LinkedIn'in raporu, yapay zeka çağında yalnızca teknolojik değil, insana özgü becerilerin de önem kazandığını gösteriyor
LinkedIn’in son olarak yayınladığı rapor, iş dünyasındaki değişimi ortaya koyuyor. Ancak bu dönüşüm sadece teknolojik becerilere odaklanmakla mı sınırlı? Bunun yanıtı kocaman bir hayır… İnsana özgü becerilerin, özellikle de iletişim, iş birliği ve yaratıcılık gibi becerilerle birlikte ustalık gibi el becerileri gerektiren teknisyenlik gibi işler bu yeni dönemde daha da fazla önem kazanacak.
Dünya gazetesi yazarı Ufuk Tarhan, LinkedIn’in son olarak yayınladığı raporun, yapay zekanın iş dünyasında yarattığı dönüşümü ortaya koyduğunun altını çiziyor.
İşte o yazı:
LinkedIn‘in son raporu, iş dünyasının geçirdiği radikal dönüşümü gözler önüne seriyor. Eski iş modelleri hızla geçerliliğini yitirirken, yeni nesil beceriler ve roller yükselişe geçiyor.
2000’li yıllarda var olmayan işlere yapılan alımlar, küresel çapta %10’u, ABD’de ise neredeyse %20’yi buluyor. Veri analisti, full stack mühendisi, frontend geliştirici ve sosyal medya yöneticisi gibi roller, iş dünyasının yeni lokomotifleri oluyor. Örneğin, yapay zekâ yeteneklerine olan talep, son sekiz yılda %300, yalnızca geçtiğimiz yıl ise %30 artarken yapay zekâ hızla yükseliyor ama iş dünyasında yalnızca algoritmalar değil, insanlar da hâlâ kazanıyor. En çok talep gören işler arasında yapay zekâ mühendisi ve danışmanı kadar fizik tedavi uzmanının da yer alması, insan dokunuşunun asla devre dışı kalmayacağını kanıtlıyor
2025’te İK profesyonellerinin %70’i, kurumlarının genelinde yetenek geliştirme girişimlerine öncelik vereceğini belirtiyor.
Araştırmadaki sonuçlardan da anlaşıldığı şekilde, insan becerileri hala kritik önemde. Ve mesela 2024’te en çok talep gören yetkinlik yapay zekâ değil, iletişim. Hatta yapay zekâ, iletişim ve ilişki kurma becerilerini daha da değerli hale getirdi de denebilir.
LinkedIn Learning’de yapay zekâ dersleri alan ve salında teknik kökenli olmayan profesyonellerin sayısı geçen yıl %169 arttı. Küresel bilgi profesyonellerinin %75’i artık işlerinde üretken yapay zekâ kullanıyor ve neredeyse yarısı bunu geçtiğimiz şu son bir yıl içinde benimsedi. Küresel şirketlerin %70’i ise üretken yapay zekâyı otomasyon veya süreç iyileştirme için değil, yaratıcılık ve inovasyonu geliştirmek için kullanıyor.
ÖNCELİK ÇEVİKLİK
C-Suite denilen üst düzey yönetici ve liderlerin %88’i, yapay zekânın benimsenmesini hızlandırmanın önümüzdeki yıl (yani bu yıl) önemli olduğunu söylüyor. Küresel C-Suite yöneticilerinin %38’i, giriş seviyesi adayları değerlendirirken “çevikliği” önceliklendiriyor. Yapay zekâ beceri endeksi en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Hollanda, Kanada, Avustralya ve İrlanda’da artarken, Almanya, Fransa ve İsveç’te en düşük seviyelerde. Kısacası, iş dünyasının hem yetkinlik setleri hem de coğrafyası hızla değişiyor. Yapay zekâ ve insani beceriler de artık son derece görünür ve fark edilir şekilde ön planda yer alıyor
Aslında tüm dünyanın ortaklaşa kullandığı “iş-kariyer aynası” diyebileceğimiz LinkedIn‘in raporu, yapay zekânın iş dünyasında yarattığı dönüşümü gayet net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ancak, rapordan bu dönüşümün sadece teknolojik becerilere odaklanmakla sınırlı kalmadığını da açık bir şekilde anlıyoruz. LinkedIn ’in araştırması aynı zamanda, insana özgü becerilerin, özellikle iletişim, işbirliği ve yaratıcılık gibi becerilerin ve ilaveten ustalık gibi el becerileri gerektiren ve teknisyenlik isteyen işlerin de bu yeni dönemde daha fazla önem kazandığını açıklıyor.
Şirketlerin ve çalışanların tüm bu değişimlere uyum sağlaması, hem yapay zekâyı etkin bir şekilde kullanmayı hem de insani becerileri geliştirmeyi gerektiriyor. Önümüzdeki yıllarda, yapay zekâ ve insan işbirliğinin iş dünyasının geleceğini şekillendireceği öngörülüyor. Bu nedenle hem şirketlerin hem de çalışanların çevik bir hazırlık içinde olması büyük önem taşıyor.
Şirketler, vizyon, misyon strateji ve planlarını netleştirmeli. Bunu tüm organizasyonun anlamasını, sahiplenmesini sağlamalı.
Şirketin alt yapısını ve çalışanlarının becerilerini geliştirmeye yönelik adımlara öncelik vermeli. Özellikle de ekipleri için kesintisiz, amaca dönük eğitim programları düzenlemeli, yapay zekayı iş süreçlerine entegre etmeli ve insan-makine işbirliğini teşvik etmeli.
Çalışanlar da teknolojiyi takip etmeli, insani becerilerini güçlendirmeli ama en önemlisi, bunu şirketlerinden bekleyerek zaman kaybetmemeli. Hibrit çalışmayı benimsemeli, otodidakt öğrenme disiplinine sahip olmalı ve T-İnsan’laşmayı kişisel bir sorumluluk olarak görmeli ve gereğini yapmalı.
patronlardunyasi.com