Beyoğlu'ndaki İtalyan lokantası Pizzeria Pera'nin işletmecisi Serdar Arslan: Şu anda sadece A Plus restoranlar ve sokak lezzetleri iş yapıyor
Serdar Arslan aslında bilgisayar mühendis, yüksek lisans yaptığı ABD'de 11 yıl çalıştı. Ancak hayalinde hep gastronomi vardı. Türkiye'ye döndüğünde bu hayali ile buluştu. Gastronomi dünyasına Pizzeria Pera'yı kurarak adım attı. Bir zamanların beyaz yakalısı şimdilerde beyaz yakalıların tercih ettiği bir İtalyan lokantasının işletmecisi oldu.
12.01.2025 15:59Güncelleme: 12.01.2025 16:08
ABONE OLÖzlem ERMİŞ BEYHAN
Beyoğlu’nda 2. Derece sit alanı kabul edilen bir binanın alt katında 8 masalı bir İtalyan restoranı. İçeri girdiğinizde güney İtalya’da küçük bir bistro’ya girmiş gibi hissediyorsunuz. Taş duvarlar, müzik, ışık ve klasik bir şıklığı yansıtan masaları ile Pizzeria Pera, Beyoğlu’nun 11 yıldır aynı kişinin sahipliğinde hayatına devam edebilen az sayıda restoranından biri. Çünkü yeme içme sektörü için özellikle zor bir dönem geride kaldı. Pandemi, Beyoğlu’nda patlayan bombalar, yüksek enflasyonla uçan gıda fiyatları…
PANDEMİDEN BİLE ZOR BİR YILDI
Pizzeria Pera’nın kurucusu ve sahibi, somelyer Serdar Arslan bu süreçte tutkuyla yaptıkları işlerini ayakta tutmak için hep mücadele ettiklerini anlatıyor ve ekliyor: “Ama inanır mısınız bu geçtiğimiz son bir yıl, pandemiden bile zordu. 2025 daha da zor olacak. Masalarımız hala dolu ama cirolar üçte bire düştü. Eskiden başlangıç, ana yemek tatlı, içki söyleyenler artık ortaya birkaç tabak alıp paylaşıyor…”
Bu zorluk temel olarak özellikle beyaz yakalıların alım gücündeki azalmadan kaynaklanıyor. Serdar Arslan, konuklarının Beyoğlu bölgesindeki konsolosluklarda çalışanlar, turistler ve beyaz yakalılar olduğunu belirtiyor. Aslında Pizzeria Pera’nın ününün dilden dile yayılmasını sağlayan da bizzat İtalyan konsolosluğunun bir çalışanı olmuş. Malum İtalyanlar yemekleri konusunda çok muhafazakar, gerçek bir İtalyan lezzeti buldular mı da hakkını veriyorlar.
GALATAPORT’A BİR GEMİ YANAŞTIĞINDA BAYRAM
Turistler de bölgedeki tüm restoranların en kıymetli konukları arasında. Arslan, “Galataport’a bir gemi yanaştı mı Beyoğlu’nda bayram havası eser. Çünkü İstanbullu artık sadece Cuma ve Cumartesi akşamları dışarı çıkıyor. Hafta içi bölgedeki tüm restoranlar cruise yolcularının gelişini bekliyor” dedi.
BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİNDEN PİZZACILIĞA
Serdar Arslan aslında kendisi de eski bir beyaz yakalı. Bilgisayar mühendisi. ABD’ye yüksek lisans için gitmiş, sonrasında 11 yıl orada bilgisayar mühendisi olarak çalışmış. Ardından Türkiye’ye geri dönerek, gönül verdiği gastronomi dünyasına Pizzeria Pera’yı kurarak girmiş. İtalya’da workshop’a katılmış, Güney İtalya’yı dolaşıp Türk insanının damak tadına en uygun pizzayı aramış:
“Romano pizzasında karar kıldım. Restoranımızdaki taş fırında en iyi ve orijinal malzemelerle Romano pizzası yapıyoruz. Biz gerçek İtalyan lezzetlerini sunmayı hedefliyoruz. Kremalı makarna sunmayız örneğin. İtalyan mutfak kurallarına sadık kalmaya gayret ediyoruz.”
ÖZEL ETKİNLİKLER VE TADIM MENÜLERİ
Pera’nın İtalyan’ı olarak Pizzeria Pera 11’inci yılında doğaya daha saygılı bir restoran olmaya, yerel üreticileri desteklemeye mevsime göre yenilediği menüsüyle devam ediyor. 11’inci yılında çok sevilen, artık bir Pera klasiği haline gelen pizzalarının yanı sıra İtalyan mutfağının sınırlarına saygı duruşu ilkesiyle menüyü zenginleştiriyor. Makarnada bir İtalyan klasiği olan carbonara, doğru malzemelerin peşine düşülerek orijinal reçetesiyle sunulurken, siyah sarımsak dokunuşuyla zenginleşen pancar carpaccio ile servis edilen burrata kış menüsünün favorilerinden.
Hafta sonları ise Pizzeria Pera en iyi malzemeyi bulunca ‘affetmiyor’, hazırladığı spesiyallerle misafirlerini şaşırtıyor. Bisk sos üzerinde fırınlanmış İzmir’in maviliğinden gelen ahtapot, Trakya’dan toplanan porçini mantarın umami kattığı risotto hafta sonu karşınıza çıkabilecek spesiyallerden… Pizzeria Pera’nın kurucusu ve sahibi, somelyer Serdar Arslan’ın yemek ve şarap eşleştirmeleriyle düzenlenen tadım etkinlikleri mekanın bir başka yeniliği. Arslan, “Mevsimin imkanları doğrultusunda, spesiyaller ve düzenlediğimiz şarap tadım etkinliklerinde şaraplara uyumlu hazırladığımız menüler, misafirlerimizin bilmediği bir yönümüzle tanışma olanağı sağlıyor” diyor.
FAHİŞ FİYAT ELEŞTİRİLERİNE KARŞI…
Serdar Arslan, sosyal medyada süren restoranlarda fahiş zam eleştirilerinin de çok haklı olmadığını söylüyor:
“Elbette bunu yapanlar da vardır ama genelde yeme içme sektörü başta kiralar olmak üzere ağır bir maliyet yükü altında. Vergiler özellikle alkollü içkilerde çok yüksek. Çalışanlarınızın maaşını sigortada tam gösteriyorsanız, verginizi tam ödüyorsanız maliyetleriniz katlanıyor. Toptan alımlarda yüzde 1 olan verginin satışta yüzde 10’a çıkması ile üzerimize yüklenen mahsuplaşma da belimizi büküyor. Restoranlarda fiyat artışlarının ardında yatan sebeplerden biri de budur.”
patronlardunyasi.com