Türkiye’nin ilk spor kulübü Kurtuluş’un 130 yıllık anlatılmamış hikayesi
1896 yılında Rum bir azınlık tarafından kurulduğunda adı, Tatavla Heraklis’ti. Yeni adıyla Kurtuluş Spor Kulübü, Türkiye’nin tescilli en eski spor kulübü. 45 yıllık başkan Konstantinos Belalidis, Kurtuluş’un anlatılmamış öyküsünü paylaştı.

Sabah yazarı İsa Tatlıcan bugün yayınladığı 'Biz Türkiye'nin ilk spor kulübüyüz' başlıklı yazısıyla Kurtuluş Spor Kulübü'nü 45 yıllık başkanı Kostantinos Belalidis'in anlattığı kulüp öyküsünü okuyucularına aktardı.
İşte o yazı:
Tarih 1545. Tersanelerde çalışmak üzere Sakız Adası'ndan getirilen 10 bin Rum, eski bir dere yatağına yani Dolapdere'ye bakan bir tepeye yerleştirildi. Yeni iskana açılan bu bölgeye Rumca "Beygir ahırı" anlamına gelen Tatavla ismi verildi.
19. yüzyılın başına kadar Rum azınlık için bir cazibe merkezi olan Tatavla'nın kaderi, 21 Ocak 1929 gecesi meydana gelen büyük bir yangınla değişti. 500 evin kül olduğu bu yangından hemen sonra, 21 Mart'ta Tatavla'nın adı Kurtuluş olarak değiştirildi.
NİŞANTAŞI KÜLTÜRÜ İLE KASIMPAŞA KÜLTÜRÜ ARASINDA KALMIŞ BİR SEMT
Semtin merkezi, bugün Sefa Meydanı olarak adlandırılan bölgeydi. 3 Selim döneminde bu semte Rumların dışında bir göçün olmaması için bir ferman yayınlansa da bu yasak zaman içerisinde delinir.
Bu semtin en dikkat çekici özelliği Tatavla Festivali'ydi. Kurtuluş'tan Dolapdere'ye kadar renkli görüntüler oluşturan bu festival, 1942'de Milli Şef iktidarı döneminde yasaklandı.
1942 Varlık Vergisi, 6-7 Eylül 1955'te yaşanan olaylar, 1964 sürgünleri ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın etkisiyle Kurtuluş'taki Rum nüfusun sayısı giderek azaldı. Bu süreçte İstanbul'daki Rum nüfus 135 binden 3 bin kişiye kadar geriledi. Bu göçten en fazla Kurtuluş semti nasibini aldı.
Yaşanan tüm değişime rağmen İstanbul'un hala farklı inanç ve kültürden gelen en kozmopolit semtlerinden biridir Kurtuluş. Kasımpaşa ile Nişantaşı kültürü arasında sıkışıp kalan Kurtuluş semti, aslında bu iki sosyolojinin de izlerini taşır.
TATAVLA HERAKLİS JİMNASTİK KULÜBÜ KURULUYOR
Benim de doğup büyüdüğün Kurtuluş semtinin tarihini birkaç cümle ile sınırlamak elbette mümkün değil. Kurtuluş Spor Kulübü'nü anlatmadan önce bu semt hakkında biraz bilgi vermemek de olmazdı. Dönelim konumuza…
İstanbul'daki Rum azınlık, Osmanlı Devleti'nin son döneminde spora öncülük etmişti. Rumlar birçok branşta Osmanlı Devleti'ni temsilen müsabakalara katılmıştı.
Kurtuluş Son Durak'ta bulunan 16. yüzyılda yapılmış Aya Dimitri Kilisesi ve kilise vakfına bağlı olarak 1887 yılında açılan Kurtuluş Rum İlkokulu'nun tam karşısındaki Kurtuluş Spor Kulübü de bu öncülerden biriydi.
Çocukluğumda benim de basketbol oynadığım bu kulübün kapısını yıllar sonra çaldım. Beni, kulübün başkanı Kostantinos Belalidis karşıladı. Arkadaşları ve semt sakinleri ona "Dino Başkan" diyor. İstanbul'da deri ticareti yaptığı yıllarda 7 lisan öğrenmiş ve 1970 yılında Kurtuluş Spor Kulübü ile tanışmış.
1981 yılında ise kulüp başkanı olmuş. Çok kötü durumda olan bir kulüp binasını yeniden ayağa kaldırmış ve yaklaşık 45 yıldır Cumhuriyete tanıklık eden bu tarihi binayı ayakta tutmayı başarmış.
KURTULUŞ KULÜBÜ CANLI BİR MÜZE
Başkan ile önce kulüp binasını dolaştık. İlk izlenimim şu oldu… Aradan geçen 40 yıla rağmen hiçbir şey değişmemişti. Hata binanın daha bakımlı olduğunu söyleyebilirim. 1980'li yıllarda tavizsiz bir disiplin vardı kulüpte. Alkol ve sigaraya asla izin verilmez, ciddiyetsiz davranışlara hiç göz yumulmazdı. O özellikler hala korunuyor.
Değişen tek bir şey vardı. Farklı kültürden ve dinden binlerce insanın huzur ve barış içerisinde yaşadığı Kurtuluş'un sosyolojisi artık eskisinden çok farklıydı.
Dino Başkan değişimin kaçınılmaz olduğunu söylese de eski günleri özlediği her cümlesinden anlaşılıyordu. Kulübün bir müzeyi andıran salonunda çaylarımızı içerken kendisinden kulübün tarihini dinlemeye başladım. 130 yıl geriye gittik. Kupaların, fotoğrafların ve gazete kupürlerinin arasında zamanda yolculuk yaptık.
Kulüp binasının tarihi hakkında önemli bir detay verdi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında bir dönem askeri hastane olarak hizmet veren kulüp binasının içerisinde İstanbul'un en eski kapalı spor salonlarından biri yeralıyor.
1929 yangınından şans eseri kurtulan, 6-7 Eylül olaylarında ağır hasar alan kulüp binası için şunları söylüyor: Burası canlı bir müze. Her detayı koruyarak bu günlere getirdik.
İLK OLİMPİYAT MADALYASI KURTULUŞ'A
Düzenli ilk atletizm yarışmaları 1825 yılında Londra Olimpiyatları'nda yapıldığını biliyoruz. Osmanlı Devleti'nin olimpiyat sporları ile tanıştıran ilk kulüp ise 1896 Tatavla Heraklis Jimnastik Kulübü olmuş. 1934 yılında Kurtuluş Spor Kulübü adını almış, 130 yıllık tarihinde birçok başarıya imza atmış ve sayısız sporcu yetiştirmiş.
"Biz Türkiye'nin ilk spor kulübüyüz" diyen Dino Başkan, Osmanlı Devleti'ni olimpiyatlarda temsil eden ilk sporcu olan Aleko Mulos'un Kurtuluş Spor Kulübü'nün salonlarında yetiştiğini söylüyor.
Sonra bizi jimnastikçilerin çalıştığı salonu götürdü. Olimpiyatlarda altın madalya alan sporcularımızın antreman yaptığı, tavandan aşağı doğru sarkan kalın halatlar 130 yıldır hala yerinde duruyordu.
Dino Başkan, Kurtuluş Kulübü'nde yetişen Osmanlı Devleti'ni temsilen olimpiyatlara katılan sporculardan gururla bahsediyor: 1906 Atina Olimpiyatları'nda halata tırmanma yarışmasında dünya rekoru kıran, Kurtuluş'tan Yorgo ve Niko Alibrandis kardeşler Osmanlı Devleti'ne ilk olimpiyat madalyası kazandıran sporcular olmuştu.
Sadece onlarla sınırlı değil. Kurtuluş Spor Kulübü daha sonraki yıllarda Futbol ve Basketbol'da milli takımı oyuncular vermişti.
BASKETBOLDA TÜRKİYE ŞAMPİYONLUKLARI
Başkan, kurulduğu günden bu yana basketbol branşına büyük önem verdiklerini söylüyor. Şakalak, Bilek Şeref, Ancus, Haşim, Ümit ve Hüsamettin Kurtuluş'tan yetişerek basketbolda Türkiye'yi temsil etmiş isimlerden sadece birkaçı. 3 büyüklerin arasından sıyrılarak İstanbul şampiyonluğunu elde eden kulüp, 1966-1968 yılları arasında Türkiye'nin en büyük kulüplerinin yeraldığı Türkiye Basketbol Ligi'nde de boy göstermiş.
1970'li yıllardı müessese kulüplerinin ortaya çıkması ile basketboldaki amatör ruhun da sonu gelmiş. Dino Başkan "basketbol bizim için hala çok önemli. Farklı kategorilerde 5 takımımız var. Mahalli ligde başarıyla semtimizi temsil ediyoruz. Çok yetenekli genç oyuncularımız var. Çok önemli yerlere geleceklerine inanıyorum" diyor.
Basketbol, futbol, voleybol, hentbol, tenis ve jimnastik branşlarında faaliyetlerine devam eden Kurtuluş Spor Kulübü, eskisi kadar büyük başarılara imza atamasa da, hala amatör ruhunu koruyarak bu tarihi semtin gençlerine hizmet vermeye devam ediyor.
TÜRKİYE'NİN EN ESKİ KULÜBÜ OLDUĞUMUZ TESCİLLENDİ
Gelelim "Türkiye'nin ilk spor kulübü kim" tartışmasına.
Bir tarih abidesi olan Kurtuluş Spor Kulübü'nü 45 yıldır ayakta tutmayı başaran Dino Başkan'a "Siz gerçekten Türkiye'nin ilk spor kulübü müsünüz" diye sordum.
Verdiği cevap çok netti: Türkiye'nin ilk spor kulübü olarak hep Beşiktaş bilinir. Hasta bir Beşiktaş taraftarı olarak şunu çok net söyleyebilirim. Kurtuluş Spor Kulübü, Beşiktaş'tan 7 yıl önce kurulmuştur. Bir dönem bu çok tartışma konusu oldu. O dönem Fenerbahçe Başkanı olan Aziz Yıldırım beni kulüp binasına çağırdı. Fenerbahçe Kulübü müzesinden Kurtuluş Spor Kulübü'nden "Türkiye'nin ilk spor kulübü" olarak bahsedilir. Kocaman bir mermer levhanın üzerinde yazıyor. Merak eden gidip orada araştırabilir. Bu gerçek artık tescillenmiştir.
DEVLETİMİZ HEP YANIMIZDA OLDU
Rum ve Ermenilerden oluşan 7 kişilik bir yönetim kurulu bulunan Kurtuluş Spor Kulübü'nün Başkanı Kostantinos Belalidis, "Her dönemde devletimiz yanımızda oldu. Hepsinden Allah razı olsun." diyor.
Beyoğlu Belediye Başkanları Ahmet Misbah Demircan ve Haydar Ali Yıldız'ın kendilerine destek olduğunu, Basketbol Federasyonu'nun de hep yanlarında olduğunun altını çiziyor.
Kulübün tek gelirinin bağışlar olduğunu söyleyen Dino Başkan, "En büyük desteği Türk arkadaşlarımdan görüyorum. Sağolsun beni hiç kırmıyorlar" diyor.
Peki Kurtuluş Spor Kulübü eski günlerine dönebilir mi?
Dino Başkan bu konuda çok ümitli değil. Futbol ve basketbol branşlarının çok büyük bir sektör haline geldiğinin altını çiziyor ve amatör ruhla çalışan semt takımlarının artık çok şanslarının olmadığını belirtiyor.
Dino Başkan, Kurtuluş Spor Kulübü'ne gönül veren ve hayatını bu kulübe vakfeden kuşağın son temsilcisi. Biraz da çekinerek soruyorum: Başkanım siz de yorulur ve bırakırsanız. Sizden sonra kim ilgilenecek bu kulüple?
Biraz boşluğa baktı derin bir nefes çekti ve cevap verdi: Ömrüm yettikçe, gücüm oldukça buradayım. Bu kulübü idare etmek çok zor. Tek bir gelirimiz yok. Hayatım boyunca kahveye gitmedim. Buraya gönül verdik. Büyük bir sevgi ve özveri içerisinde yaptık bunları. Bizden sonra sahip çıkan olmazsa bu bina da yok olur gider.
patronlardunyasi.com