Reel sektörden bankalara, 'faiz düşerken uzun vadeli kredi dayatılıyor' eleştirisi
Politika faizinin yüzde 45’e gerilemesine rağmen bankaların yüzde 50 seviyelerinde ticari kredi kullandırmasına tepki gösteren reel sektör temsilcileri, bankaları “Faiz yükselirken değişken faizli kısa vadeli kredi kullandırıp, faiz düşerken sabit faizli uzun vadeli kredi dayatıyorlar” diyerek eleştirdi.

Merkez Bankası’nın politika faizini iki seferde toplam 250 baz puan indirerek yüzde 45’e düşürmesine rağmen, ticari kredi faizlerinin aynı ‘iştahla’ düşmemesi, reel sektörden tepki çekti. Faizler yükselirken firmalara değişken faizli ve kısa vadeli kredi verme yönünde olan bankaların, şu anda indirim sürecine girilmişken sabit faizli ve uzun vadeli kredi verme eğiliminde olmasını da eleştiren iş dünyası temsilcileri bankaların daha cesur olması gerektiğini savunuyor.
Şu anda ticari kredi faizinin yüzde 50-55 bandında olmasının özellikle yılın ilk yarısında firmaları ciddi anlamda zorlayacağına işaret eden sektör temsilcileri, politika faizindeki indirimlerin birebir oranda ve hızla ticari kredi faizlerine yansıtılmasını bekliyor. Yanı sıra ihracatçı firmalar da ticari kredi faizlerinin istenen hızda inmemesinin yanında döviz kredisi konusunda da bankalardan karşılık alamadıklarını söylerken, ikinci indirimden sonra beklenen ancak henüz yapılmayan TL reeskont kredisi maliyetlerinin en kısa zamanda daha da aşağı inmesi gerektiğini dile getiriyor.
HEM MALİYET HEM FİNANSMAN ÇIKMAZI
Ekonomim’den Merve Yiğitcan’ın haberine göre, otomobil İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Döviz kredi arzının kısıtlanmasına yönelik alınan tedbirler, ihracatçının yüksek TL kredi faizine karşılık yöneldiği döviz kredilerinin de kullanılmasını zorlaştırdı. İhracatçı hem kur/enflasyon problemi nedeniyle maliyet çıkmazı, hem de uygun maliyetli finansa erişmede zorluk yaşıyor” dedi. Çelik, finansman sorunları nedeniyle üreticilerin geçen yıl çok zorlandığını, bir açılma olmaması halinde bu yıl da zorlanmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
“MEVDUATTAKİ İNDİRİMİ ‘TİCARİ’DE DE BEKLİYORUZ”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, bankaların faiz düşecek beklentisiyle sabit faizli ve uzun vadeli kredi vermek istediklerini, ancak bunun çok akıllıca olmadığını söyledi. Bu yüksek faizlerle borçlanmanın çok mantıklı olmadığını ifade eden Öksüz, “Bankalar bu faiz indirimini mevduata yansıttılar, ancak ticari kredi tarafında yeterince yansıtılmadı. Mevduata yansıtılan bu indirim kredilere de yansıtılmalı” dedi. Bankaların döviz kredisi kullandırma noktasında da ihracatçıların taleplerine karşılık vermesi gerektiğini dile getiren Öksüz, “İhracatçının TL kredi kullanması çok mantıklı değil. Bugün ticari kredi faizi yüzde 35’e bile düşse aslında yine yüksek. Çünkü dövizin yatay seyrettiği, çok hafif arttığı bir dönem yaşıyoruz. Faizlerin yüksek olması neredeyse TL faiziyle dolar kullanmak gibi bir şey aslında. Birinci öncelik ticari kredi faizlerinin düşmesi ve döviz kredilerinin önünün açılması” ifadelerini kullandı.
“İHRACATÇI DÖVİZ KREDİSİ BULAMIYOR”
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclisi Başkanı Şeref Fayat, politika faizi düştüğü halde, bankaların özellikle kredi büyümesi kısıtlamasını öne sürerek, yüksek faizden TL kredisi kullandırmak istediğini, yardımcı olmadıklarını dile getirdi. Bunun yanında bir açmazın da döviz kredisi tarafında yaşandığını vurgulayan Fayat, “Biz ihracatçılar, OVP ile ortaya konan hedefler doğrultusunda kur artışının beklenen seviyede olmayacağını öngörebiliyoruz. Bu noktada da döviz kredisi kullanıp daha az finansman maliyetine katlanmak için döviz kredisi alabilmek için uğraşıyoruz. Ancak bu sefer de bankalar ‘Döviz kredimiz yok, döviz limitimiz sıfır. Sadece TL kredi verebiliriz’ diyerek bizi TL’ye yönlendirip yüksek faizden borçlanmaya zorluyorlar. Burada ciddi bir mağduriyet var. Bundan dolayı ihracatçılar döviz kredisi kısıtlamasından ayrı tutulsun. Çünkü bankalar bunu kullanarak bizi yüksek maliyetli TL kredisine yönlendiriyor. Öte yandan ilk faiz indiriminden sonra TL reeskont kredisinin maliyeti düşürülmüştü. Ticaret Bakanımız Ömer Bolat, ikinci faiz indiriminden sonra da bunun TL reeskont kredilerine yansıtılacağını söylemişti. Ama bu henüz yansıtılmadı. Şu an yüzde 35’te TL reeskont maliyeti... Burada faiz ya önden kesilmesin ya da maliyet yüzde 30’lara çekilsin ki biz de üretime devam edelim. Firmalar kendini yılın ikinci yarısına taşıyabilsin” diye konuştu.
“BANKALARDAN DA FEDAKARLIK BEKLİYORUZ”
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, Merkez Bankası’nın enflasyon beklentileri istenen seviyede düşmemesine rağmen cesaret edip risk alarak politika faizini düşürdüğünü, ancak bankaların bu indirimi kredi faizlerine yansıtmakta geciktiğini söyledi. Kredi faizleri aynı hızda düşmezken mevduat faizlerinin yüzde 42-43 bandına düşürüldüğünü ifade eden Önel, “Bu nedenle bankaların kar marjının yüksek olduğunu düşünüyorum. Faiz yükselirken bizlere değişken faizli kredi veren bankalar, faiz düşerken şimdi sabit kredi sunuyor. Oysa şimdi faizi değişken tutsa bu bile bir artı olur piyasa için. Zira piyasada sıkıntı büyük. Baktığımızda ocak ve şubat geçen seneye göre bile daha durgun geçiyor, Ramazan öncesi bu durgunluk hiç alışkın olduğumuz bir durum değil. Alacaklar sıkıntıda, vade süreleri uzadı. Özellikle mikro ve küçük işletmelerde ciddi kapanmalar var. Piyasayı rahatlatmak adına kamu bankaları öncülüğünde kredi maliyetlerinin de düşmesi lazım. 3,5 puan bile aşağı inmesi bile bu ortamda anlamlı olur. Özellikle KOBİ’ler bu dönemde böylesine fedakarlık yaparken, bankalardan da aynı fedakarlığı göstermesini bekliyoruz” diye konuştu.
patronlardunyasi.com