Savcılık talebi kabul etti: Cem Garipoğlu'nun mezarı 10 yıl sonra açılıyor

Savcılık talebi kabul etti: Cem Garipoğlu'nun mezarı 10 yıl sonra açılıyor

Öldürdüğü sevgilisi Münevver Karabulut’u kafasını kestikten sonra çöp konteynerine atan Cem Garipoğlu, 10 Ekim 2014 günü Silivri Cezaevi’nde intihar etmişti. Cem Garipoğlu Şakirin Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedildi ancak hakkındaki komplo teorileri hiç bitmedi. Bir çok kişi ölmediğine, ailesi tarafından kaçırıldığına inandı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, hem Cem Garipoğlu’nun hem de Münevver Karabulut’un ailesinin ortak talebi üzerine mezarın açılmasına ve DNA testi yapılmasına karar verdi. 

Savcılık talebi kabul etti: Cem Garipoğlu'nun mezarı 10 yıl sonra açılıyor
16px
24px
26.09.2024 12:59Güncelleme: 26.09.2024 13:34
ABONE OLgoogle

Münevver Karabulut lise son sınıf öğrencisiydi, üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Babası Süreyya Karabulut o dönemde Fener Rum Patrikhanesi’nde aşçılık yapıyordu. Münevver’in annesi Nagehan Karabulut ise ev hanımıydı ve MS hastasıydı. Münevver, 2008 yılının Kasım ayında kardeşi Enver’in de olduğu bir arkadaş ortamında Cem Garipoğlu ile tanıştı. İyi anlaştılar, birbirlerine cep telefonu numaralarını ve mail adreslerini verdiler. O günden sonra irtibatları sürdü.

CENTİLMEN VE YAKIŞIKLI KATİL

Cem’in babası Mehmet Nida Garipoğlu, ünlü işinsanı Hayyam Garipoğlu’nun kardeşiydi. Kendisinin de birçok şirketi vardı. Çevresindekilerin anlattıklarına göre Cem birkaç dil konuşan kibar bir gençti. Bir süre Çin’de bile yaşamıştı. Münevver’le çok ilgileniyordu. Her gece mesajlaşıyorlardı. Münevver havalarda uçuyordu. Kimsenin görmediği günlüğüne, “İnşallah bu yıl bizim yılımız olur” diye yazmıştı. Ancak Cem çok iyi biri gibi görünse de cinayetten sonra anlaşıldı ki Münevver’in mesajlarını kendi bilgisayarında oluşturduğu “Zeytinburnu Sürtüğü” isimli bir klasörde biriktirmişti.

KAFEYE GİDİYORUM MERAK ETMEYİN

Cem, Münevver’e sürpriz doğum günleri yapıyor, romantik ve mükemmel bir âşık rolü oynuyordu. Cinayet günü de okul çıkışı Münevver’i kapıda özel arabasıyla bekliyordu. Genç kız saat 17.00’de annesini arayıp, “Servisle gelmiyorum. Arkadaşlarla kafeye gidiyorum. Merak etmeyin” dedi. İkili bir süre sonra Cem Garipoğlu’nun Bahçeşehir’de ailesinin kaldığı villaya gitti. O gece çok güzel başlamıştı. Ancak ilerleyen saatlerde gelen korkunç ölüm onun da, film gibi başlayan bir öykünün de sonu oldu.

KAĞIT TOPLAYICISINA HAYATININ ŞOKU

Kâğıt toplayıcısı Emin Delidolu 3 Mart 2009 günü saat 20.30’da Etiler, Dilek Yıldızı Sokak’taki çöp konteyneri karıştırıyordu. Bir gitar kutusu ile çekçekli oldukça güzel bir valiz gördü. İkisi de iyi para edebilirdi. Gitar kutusunu eline aldığında, bir daha hayatı boyunca etkisinden çıkamayacağı ve asla çöp konteyneri karıştırmayacağı bir manzarayla karşılaştı. Kesik bir baş ona bakıyordu. Çevreden gelenlerle birlikte polisi aradı. Polis birkaç dakika sonra olay yerindeydi. Valizin içinden de genç kadının ikiye katlanmış haldeki bedeni çıktı. Olay yeri inceleme ekipleri daha geniş bir alana ihtiyaçları olduğunu söyleyince çöp konteyneri bir çekiciye yüklendi ve Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün önüne götürüldü.

EVİN HER YERİ KAN İÇİNDEYDİ

Ceset, 17 yaşındaki Münevver Karabulut’a aitti. Anne, kızının Cem Garipoğlu ile olduğunu söyledi... Polisler, Münevver’in kardeşi Enver’i de yanlarına alıp Bahçeşehir’e gitti. Saat 23.30 sıralarıydı. Yani Münevver’in cesedinin bulunmasının üzerinden sadece 3 saat geçmişti. Ekipler Şelale Evleri Sitesi, 73 numaralı villayı sora sora bulduklarında Cem Garipoğlu çoktan kayıplara karışmıştı.

Polis ekipleri evdekileri bir yere toplayıp içeride arama yaptı. Luminal ışıkla baktıklarında, temizlik yapılmış olsa da ev neredeyse kan gölü halindeydi. Münevver’in tırnaklarından kopan parçalar bile duruyordu.

ADLİ TIP'I ZORA DÜŞÜREN SKANDAL

Münevver Karabulut’un Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinde 13’ü kafasında toplam 29 kesikle öldürüldüğü belirlendi. Tespitlere göre, başı henüz sağken kesilmişti. Ayrıca vücut ve giysilerinde birden fazla erkeğe ait tükürük ve sperm kalıntıları vardı. Ancak daha sonra Münevver’in kıyafetlerinde bulunan sperm kalıntılarının, başka bir cesede yapılan otopsi sırasında bulaştığı ortaya çıktı. Münevver’in ailesine bu skandal nedeniyle tazminat ödendi. Fakat otopside çıkan en ilginç sonuç bu değildi. Münevver’in hemen boynunun altında V şeklinde iki kesik ile vücudunda paralel olarak yapılmış kesikler vardı. Ayrıca sırtında toprak izleri de bulunmuştu. Bu tespitler Münevver’in sadist bir ayine kurban gitmiş olabileceği iddialarını gündeme getirdi.

CEM ORTADAN 197 GÜN KAYBOLDU

Cem Garipoğlu adeta sırra kadem basmıştı. Polis her yerde arıyor ama bulamıyordu. Herkes olağan şüpheliydi. Polis 16 farklı ilde 106 adrese baskın düzenledi ama katil hiçbir yerde yoktu. Cem’in Ermenistan’a, Rusya’ya ya da ABD’ye kaçtığı konuşuldu. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Cem Garipoğlu’nun yurtdışına çıktığıyla ilgili bir bilgi olmadığını açıkladı. Bu süreçte baba Mehmet Nida Garipoğlu tutuklandı. Sahibi oldukları Burgaz Rakı başta olmak üzere şirketlerinde mali denetimler başlatıldı. Bu gelişmeler üzerine Cem Garipoğlu tam 197 gün sonra, 17 Eylül 2009 günü avukatı tarafından Bakırköy, E-5 Karayolu üzerindeki bir büfenin önünde polislere teslim edildi. Ancak Cem’in 197 gün nerede saklandığı hiç bilinemedi.

TÜM AİLESİ YARGILANDI

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Cem ve babası Mehmet Nida Garipoğlu’na ‘tasarlayarak canavarca hisle öldürmek’, cinayetin işlendiği evi temizleyen annesi Makbule Garipoğlu’na ‘suç delillerini yok etmek’, amcası Hayyam Garipoğlu ile çalışanları Habib Kurt, Mehmet Karakayalı ve Ahmet Batur’a ise Cem’i sakladıkları gerekçesiyle suçluyu kayırmaktan dava açtı. Birleştirilen davalarla ilgili ilk duruşma 26 Şubat 2010’da Bakırköy Adliyesi’nde görüldü. 

KISKANDIĞIM İÇİN ÖLDÜRDÜM

Cem Garipoğlu duruşmada lise öğrencisi olduğunu söyledi, Münevver’i bazı aşk mesajlarını yakaladığı için kıskançlıktan çılgına dönüp öldürdüğünü öne sürdü. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi davayı 18 Kasım 2011’deki duruşmada karara bağladı. Cem Garipoğlu’na ‘çocuğa karşı, tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek’ suçundan 24 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme hiç indirim yapmadı. Aynı suçtan yargılanan Mehmet Nida Garipoğlu ise beraat etti. Cem’in annesi Tülay Makbule Garipoğlu suç delillerini gizlemek ve yok etmekten, Hayyam Garipoğlu ile çalışanları Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt ise suçluyu kayırmaktan 3’er yıl hapis cezası aldı.

SİLİVRİ'DE İNTİHAR ETTİ AMA KİMSE İNANMADI

Cem Garipoğlu dava sürecinde Metris 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldı. Cezası kesinleşince ise Silivri 5 No’lu Cezaevi’ne sevk edildi. Diğer mahkûmlar ona zarar vermesin diye tek kişilik koğuşta kalıyordu. İnfaz koruma memurları 10 Ekim 2014 sabahı sayım için odasına girdiğinde Cem’in kendisini asarak intihar ettiğini gördü. İntihar büyük yankı uyandırdı. Kimileri ölmediğini, kaçırıldığını söylüyordu. Kısacası bu intihara pek inanan yoktu. Soruşturmayı yürüten savcılık tüm şüpheleri ortadan kaldırmak için Cem Garipoğlu’nun Adli Tıp’ta yapılan otopsisini saniye saniye kayıt altına aldırdı. O kayıtlar soruşturma dosyasına da girdi. Cem Garipoğlu sadece aile üyelerinin katıldığı bir törenle Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ancak kimse öldüğüne inanmıyordu. 

İKİSİNİN DE BABASI SAVCILIĞA BAŞVURDU

Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut iki yıl önce Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasını istedi. Cem yeniden Türkiye'nin gündemindeydi. Savcılık bu talebi reddetti, ortada otopsi görüntüleri olduğunu söyledi. Süreyya Karabulut Adalet Bakanlığı'na başvurdu ancak bir kez daha ret kararı aldı. Cem'in ölüp ölmediğiyle tartışma gün geçtikçe daha da büyüdü. Sonunda Cem Garipoğlu'nun babası Nida Mehmet Garipoğlu da savcılığa gitti, tartışmalara son vermek için oğlunun mezarının açılmasını talep etti. 

CEM GARİPOĞLU'NUN OTOPSİ GÖRÜNTÜLERİ GÖSTERİLDİ

Soruşturmayı yürüten Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp Kurumu'ndan Cem Garipoğlu'nun otopsi sırasında yapılan işlemlere ait çekilen fotoğraf ve videoları istedi. Savcılığa gelen otopsi videosu ve fotoğrafları, incelenmesi için bilirkişiye verildi. Bilirkişi, 12 Kasım 2014 tarihinde yapılan otopsi işlemine ait video kayıtları ve fotoğrafları inceledi. Bilirkişi, inceleme sonucunda fotoğraf ve videoların dökümünü yaparak raporunu hazırlayıp soruşturma dosyasına sundu. Bilirkişi raporunun bir örneği Karabulut ailesine de sunuldu.

BAŞSAVCILIK BU KEZ KABUL ETTİ

Karabulut ailesi görüntülere rağmen Cem Garipoğlu'nun mezarında fethi kabir işlemi yapılması taleplerini yineledi. Mezardaki bedenin Garipoğlu'na ait olmadığının anlaşılması halinde, aralarında otopsi işlemlerini gerçekleştiren, cinayet soruşturmasını yürüten kolluk görevlileri ve yargılama aşamasında yer alan yargı görevlileriyle ilgili kamu davası açılması talebinde bulunuldu. Savcılığa gönderilen dilekçede, cinayetten hemen sonra yürütülen soruşturmada yaşanan eksiklikler de tek tek sıralandı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı bu kez talebi kabul etti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazan Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, belirlenecek bir heyetin Cem Garipoğlu’nun mezarını açarak DNA örneği almalarını ve örneklerin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini istedi.  

TÜM TÜRKİYE’NİN MERAK ETTİĞİ SORU?

Mezardan alınacak DNA örnekleri, Cem Garipoğlu’nun ailesinden alınacak örneklerle karşılaştırılacak. Ayrıca Cem Garipoğlu’nun yakalandığında ve otopsisi sırasında alınan örnekleri de Adli Tıp Kurumu’nun bilgi havuzunda bulunuyor. Tüm örnekler çapraz olarak birbiriyle sorgulanacak. Bu araştırma sonunda, tüm Türkiye’nin merak ettiği, “Cem Garipoğlu kaçırıldı mı” sorusunun yanıtı da 10 yıl sonra cevap bulmuş olacak.

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde