Yılmaz Erdoğan'ın mühendislik yolculuğu oyunculukla sona erdi

Yılmaz Erdoğan'ın mühendislik yolculuğu oyunculukla sona erdi

Yılmaz Erdoğan, tiyatroya başlamadan önce üniversitede inşaat mühendisliği okuduğunu söyledi: “İstanbul’a inşaat mühendisliği okumak için gelmiştim. Tiyatro için inşaat mühendisliğini bıraktığım için babam bana kızmıştı. Tiyatroya karşı değildi, okulu bırakmama kızmıştı. İnsanın ilk mücadelesi babasıyla.”

Yılmaz Erdoğan'ın mühendislik yolculuğu oyunculukla sona erdi
16px
24px
12.02.2025 08:27Güncelleme: 12.02.2025 08:31
ABONE OLgoogle

Yılmaz Erdoğan, Sine Çakır ve Rıdvan Dilmen’in sunduğu ‘Hayatın Not Defteri’ programına katıldı.

Erdoğan, tiyatroya nasıl başladığını şu sözlerle anlattı:

“Futbolu bırakıp sanatla ilgilenmeye başlayınca üzülmüştüm. Çünkü aslında İstanbul’a geldiğimde futbol hayatım devam ediyordu. DSİ Spor ile de idmanlara çıkmaya başlamıştım. O ara ‘Nöbetçi Tiyatro’ oyuncu ilanını gördüm. Tiyatro başlayınca da hepsine gitmek için otobüs biletim bile yoktu. Aslında İstanbul’a inşaat mühendisliği okumak için gelmiştim. Tiyatro için inşaat mühendisliğini bıraktığım için babam bana kızmıştı. Tiyatroya karşı değildi, okulu bırakmama kızmıştı. İnsanın ilk mücadelesi babasıyla. İlk ona göstermek istiyorsun kendini. ‘Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?’ oyununa kadar babam, beni hiç övmedi.”

DEPREM FELAKETİ SONRASI ADINI DEĞİŞTİRDİM

Yılmaz Erdoğan, “İnci Taneleri”nin isminin çıkış hikâyesini ise şu sözlerle anlattı:

“Bir yazarlık atölyesi yapıyordum. Orada ‘Senaryolarınızın isimleri neden bu kadar kötü’ başlığına çalışıyorduk. Türkiye’de projelere verilen isimleri pek beğenmem. Atölyedeki çocuklar, yazdıklarına isim koymamıştı. Bu sefer ‘Size isim vereceğim, üzerine yazın’ dedim. Biri ‘Kardeş Kıyameti’ydi. Bu ismi beğendim. ‘İnci Taneleri’nin adı da ‘Kardeş Kıyameti’ olacaktı. Maalasef 6 Şubat deprem kıyametini yaşayınca o kelime benim murat etmediğim bir yere gitti. O kelime bana başka şeyler hatırlattı. Daha ışıl ışıl bir isim olsun istedim. İnciler dökülünce hikâyeden ‘İnci Taneleri’ oldu.”

ONLAR YORULUYOR BEN İZLİYORUM

Yılmaz Erdoğan, “İnci Taneleri”nde Hazar Ergüçlü’nün Dilber rolündeki dans sahneleri hakkında şunları söyledi:

“Hazar dans işini de oyuncu olarak ele alıyor. Hayatında öyle dans etmişliği de yoktu. İyi oyuncuysanız ve karakter de güzelse güzel olur. Hazar’ın dans sahneleri benim de seyircinin de dinlendiği yer.”

Sanatçı, “Dans sahnelerini çekmek uzun sürüyor mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Tabii kızlar için çok uzun sürüyor. Provasını yapıyorlar. O topuklu ayakkabılar gerçekten bir çile. Ciddi yoruluyorlar ama benim için müthiş. Benim orada bir yerim var ve oturup seyrediyorum. Ama kızlar çok yoruluyorlar özellikle Hazar.”

İNZİVAYA ÇEKİLMEDİM

Yılmaz Erdoğan, “Köyceğiz’e gitmemin nedeni İstanbul’daki hayatımın bir AVM’de kahve içmek, trafikte beklemek ve eve dönmek olduğunu anladığımdandır. Orada plato kurduk. İşi de oraya götürdüm. İnziva lafı var; öyle bir şey yok. Tam tersi daha çok çalışıyoruz. Bir de tarla işi var oralarda. Buğdaydan susama kadar her şeyi ekiyoruz. Çiftlik işlerini büyütüp spor kulübüyle birbirine bağlamak niyetindeyim” dedi.

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde