THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ı duygulandıran hikâye
Dünyanın en çok ülkesine uçan THY'nin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, Türkiye'nin en eski ve en köklü firmalarından biri olan Varan Turizm'in kurucusu Nevzat Hüseyin Pekuysal'ın kendisini duygulandıran hikâyesini çok beğendi. Ahmet Bolat, yazıyla ilgili "Çok beğendim ve Genel Müdürlerimiz dahil TK ve AJet’teki tüm üst yönetici arkadaşlarıma yolladım" ifadelerini kullandı.
128 ülkede 328 noktaya uçan Türk Hava Yolları'nın (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, çalışma arkadaşlarına kara ulaşımının Türkiye'deki en köklü firmalarından biri olan Varan Turizm'i örnek gösterdi.
VARAN TURİZM'İN SAHİBİ VE BİR BABANIN HİKÂYESİ
Ahmet Bolat, Varan Turizm'in kurucusu Nevzat Hüseyin Pekuysal'ın kendisini duygulandıran hikâyesini sosyal medya platformu LinkedIn'de paylaştı. Ahmet Bolat, Galatasaray Lisesi'ni kazanan oğlunu Varan Turizm'e emanet eden bir babanın ve Nevzat Hüseyin Uysal'ın hassasiyetinin anlatıldığı yazıyı çalışma arkadaşlarına da gönderdi. Bolat, mesajında "Çok beğendim ve Genel Müdürlerimiz dahil TK ve AJet’teki tüm üst yönetici arkadaşlarıma yolladım" ifadelerini kullandı.
İşte, THY Yönetim Kurulu Başkanı Bolat'ın paylaştığı o yazı:
AHMET BOLAT'I DUYGULANDIRAN O YAZI
"Yıllar önce İNSANMIŞIZ
1963 yılının bir sonbahar günü... Varan Turizm'in o zaman Ankara'da bulunan Küçük Tiyatro’nun hemen bitişiğindeki terminalinden İstanbul otobüsü hareket etmek üzere. Terminalde bir hareketlilik var.
14-15 yaşlarında, çocuğunun elinden tutmuş bir baba, otobüse yaklaşarak kaptan şoföre:"Oğlum Galatasaray Lisesi’ne gidiyor, yatılı okuyacak. Onu yalnız gönderiyorum, İstanbul’da güvenilir bir taksiye bindirip okuluna yollar mısın?” diyip ekliyor: “Valizini de unutmasın."
Kaptanın cevabı "Elbette siz hiç merak etmeyin" oluyor. Endişeli baba, nemli gözlerle, hareket eden otobüsün arkasından el sallıyor.
İki gün sonra baba, telaşlı bakışlar ve heyecanlı adımlarla terminale geliyor. "Oğlumu Taksim'den Galatasaray Lisesi'ne götüren şahsın kim olduğunu öğrenmek istiyorum" diyor.
İstanbul terminalimizi arayıp soruyoruz; fakat ilginçtir ki arkadaşlarımız bize bu şahsın kim olduğunu söylemek istemiyorlar.
Babanın telefon numarasını alıp ona sonucu bildireceğimizi söylediğimizde ise daha fazla dayanamayan baba gözyaşları içinde anlatmaya başlıyor.
"Yahu kardeşim, o kişi kimse, oğlumla beraber idareye gitmiş. Kayıt işlemlerini tek tek tamamlatmış. Bavulunu taşımış, teslim edilen eşyaları almış. Sonra yatakhanede onun çarşafını sermiş, nevresimini takmış, dolabını yerleştirmiş." Baba hıçkırarak anlatmaya devam ediyor.
"Ben ya da annesi gitseydik biz de aynısını yapardık" diyor. Derin bir “oh” çekiyoruz. Oysa ki hiç de alışık olmadığımız bir şikâyet dinleyeceğiz korkusunu yaşıyorduk...
Bu kez daha ısrarlı bir biçimde çocuğu okula götüren şahsın kim olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz. Epey uğraştan sonra da hayretle öğreniyoruz kim olduğunu.
Çocuğu Galatasaray Lisesi'ne götüren şahıs Nevzat Hüseyin Pekuysal... Şirketin sahibi.
Yıllar sonra kendisine "Nevzat Bey, bu olayı anımsıyor musunuz?" diye sorduğumuzda, gözleri doluyor ve insanın içine işleyen bakışlarını üzerimizde gezdiriyor.
"O baba bana dünyadaki en değerli şeyini, oğlunu emanet etmiş. Ben bu emaneti başkasına nasıl emanet edebilirdim ki?" diyor.
Öykü böyle..."
patronlardunyasi.com