Kıbrıslı iş insanı Asil Nadir’i Türkiye’de en iyi tanıyanlardan, omuz omuza çalışanlardan biri de usta gazeteci Fatih Altaylı’ydı. Altaylı, Asil Nadir’in Türkiye’deki medya patronluğu sırasında çok önemli görevlerde bulundu. 

Fatih Altaylı, Youtube’da yayınladığı programında yakından tanıdığı Asil Nadir’in bilinmeyenlerini anlattı. Altaylı özetle şunları söyledi: 

AMERİKALILAR ‘KIBRIS’IN BAŞINA GEÇ’ DEDİLER

“Asil Bey vefat etti, nur içinde yatsın. Çok büyük bir vatanseverdi. Vatansever derken Kıbrıs'ı kastediyorum. Kıbrıs davasına gönülden inanmış bir adamdı ve çok açık söyleyeyim; Kıbrıs davasına ihanet etseydi bugün bambaşka bir yerde olabilirdi Asil Bey. Çünkü kendisine bunlar teklif edildi.

Amerikalılar Asil Nadir'e Kıbrıs'ın başına geçmesini, Kıbrıs Cumhurbaşkanı olmasını ve Kıbrıs sorununun çözümünü sağlamasını önerdiler. Eğer, bunları kabul etseydi bugün dünyanın en zengin adamlarından biri olarak belki aramızdan ayrılmış olacaktı, belki de ayrılmamış olacaktı. 

İSTANBUL SOSYETESİNİN EN HAVALI KIZLARINDAN BİRİYDİ

Asil Nadir'in Türkiye'deki medya macerası çok da uzun sürmedi. Asil Nadir, Kıbrıslı bir iş adamıydı, İngiltere'de yaşıyordu. Gençliği de İstanbul'da geçmişti. Hatta o yüzden de Ayşegül Tecimer ile evlenmişti. İstanbul sosyetesinin o zaman havalı, uçarı genç kızlarından biri olan Ayşegül Tecimer ile evlenmişti sonra Ayşegül Nadir olarak ünlendi.

DÜNYANIN EN ZENGİN 11’NCİ KİŞİSİ OLDU

Asil Bey, Kıbrıs'ta tekstil işleri ile uğraşırken Polly Peck isimli bir halka açık şirketi satın alarak level (seviye) atladı, birden bire zenginler klasmanına yükseldi. Ve finans konularını o kadar iyi bilirdi ki gerçekten bir mucize yarattı. Kısa süre içerisinde Polly Peck'i İngiltere'nin en büyük şirketlerinden biri haline getirdi. Dünyanın en zengin 11'inci kişisi olmuştu bir ara.

TÜRKİYE’YE BEYAZ EŞYA REKABETİ GETİREN İSİMDİ

Türkiye'ye çok önemli katkılar yaptı. 1980'li yıllarda Türkiye'de pek çok yatırıma imza attı. Bunun başında Vestel gelir. Bugün bildiğimiz Zorlu Grubu'na ait, Türkiye'nin gurur veren markalarından biri olan Vestel’in aslında yaratıcısı Asil Nadir'dir. Asil Nadir, Türkiye'de Vestel fabrikası kuruncaya kadar Türkiye daha çok Koç Grubu'nun ürettiği, bugün artık gençlerin filan pek hatırlamadığı merdaneli çamaşır makineleri vardı. O ilkellikten, geri kalmışlıktan Türkiye'yi kurtaran, Türkiye'de beyaz eşya sanayide özellikle rekabeti getiren adamdır. 

GENÇLERE GÖREV VERMEKTEN ÇEKİNMEZDİ

Vestel'i kurdu sonra gıda alanında yatırımlar yaptı. Portakal bahçeleri, meyve suyu tesisleri... Türkiye'de ilk pet şişeli suyu Asil Nadir çıkardı mesela. Niksar Ayvaz Suyu diye bir su vardı. Arada medya satın almaları yaptı. Günaydın Gazetesi'ni, Güneş Gazetesi'ni ve Gelişim Yayınları aldı. Benim de kendisiyle tanışmam o vesileyle oldu. Ben 1980'li yılların sonu, 1990'lı yılların başında Asil Nadir Grubu'nda Asil Bey ile beraber üst düzey yönetici olarak çalıştım. Çeşitli şirketlerin yönetim kurulu üyeliklerini, başkanlıklarını yaptım o zaman Asil Bey ile birlikte. Ben de çok gençtim. Ama Asil Bey, gençlere sorumluluk vermekten, önemli görevler vermekten kaçınmayan birisiydi. Çok da vatanseverdi.

MALLARINI UZANLAR MUZANLAR KAPIŞTI

Kıbrıs'a büyük yatırımlar yaptı. Kıbrıs ekonomisini canlandırmak için müthiş hamleler yaptı. Ancak İngiltere'nin kendisine düzenlediği bir komplo sonrasında önce işlerinin batırılması, ardından da hapse atılmasından sonra hem Türkiye'deki hem de İngiltere'deki yatırımların ne yazık ki pek çoğu öldü. Vestel, Zorlu Grubu sayesinde hayatta kalmayı başardı. Mallarının önemli bir bölümü işte Uzanlar muzanlar tarafından kapışıldı.

BENİ ARAMAK İSTEDİĞİNİ İLETMİŞTİ

Ben onunla çalıştığım süreç içerisinde ve Asil Nadir'in batma sürecinde ne yazık ki üst düzey yönetici olarak yanından ayrılamazdım, o yüzden de 1.5-2 sene medya sektöründen uzak kalmak zorunda kaldım. Asil Nadir'in o geride kalan mallarının İngilizler tarafından yok pahasına satılmasını engellemek maksadıyla çalışan birkaç kişiydik biz. Sonrasında kendisinin de İngiltere'den kaçmasından sonra veda edip ayrıldım. Sonrasında zaman zaman görüştük. Son olarak geçen hafta adını burada bir vesile ile anınca beni aramak istediğini iletti bana. Ben de "Tabii ki ne zaman isterseniz" dedim. Fakat birkaç saat sonra öldüğüne dair haber geldi. Arayıp sordum. Durumu iyi değildi ama henüz hayatın kaybetmemişti. Dün kaybetmiş. Kıbrıs gerçek bir vatanseverini kaybetti diyebilirim. Eğer Kıbrıs davasını satmaya hazır olsaydı kendisinin başına bu felaketlerin hiçbiri gelmezdi.”

patronlardunyasi.com