Almanlar döner endeksini sevdi

Almanlar döner endeksini sevdi

Almanlar eskiden zamları dondurma ve bira fiyatına göre hesaplardı. The Economist dönerin ülkedeki öneminin lezzetini çoktan aştığını yazdı.

Almanlar döner endeksini sevdi
16px
24px
05.07.2024 17:49Güncelleme: 05.07.2024 17:54
ABONE OLgoogle

Londra merkezli The Economist, Almanya'da döner endeksini yazdı.

İşte o yazı:

“Başımın üstünde bir soğan/Kebabım ben/Çünkü güzelleşir kebap olan.” 2004 yılında hit olan “Döner macht schöner” şarkısındaki bu sözlerin de anlattığı üzere döner Almanya’da, özellikle de başkent Berlin’de övgülere boğulan bir yemek. Her Berlinlinin favori bir “Dönerladen”ı var. Birçok kişi ailece bu lokantalara yemeğe gidiyor.

Döner kebap “currywurst” olarak bilinen domuz sosisini uzun zaman önce geride bırakarak Berlinlilerin favori fast food’u haline geldi. Ancak lavaş içinde salata ve sosla birlikte sunulan kuzu veya dana eti, bugünlerde öyle yaygın ki ülkedeki önemi lezzetini aşıyor.

TAVAN FİYAT ÖNERİSİ

Enflasyon hesaplarını ele alalım. Tutumlu Almanlar bir zamanlar zamları dondurma ve bira fiyatına göre hesaplardı. Bugünlerde ise gazeteler bir saat çalışma karşılığında kaç kebap yiyebileceğinizi yazıyor. Tedarik zinciri sorunları ve savaş sebebiyle fiyatların uçmasından sonra bazı siyasetçiler “dönerpreisbremse”, yani “döner tavan fiyatı” belirlenmesini önerdi. 2022’de döner tutkunu bir protestocu Almanya şansölyesine “Putin’e söyle, kebaba 4 euro vermek istiyorum” diye bağırıyordu.

Dalga geçmeyin: Döner-Diplomatie diye bir şey gerçekten var. Nisan ayında Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Türkiye’ye yapacağı ziyarette Berlinli bir dönerciyi 60 kilogramlık etle birlikte yanında gelmesi için davet edince eleştirilerin hedefi olmuştu. Köşe yazarlarına göre Mainz’da yaşayan mRNA Covid aşısının mucidi Uğur Şahin ve Özlem Türeci çifti, Türk-Alman dostluğu için çok daha uygun bir simge olabilirdi. Gerçi “Döner. Eine türkisch-deutsche Kulturgeschichte” (Döner: Bir Türk-Alman Kültür Tarihi”) kitabını yazan ve cumhurbaşkanının uçağında yerini alan Eberhard Seidel eleştirileri saçmalık olarak nitelendirdi. İstanbul’da düzenlenen resepsiyonda Türklere kebap ikram edilirken Almanlar da sarımsaklı sosis ve turşuyla ziyafet çekti. İki ülke arasındaki ilişkinin merkezinde yer alan göçmenlerin mütevazı geçmişini yüceltmenin bundan daha isabetli bir yolu olabilir mi?

İŞSİZ KALAN GÖÇMENLER
Seidel dönerin kökeninin Osmanlı İmparatorluğu’na dayandığını söylüyor. (Eti diklemesine pişirme tekniği muhtemelen Bursa’da icat edildi.) 1970’lerde Batı Almanya’daki bazı Türk Gastarbeiter (misafir işçiler) çalışmak üzere geldikleri kimi fabrika ve madenlerin kapanması üzerine seyyar dönercilik yapmak zorunda kaldı. Döneri Almanların damak tadına uydurup her saygın dönercinin bulundurması gereken üçlüyü hazırladılar: Yeşillik, sarımsak ve acı. Ardından kritik bir karar verip döneri ekmek arasında sundular. Ayakta yenebilen bu ucuz yemek kısa sürede Almanya’ya yayıldı.

Sonradan gelen göçmenler döneri farklı biçimlere soktu. Berlin’in Schöneberg semtindeki Rüyam Kebab’da bu satırların yazarına kendi kafası büyüklüğünde bir “gemüse” (sebzeli) döner ikram edildi. Türklerden ziyade Araplardan oluşan personel geleneksel salataya havuç ve patlıcan da eklemiş. Ortaya çıkan rengarenk görüntü sadece leziz değil Instagram’da paylaşmak için de mükemmel. Saat henüz akşam altı bile değil ama tezgahın başındaki sıra kapıdan dışarı taşmaya başladı…

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde