Fenerbahçe eski başkanı Ali Şen'in vefat eden torunu Alp Şen'i doğum gününde sevenleri unutmadı
10 yıl önce Şile'de geçirdiği ATV kazasında yaşamını yitiren Alp Ali Şen'i doğum gününde sevdikleri özlemle andı. Fenerbahçe eski başkanlarından Ali Şen'in torunu olan Alp Ali Şen, yaşasaydı bugün 27'inci yaş gününü kutlayacaktı.

19 Mayıs 2014 yılında Begüm Şen ve Adnan Şen çifti 17 yaşındaki oğulları Alp Ali Şen’i ATV kazasında kaybetti. Ölümünün üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen ailesi ve sevenleri Alp’i unutmadı.
İki gün sonra ölümünün 10’uncu yılını dolduracak olan Alp Şen’in bugün doğum günü. Alp Ali Şen yaşasaydı bugün tam 27 yaşında olacaktı.
Alp Ali Şen aynı zamanda, Fenerbahçe’nin eski başkanlarından Ali Şen’in torunu.
Hayatını kaybedişinin üzerinden 10 yıl geçen Alp Ali Şen’in doğum gününü annesi Begüm Şen ve sevenleri unutmadı.
BEGÜM ŞEN:
“İyi ki doğdun meleğim. Işıkla uyu. Alp’im”
ASLIŞAH ALKOÇLAR:
“İyi ki doğdun Alp. Doğum günün kutlu olsun melek kardeşim. İyi ki doğdun seni seviyorum”
NESLİŞAH ALKOÇLAR:
“İyi ki doğdun güzel insan. Alp’imiz”
NALAN AKSOY:
“Doğum günün kutlu olsun Alp’imiz”
ALP ALİ ŞEN VAKFI:
“İyi ki doğdun, iyi ki umut oldun yeniden doğuşlara”
“SANKİ KALP KRİZİ GEÇİRİYORMUŞUZ GİBİ”
Oğlunun ölümünü seneler geçse de unutmayan anne tam 2 yıl sonra 2016’da yaşadıklarını Bal Çiçek İlter’e anlatmıştı:
“Şile’deydik. ATV ile çıkmışlar, evimize 10 dakikalık mesafede. Sana şu anda oraya gidinceye kadarki hislerimi anlatmam gerçekten mümkün değil. Büyük bir stres, eşim de ben de sanki kalp krizi geçiriyormuşuz gibi. Başta o kadar tedirgin olmamıştım. Eşimi görünce inanılmaz korktum. Yolda hiç konuşmadık. Adnan çok soğukkanlı bir insandır ama verdiği tepkiler farklıydı ve beni çok rahatsız etti, kalbim sıkıştı. ‘’Ne oldu acaba?’’ diye düşünüyorum ama inan böyle bir şey beklemiyorum.
“MANZARA KORKUNÇTU”
Gittiğimde manzara korkunçtu. Hafif dokundum oğluma ama içgüdüsel olarak diyorum ki “Dokunma, oynatırsan yanlış bir şey olabilir.’’ Aletin üzerinde herhangi bir şey olabilir. İlk yardımda kuraldır, oynatmamak. Ama inan o anın büyük acısını çekiyorum. Keşke tutup kendine getirmeye çalışsaydım, keşke sarılsaydım. Çok danışıyorum bu konuda doktorlara, aile dostumuz Özlem Cankurtaran, Acıbadem Hastanesi’nden çok ilgileniyor. Hep soruyorum hâlâ “Geç mi kaldık? Ne yapabilirdim orada, yanlış mı yaptım?’’ diye... “Yapabileceğin bir şey yoktu, sen gidene kadar her şey olmuş’’ diyorlar. Biliyorum bunu ama inan yeniden duymak istiyorum, çünkü çok ağır geldi
“ACISINI ÇEKİYORUM HALA”
Onun acısını çekiyorum hâlâ. Kelimelerle anlatılmaz. Hastanedeyiz eşimle, manzara feci ama ümitliyiz. Dönüp diyorum ki “Ben de 20 sene önce trafik kazası geçirdim, kalçam çivi dolu, belki benim gibi ameliyat olur.’’ Adnan o anki şoku ve iyi niyetiyle “Yok canım ameliyata bile gerek kalmaz’’ diye cevap veriyor. Düşünsene durumumuzu. Hiçbir şeyin farkında değiliz. Tamamen şok. Şile Devlet Hastanesi’nde bekliyoruz kapıda. Çok uzun geldi o bekleyiş bana. Bitmek bilmedi. O kapıda yaşlandım sanki, seneler geçti. Ve sonra haber geldi, bittik biz eşimle. Son hatırladığım nokta. Ambulansa aldılar beni. İnanmadım, inanmak istemedim. Ertesi gün camide hâlâ “Bir umut vardır belki, yeterince bir şey yapamadık’’ diye düşünüyordum, şaka değil. Hâlâ her gece yatarken “Bu yaşadıklarım umarım rüyadır ve ben yarın uyandığımda sabaha normal kalkacağız’’ diye dua ediyorum.”
patronlardunyasi.com