Dolar
37,9476
-0,09%
Euro
41,1001
-0,16%
Sterlin
48,9967
-0,13%
Bitcoin
3.241.125
2,74%
BİST-100
9.659,48
0,49%
Gram Altın
3.801,931
-0,26%
Gümüş
33,69
-1,19%
Faiz
51,01
0,00%

Para piyasası fonlarındaki oynaklık, yatırımcıların çıkışına sebep oldu ve fon büyüklüğü 1.4 trilyon TL’den 802.2 milyar TL’ye geriledi

Yatırımcılar tarafından her gün düzenli pozitif getiri sağlamasına alışılan para piyasası fonları, piyasada yaşanan son oynaklıklar sonrası negatif getiri sununca, beklenmedik bir yatırımcı çıkışı yaşandı. Bu fonların toplam büyüklüğü son 10 gün içinde 1.4 trilyon TL’den 802.2 milyar TL’ye geriledi. Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) verilerine göre, 10 gün içinde 214 bini aşkın yatırımcı, para piyasası fonlarını kapattı.

31.03.2025 09:08Güncelleme: 31.03.2025 09:12
Para piyasası fonlarındaki oynaklık, yatırımcıların çıkışına sebep oldu ve fon büyüklüğü 1.4 trilyon TL’den 802.2 milyar TL’ye geriledi
16px
32px

Piyasada yaşanan son oynaklıklar, en gözde fon grubu olan para piyasası fonlarını da etkiledi. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) verilerine göre, 2023 sonunda 1.83 trilyon TL büyüklüğünde olan yatırım fonları piyasası, 2025 Ocak ayı itibarıyla 5.1 trilyon TL büyüklüğüne ulaşmıştı. Buradaki büyümenin önemli bir kısmı ise para piyasası fonları aracılığıyla sağlanmıştı. Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, sonrasında ise yapılan tutuklamalar ile piyasada oluşan oynaklık, para piyasası fonlarını olumsuz etkiledi. Yatırımcılar tarafından her gün düzenli pozitif getiri sağlamasına alışılan bu fonlar, normal koşullarda anapara riskinin olmadığı ürünler olarak biliniyor. Ancak yaşanan son gelişmeler para piyasası fonlarının da negatif getiriye dönmesine neden olunca 19 Mart’tan sonra çıkışlar hızlandı. Geçen yılın tamamında ve bu senenin 17 Mart haftasına kadar en gözde fon grubu olan para piyasası fonları, son 10 gün içinde 1.4 trilyon TL’den 802.2 milyar TL’ye geriledi. Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) verilerine göre, aynı dönem aralığında 214 bini aşkın yatırımcı, para piyasası fonlarını kapatınca yatırımcı satısı 3.6 milyona geriledi. Ayrıca bazı bankaların da, portföyünde para piyasası fonu olan müşterilerini negatif getiriden korumak için farklı yatırım araçlarına yönlendirdiği ifade ediliyor.

‘3 NEDENİ VAR’

Konuyla ilgili Hürriyet’ten Gamze Bal’a değerlendirmelerde bulunan Perform Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın, para piyasası fonlarındaki çıkışı tetikleyen üç nedeni ‘risk algısı; yani dövizin artışıyla beraber panik hareketi’, ‘tahvil faizlerindeki yükselişin etkileri’ ve ‘sonrasında hâlâ elinde para piyasası fonu bulunan yatırımcıların negatif getiri nedeniyle zarar etmeye başlaması’ olarak sıraladı. “19 Mart’taki döviz hareketinden sonra para piyasası fonlarının bir kısmında panikle çıkış oldu. Daha sonrasındaki çıkışlar negatif getirileri görünce yaşandı” diyen Aydın, “Ppara piyasası fonlarında tahvil tutma zorunluluğu var, oradaki hareket de yüzde 10 limit. Oradaki hareketten dolayı negatif getiri yazdılar, bir kısmı hâlâ yazıyor. Serbest para piyasası fonlarına bir miktar giriş oldu. Son bir haftada döviz mevduatlarda da artış var. Dolayısıyla döviz talebi olduğu açık” dedi. “Gördüğüm kadarıyla toplam para piyasası fonları tutarı yarı yarıya azaldı” diyen Aydın, şöyle devam etti: “Bence para piyasası fonlarının da artık negatif getiri yazma şansı çok yok, ekstra bir risk oluşmadıkça. Ama yatırımcı algısı bir kez değiştiği zaman geriye çevirmek kolay olmuyor. Şu an daha gözde olan serbest fonlar.”

‘NEGATİFE DÖNÜNCE BEKLENMEYEN OLDU’

Ata Portföy Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Özşahin, para piyasası fonlarında yaşanan çıkışların beklenen bir durum olmadığına dikkat çekti. “Yatırım fonları piyasasının 2025 Ocak ayı sonu itibarıyla 5.16 trilyon TL büyüklüğüne ulaşması, piyasada oluşan yüksek faizlerden TL mevduatlara göre çok daha kolay likiditeye ulaşım sağlayan PPF’ler sayesinde olmuştu” diyen Özşahin, “PPF’lerden neredeyse yüzde 50’ye yaklaşan çıkışlar açıkçası beklenen bir durum değildi” dedi.

‘PARA, MEVDUAT VE DÖVİZE KAYDI’

“Yatırımcılar tarafından her gün düzenli pozitif getiri sağlamasına alışılan PPF’lerden bu tarihler içinde negatif getirili olanlar olunca ve Merkez Bankası’nın yerinde müdahalesi ile dolar kuru 38 lira civarından dengelense de, para piyasası fonlarından çıkan paranın TL mevduat veya dövize kaydığını gözlemledik” diyen Özşahin, şöyle devam etti: “Çoğu yatırımcı için mevduat benzeri olarak görülen PPF’lerin fiyatlarında yaşanan bu dalgalanma 2024 Kasım’da SPK’nın PPF’lerin portföyünün asgari yüzde 10’una devlet iç borçlanma senetlerinde (DİBS) yatırım düzenlemesi getirmesinin etkisi oldu. DİBS’lerin fiyatları piyasaların negatif dalgalanma yaşadıkları günlerde yükselen faizlerin etkisi ile düşebiliyor, bu da fon getirilerini negatif etkiliyor. PPF’lere tekrar ilginin başlayabilmesi için yüzde 10’luk DİBS alma zorunluluğunun kaldırılması veya yüzde 15 olan stopaj oranında tekrar bir avantaj sağlanmasının işe yarayabileceğini düşünüyoruz.”

‘FAİZ İNDİRİMİ SÜRECEK BEKLENTİSİ’ DE ETKİLİ

Son gelişmelerin etkisiyle pay piyasasında çok sert geri çekilmeler yaşandığını anımsatan İnfo Yatırım Stratejisti Çağlar Toros ise, yaptığı değerlendirmede, para piyasası fonlarındaki çıkışın aslında 2025 başından bu yana yaşandığını anlattı. “Para piyasası fonlarından son 10 gün içinde para çıkışı var ama aslında bu çıkış 2025’ten itibaren yaşanıyor” diyen Toros, “Merkez’in faiz indirimlerine başlamasıyla birlikte risksiz getiriler tarafı enflasyon karşısında yavaş yavaş yetersiz kalmaya başlayacak gibi gözüküyor. Çünkü mevduat faizi tarafındaki bir geri çekiliş olasılığı diğer türlü getirilerde de geri çekilmeyi beraberinde getirebilir. Bu da politika faizindeki çekilmeye paralel olur. Bundan kaynaklı olarak para piyasasındaki fonlarındaki getirilerin de azalması beklentileri mevcut” dedi.

“Riskli varlıklara olan geçişlerin hızlanması bekleniyor” diyen Toros, şöyle devam etti:

“Son 10 günde yaşanan siyasi gelişmeler sonrası çok fazla haber akışı oldu. Pay piyasası tarafı da çok sert geri çekildi. Ama diğer taraftan TCMB’nin politikaları tarafında çok fazla değişiklik olması beklenmiyor. Nisanda ‘bekle, gör politikasına’ geçilebilir ya da beklentiler biraz daha yüzde 30 politika faizi olacak iken yüzde 32.5 ila yüzde 35’e kadar çıkabilir. Ancak Merkez’in para politikası tarafında çok fazla bir değişiklik beklenmiyor. Faiz indirimlerine devam edilebileceğine yönelik beklenti para piyasası fonlarındaki bu denli çıkışları beraberinde getiriyor.”

TAHVİL PİYASASI İÇİN ORTAK ÇALIŞMA

EKONOMİ yönetimi tahvil piyasasının işleyişini güçlendirecek çalışmalar başlattığı belirtildi. Buna göre, kamu kurumlarınca eşgüdüm içerisinde son bir haftada Türk lirası tahvil piyasasında azalan likiditenin artırılması hedefleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın (TCMB) yürüttüğü belirtilen çalışmanın, bayram sonrasında piyasaların daha etkin ve sağlıklı işleyişini hedeflediği kaydedildi. Bu kapsamda TCMB, TLREF endeksli tahviller için doğrudan alım ihalesi açtı. Doğrudan alım ihaleleri TRT060928T11, TRT061228T16 ve TRT070329T15 ISIN kodlu tahvilleri kapsıyor. TCMB, 28 Mart’ta da her biri 500 milyon liralık üç ayrı ihale ile doğrudan tahvil alımı yaptı. İlerleyen dönemde de ihalelerin devam etmesi öngörülüyor.   

patronlardunyasi.com

editörün seçtikleri
Elektronik İlan Doğrulama Sistemi 7 Nisan itibarıyla zorunlu hale geliyor, uymayan platformlara ise 1,2 milyon lira ceza
Elektronik İlan Doğrulama Sistemi 7 Nisan itibarıyla zorunlu hale geliyor, uymayan platformlara ise 1,2 milyon lira ceza#Elektronik İlan Doğrulama Sistemi