da görülen davada mahkeme bir sonraki celse için Ocak 2014’e gün verdi.
Dinçer Gökçe/Hürriyet