Uzmanların uyardığı büyük İstanbul depremi yaşandığında neler olacak?  

Toygun ATİLLA

Gölcük'teki kıyamette 17 bin 480 kişi öldü. Kahramanmaraş Pazarcık merkezli kıyamette 53 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti.  24 yıl ara ile meydana gelen iki depremde 70 binden fazla vatandaşımızı toprağa verdik. 

Uzmanların sürekli uyardığı, geldi, gelecek dediği İstanbul depremi ya bugün olsaydı... 

6.2 büyüklüğündeki 10 saniye süren çaresizlik... 

Ya şiddeti daha da büyük olsaydı ve benzer felaketleri İstanbul'da yaşasaydık.

Finans merkezinin yeni başkenti İstanbul ne hale gelirdi. 

Hala hayattaysam muhtemelen daha önce yazdığıma benzer bir yazı kaleme alacaktım. 

"On binlerce ölü, on binlerce yaralı. Yüzbinlerce yıkılan ev...

Kırılan hayatlar, sönen umutlar, yeraltına gömülen hayaller...

Her felaketten sonra konuşulan sonra da unutulan gerçekler.

Alınması gereken ama hiç alınmayan tedbirler.

Rantiyeyi anlatıp rantın esiri olan insancıklar...

Büyük konuşup küçük yaşayan siyasi cücükler...

İlahlara kurban verilen, günah keçileri.

Aynı tas aynı hamam, namuslarını insan kanıyla yıkayan namussuzlar..." 

Halen yayın yapabiliyorlarsa televizyon kanallarındaki meslektaşlarım, yıkım alanlarından canlı yayın yapmaya çalışıyordu. 

Hala hayattalar ise deprem uzmanları tv kanallarında görüş bildiyordu. 

Hala yerli yerinde duruyorsa, İstanbul Finans Merkezi'ndeki 366 metre ile Avrupa'nın en yüksek binası 72 katlı, 52  asansörlü Merkez Bankası çalışanları, çöken binaları, yolları, cansız bedenleri yükseklerden izliyor olacaklardı. 

İlk müdahaleler, acılar, haykırışlar, yıkılan binaların altından çıkması beklenen umutlar tükenip de, acılar küllenmeye yüz tutarken Türkiye Tek Yürek olurduk. 

Allah uzun ömür versin Acun Ilıcalı hala hayattaysa "Biz birbirimize yeteriz Haydi Türkiye'm şimdi Tek Yürek Olma zamanı" der... 

Hayırseverlerin arasına karışan reklam peşindeki iş insanlarının da aralarında bulunduğu birileri, "Şu kadar milyon benden, bu kadar ev benden" der... 

Acun, "Yetmez abi, şunu da ver" der. "Seni mi kıracağım Acun'cum bu kadar milyon verdim" der, kakır, kikir, gülüşür telefonları kapatırlardı. 

Devlet erkanı olay yerlerinde temaslarda bulunur, şehrin belediye başkanı (hala varsa) şu kadar kentsel dönüşüm yaptık, bu kadar daha yapacağız diye gaz alır. Gazetecilere görüntü verir, geçmiş dönem söylediği ama yapmadığı vaatler sorulduğunda da "Ben hatırlamıyorum bunları" derdi.  

Sahi biz Finans Merkezi'ni neden İstanbul'a taşıdık. Bu kadar deprem riski olmasına rağmen... 

Almanya'nın nüfusu yaklaşık 83 milyon, yüzölçümü ise 357 bin kilometrekare...

En kalabalık şehri ise başkent Berlin... Nüfusu: 4,5 milyon...

Hamburg, Münih ve Köln'ün nüfusları ise 1 milyonun üzerinde. 

Türkiye'nin nüfusu 85 milyon, yüzölçümü ise 786 bin kilometrekare... 

İstanbul'un nüfusu ise resmi kayıtlara göre 15 milyon... 

Almanya, nüfusu kentlerde dağıtırken Türkiye nüfusu İstanbul'da toplamış durumda... 

Hem de deprem riskine rağmen. 

Ölmeye alışığız çünkü, 

Hayatın pahalı, insanların ucuz olduğu bir coğrafyada yaşıyorduk. 

Kartalkaya faciasından sonra yazmıştım, 

Sahte içkiden öldük İliç’te maden faciasında öldük Beşiktaş’ta yangın felaketinde öldük Sellerde, depremlerde öldük Kartalkaya’da kayak merkezindeki otelde yanarak öldük 

Büyük İstanbul depreminde öleceğiz...

Çünkü,

Kuralsız ölüler ülkesinde yaşıyorduk.

patronlardunyasi.com