Sultan Abdülhamid’in hafiye teşkilatının başındaki Fehim Paşa, gönlünü kaptırdığı 15 yaşındaki Margaret'a sahte nikah kıymış,sürgünde linç edilmişti

Sultan Abdülhamid’in hafiye teşkilatının başındaki Fehim Paşa, gönlünü kaptırdığı 15 yaşındaki Margaret'a sahte nikah kıymış,sürgünde linç edilmişti

Patronlar Dünyası’nın Türkiye’ye duyurduğu İnan Kıraç ile Emine Alangoya’nın nikahı bu haftanın en çok konuşulan haberlerinden biriydi. Bu nikah ve sonrasında linçe varan tepkiler bana bundan yaklaşık 120 yıl önce devrin en güçlü isimlerinden Fehim Paşa’nın düzmece, sahte nikahını ve sonrasında ‘sosyal medya’ lincini değil gerçek bir linçle sonuçlanan olayı hatırlattı. 

Sultan Abdülhamid’in hafiye teşkilatının başındaki Fehim Paşa, gönlünü kaptırdığı 15 yaşındaki Margaret'a sahte nikah kıymış,sürgünde linç edilmişti
16px
24px
29.12.2024 10:09Güncelleme: 29.12.2024 10:55
ABONE OLgoogle

Burak ARTUNER

İkinci Abdülhamid'in aşırı evhamı yüzünden her yeri gözleyen hafiye teşkilatının en önemli isimlerinden olan Fehim Paşa, hükümdarın güvenini kötüye kullanarak İstanbul’da yıllarca pek çok karanlık işe bulaşmıştı.

Fehim Paşa

Fehim Paşa'nın babası, Sultan Abdülhamid'in sütkardeşi ve esvapçıbaşısı olan İsmet Bey'di. Padişah’ın en çok güvendiği isimlerden olan İsmet Bey, geceleri uyumadan önce Sultan’a polisiye romanlar okur ve yatak odasında refakatçi kalırdı. Sultan, güvenine fazlasıyla lâyık olan İsmet Bey’in çocuklarına da ikbal kapılarını sonuna kadar açmıştı. İsmet Bey’in büyük oğlu Fehim Bey, Sultan Abdülhamid sayesinde askeri okula kaydettirilmiş ve "asiller" sınıfından mezun olması sağlanmıştı. 25 yaşında tuğgeneralliğe, 30'unda da ferikliğe, yani tümgeneralliğe yükselen bu genç, "Fehim Paşa takımı" adı ile anılan bir hafiye teşkilatı da kurmuştu. Fehim Paşa’nın önemli görevlerinden biri de hükümdara yönelik muhtemel bir saldırının önünü kesmek ve özellikle de Veliahd Sultan Reşad'ı gözaltında tutmaktı. 

Fehim Paşa, bir yandan hızla zenginleşmiş ve İstanbul’da gece hayatının tanınmış yüzlerinden biri haline gelmişti. Bu arada Fehim Paşa’nın bugünlerde dizisi büyük ilgi gören Şakir Paşa’yla da yakın dost olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Şakir Paşa da Abdülhamid’in saray muhafızlarının başındaki isimdi.

19'uncu yüzyıl başında Cadde-i Kebir

NAR ÇİÇEĞİ FESİ GÖREN KORKUDAN TİTRİYORDU

Dönemi iyi bilen yazarlardan Sermet Muhtar Alus, Fehim Paşa'nın nar çiçeği fesinin renginin o dönemde "saraya bağlılığın sembolü" kabul edildiğini, herkes tarafından "sâdıkların fesi" diye bilinirken, özel meclislerde "hafiye fesi" diye isimlendirildiğini söylemiş ve hemen ardından da ilâve etmişti: "Bu fes karşısında herkes muma döner, aklı bilmem neresine karışır".

CADDE-İ KEBİR’DEKİ RANDEVUEVİ BAĞLANTISI

Çeşitli cinayetlere karışmış bazı karanlık isimleri kendi hesabına çalıştıran Fehim Paşa, adamları vasıtasıyla Cadde-i Kebir'de, yani Beyoğlu'nun meşhur İstiklâl Caddesi'ndeki pek çok zengin tüccarı haraca bağlamış ve aynı caddede bulunan ve bir kadın terzihanesi kılıfı altında faaliyet gösteren ünlü bir randevuevini de koruması altına almıştı. Ancak, paşanın rezillikleri bunlarla da sınırlı kalmayacaktı. 

İNGİLİZ AKROBAT AİLEYLE YOLU KESİŞTİ

O dönemde, bugün Beyoğlu'ndaki Saint Antoine Kilisesi'nin yerinde bulunan "Concordia" adlı tiyatro binasında, İngiltere'den gelen Morgan isimli bir aile akrobatik gösteriler yapıyordu. Babe Charles Morgan, kızları Margaret ile Mary ve tek erkek çocuk Charles Junior'dan oluşan ekip, dünyanın farklı yerlerini gezerek hünerlerini sergiliyorlardı. Fehim Pasa, ailenin henüz 14-15 yaşlarında büyük kızı Margaret'ten çok hoşlandı. 

Fehim Paşa'nın aşık olduğu ve düzmece hocayla sahte nikah kıydığı Margaret

MARGARET’İ ZENGİNLİĞE BOĞDU 

Margaret'i elde etmek isteyen Paşa, çok güvendiği adamlarından Süreyya Bey'i akrobasi gösterisine göndererek, şöhreti şehri olan genç kızı izlettiriyordu. Fehim Paşa Margaret'i bizzat görmek için sık sık tiyatro binasına gidiyordu. Ziyaret gecelerinden birinde Margaret'e "Sahne hayatını bırak ve benimle yaşa” teklifinde bulundu. Fehim Paşa’nın zenginliğine vurulan Margaret, babasının karşı çıkmasına rağmen teklifi kabul etti. 

Paşa’nın kendisi için hazırlattığı evde halkın arasındaki tabirle “Fehim Paşa’nın Margaret’i” olarak yaşamaya başladı. Fehim Paşa'nın baba Morgan'ı ikna etmek için Margaret'e düzmece bir nikah kıydığı da iddialar arasındadır: Anlatılanlara göre, Fehim Paşa, gelinin ailesinin Müslüman adetlerini iyi bilmemesinden faydalanarak hoca kılığına soktuğu bir adamına düzmece bir nikah kıydırmış ve sahte hoca nikah esnasında dua yerine ağza alınmayacak sözler sarfetmişti. Morgan ailesi, sonraki günlerde farklı yerlere savruldu. Olayın başkahramanı olan Fehim Pasa, gene kıza verdiği sözleri büyük ölçüde tuttu ve Margaret'i mücevherlere boğdu.

ALMAN İŞ ADAMINDAN HARAÇ İSTEDİ, İKBALİ SÖNDÜ 

Birlikte mesire yerlerine gidip geceleri de boy gösterdiler. Margaret, Beyoğlu'ndaki en şöhretli kuyumculara, terzihanelere, şapkacılara ve diğer mağazalara limitsiz hesaplar açtırdı. Fakat her şey böyle güzel devam etmeyecek, bir süre sonra Fehim Pasa bin bir Alman işadamından tehditle haraç istemesi yüzünden şaaşalı günlerin sonu gelecekti. Haraç iddialarının Alman İmparatoru İkinci Wilhelm’a kadar ulaşması üzerine devreye İstanbul’daki Alman Büyükelçisi Baron von Bristein girdi ve Sadrazam Avlonyalı Ferid Paşa'dan destek alarak, padişahın Fehim Paşa'yı Bursa'ya sürmesini sağladı. Bu durum Margaret'i de derinden etkiledi. İstanbul’da bir müddet daha yaşadıysa da sonradan bavullarını toplayarak Avrupa'nın yolunu tuttu ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Bu olayların yaşandığı yıllarda henüz 14-15 yaşlarında olan Margaret hakkında en kapsamlı makalelerden birine imza atan Sermet Muhtar Alus, olup bitenleri şöyle yazacaktı:

MARGARET’İN KARDEŞİ TEKNEDE TAYFA OLDU 

"Margaret şimdi hangi diyarlardadır acaba? Harb-i Umumi'nin İspanyol nezlesi salgınlarından, İkinci Dünya Savaşı'nın uçak bombardımanlarından canını kurtarabildiyse bugün yallah
yallah 66-67 yaşında var, yoktur. Eğer öbür tarafa göçtüyse toprağı bol olsun!".

Talihsiz Margaret'in küçük kız kardeşi Mary, Fehim Paşa'nın aracılığıyla bir İtalyan fabrikatörle evlenmiş ve babasını da yanına almıştı. Baba ve küçük kızı daha sonra damatlarıyla birlikte İtalya'ya yerleştiler. En küçük kardeş Charles Junior ise İstanbul'da kaldı. Bir müddet daha akrobatlığa devam etti ama sonra sefahate daldı. Reşat Ekrem Koçu, Charles'ın sonraları "Bartınlı bir kaptanın teknesinde tayfa olarak görüldüğünü" yazacaktı.

Fehim Paşa'nın Bursa günleri ise felaketle neticelendi. Sultan Abdülhamid, Bursa Valiliği'ne
gönderdiği bir telgrafta Fehim Paşa'nın "gençlik sebebiyle" birtakım istenmeyen olaylara adının karıştığını söyleyerek "Bursa'da ikamet ettiği müddetçe harcamalarının karşılanmasını, borç almasının önlenmesini" ve "gerek Bursa'daki, gerekse de İstanbul'daki bağlantıları vasıtasıyla gönderilebilecek iffetsiz kadınlardan uzak tutulmasını" tembihlemişti.

Margaret

HÜKÜMDARA MEKTUP YAĞDIRDI, YANIT ALAMADI

Sürgündeki Paşa, Bursa'da kaldığı günlerde Hükümdar'a defalarca mektup yazarak "İstanbul'a
dönmesine izin verilmesini istedi. Paşa, İbnulemin Mahmud Kemal İnal'ın "Son Sadrazamlar" isimli eserinde yer alan bir mektubunda, Padişah'a şöyle sesleniyordu:

"Cenabı Hak, padişahımı her türlü tehlikeden ve kazadan muhafaza buyursun, âmin. Padişahım, artık bu
hasret cana dayandı. Ben ölünceye kadar zât-ı şahanelerinizi göremeyecek miyim? Ben zât-ı şahanelerinizi görmek isterim. Ne rütbe, ne nişan, ne de memuriyet isterim.

Padişahım'ı görmeliyim, ayağınızın tozuna yüz sürmeliyim. Ertesi gün de Bursa'ya dönmeliyim. Benim anam, babam, velinimetim, hâmim ve mutluluğumun, ulaştığım makamların tek sebebi padişahımdır.

Padişahım'ı görmek isterim. Almanya Elçiliği, bunu da men edemez ya! Vallahi göreceğim o derece geldi ki, artık ne kabil. Bursa'da sayenizde pek rahatım. Lâkin hasretinize dayanamıyorum. Ertesi gün Bursa'ya dönmek üzere bir gün için bu kullarınızı İstanbul'a çağırmanızı Padişahım'dan rica eylerim. Ferman, sultanımındır.”

Fehim Paşa bu ve benzeri mektuplardan cevap alamadı ve Meşrutiyet'in ilânına kadar Bursa'da ikamet etmek zorunda kaldı. Meşrutiyet'in ilânından sonra Abdülhamid'in hafiyelerine karşı yoğun bir kampanya başlatıldığı için can güvenliğinden endişelendi ve bir araba ile Yenişehir'e kaçmaya çalışırken halk tarafından linç edildi.

Fehim Paşa'nın linç edilmesinden sonra yapılan ve Paşa'yı "Örümcek" gibi gösteren bir karikatür.

patronladunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde