İspanya, Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda, Brezilya, Amerika ve Hollanda’ya uğrayan ekipler için yarış, İsveç’in Göteborg Limanı’nda sona erecek.

Onlar, sabah sekiz akşam beş mesaisi yapmıyorlar. Eve gelip, çizgili pijamaların rehavetine sığınıp TV’de maç izlemiyor, çekirdek çıtlatmıyorlar. Rutin hayatın, insanı hiç çaktırmadan tüketen, oturduğu yerde yaşlandıran o acımasız dinginliğinde savrulup gitmiyorlar. Çünkü onlar denizci, maceracı... Çünkü onlar, ‘Denizin diğer tarafına geçtiğinde, gerçekten kim olduğunla yüzleşirsin’ diyen büyük bilge Konfiçyüs’ten ilham alan, damarlarında kan yerine heyecan dolaşan adrenalin bağımlısı deniz âşıkları. Onlar, bilinen en zorlu deniz mücadelesi olarak kabul edilen ve dünyanın tüm denizlerini bıçak gibi keserek hedefe ulaşmayı şart koşan Volvo Okyanus Yarışı’nın (Volvo Ocean Race) kahramanları.

Siz bu satırları okurken, deniz sevdalıları, 2 Nisan’da başlayan 5. etap bünyesinde, Rio de Janeiro ile Amerika’nın Baltimore kenti arasındaki rotada yelken basıyor, birbirleri ile kıyasıya yarışıyor, okyanusların azgın dalgaları ile olduğu kadar zamana karşı da savaşan teknelerinin verdiği destansı mücadeleye devam ediyor olacaklar. İspanya’nın Sanxenxo Limanı’ndan 5 Kasım 2005’te yola çıkan 7 teknenin kaptanları, 17 Haziran 2006’da İsveç’in Göteborg Limanı’nda sona erecek rekabet için dünya denizlerini ‘yelkenler fora’ nidalarıyla inletiyor. 8 ay sürmesi beklenen bu yarışta ekipler toplam 30 bin deniz millik bir mesafeyi (yaklaşık 55 bin kilometre) kat etmiş olacak!

Volvo Ocean Race, spor uzmanlarına göre, dünyanın ‘gerçek manadaki en sert mücadelesi’. Yarışa katılan teknelerin uzunluğu 21 metre, yelken direği ile birlikte yüksekliği 30 metre. Bu yarış için özel olarak imal edilen ve şu ana kadar yapılmış en hızlı tekneler olma özelliğine sahip bu deniz araçları ve yarışmacılar üzerinde inanılmaz bir baskı var. Dünyanın tüm denizlerinde 24 saat ara vermeksizin yol alan ve 9 etaptan oluşan bu inanılmaz yarışı tamamlamaya çalışan ekipler, hem doğa ile mücadeleden hem de sürekli denizde aynı kişilerle bir arada olmaktan kaynaklanan psikolojik sorunlardan dolayı büyük gerilim yaşıyor, ara etaplarda çıktıkları limanlarda az da olsa kendilerine gelebiliyor. Ama en azından bu konuda şanslılar, zira karaya her adım attıklarında, Cape Town, Melbourne, Rio de Janerio, New York gibi hepsi birbirinden marka kentlerde soluklanma imkânı buluyorlar. Yarışmacıların her biri, denizcilik alanında hem eğitimli hem de deneyimli olsa da, bir evin oturma odası ya da mutfağının genişliğine sahip bir teknede, 8 ay boyunca dalgalarla boğuşmak, ABN Amro ekibinden Simon Fischer’in ifadesi ile, ‘tam bir kişilik testi’.

Volvo Ocean Race’e katılmak için sadece botu inşa edip denize indirmek ve içine de birkaç deneyimli denizci koymak yetmiyor. Aynı zamanda yarışmacıların ve botların güvenliğini, sağlığını ve bakımını sürekli göz önünde bulundurmak için 24 saatlik bir yoğun çaba gerekiyor. Her ne kadar yarış, botlar arasındaki dakika farkları ile kazanılsa ya da kaybedilse de, kazananı asıl belirleyen, gereken hazırlıkların eksiksiz bir şekilde yarış öncesi ve esnasında yapılması. Daha önceki yarışlara katılanların çoğu, her defasında ‘bir daha asla’ dese de, her seferde eski yarışmacılara rastlanıyor. Pirates of the Caribbean (Karaip Korsanları) isimli ekibin kaptanı Paul Cayard, bu çelişkiyi ‘Bu, insanın hayatta yaşayabileceği en büyük yüzleşme ve heyecan!’ şeklinde izah ediyor. Yarış, eski ticaret yollarının rotasını takip ediyor ve sadece rüzgârla yol alınıyor. 9 etaplı yarışta 7 ayrı ana limanda mola veriliyor. Puanlama, botların her bir etabın sonundaki durumuna, birbirlerine göre konumlarına ve yarış rotası üzerindeki 5 ayrı noktayı geçiş zamanlarına göre yapılıyor.

ABN AMRO Bank’