Kıyıkışlacık ve Güllük Körfezi'ndeki davalar: İasos Mahalle Meclisi Derneği Başkanı Hülya Scobie ve Nezih Başgelen açıklamalarda bulundu
Kıyıkışlacık ve Güllük Körfezi Halkı Adına davalar açan İasos Mahalle Meclisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Scobie ile konuştuk. Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi ArkeologEditör Nezih Başgelen ise konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu.

Muğla Güllük Körfezi’nde özel bir şirket tarafından yapılmak istenen “Ayyıldız Maden Yükleme ve Tahliye Limanı” için yargı süreci devam ederken dip tarama çalışmaları başladı. Muğla Milas ilçesi Kıyıkışlacık’ta, tarihi 5 bin yıla uzanan İasos antik kenti de bu çalışmalardan etkilenecek.
Cumhuriyet'ten Öznur Oğraş Çolak'ın haberine göre, mahkemeleri devam eden projenin inşası için çalışmalara başlanması, Kıyıkışlacık olduğu kadar Güllük, Boğaziçi, Akbük, Didim halkınında tepkilerine neden oldu. Konuyla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Ayıldız Maden Yükleme ve Tahliye Limanına ait ÇED olumlu kararına karşı Kıyıkışlacık ve Güllük Körfezi halkı adına” davalar açan İasos Mahalle Meclisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Scobie açıklamalarda bulundu.
Scobie, “Dünya tarihinin mirası olarak gelecek nesillere korunarak aktarılması gereken bu kente bir şahıs şirketi Maden yükleme/ boşaltma limanı Yapmak İstiyor! Şahıs, mahkemede de eksik bulunan projesini hukuksal boşlukları kullanarak ilerletti. Davalar halen devam ettiği halde sahada uygulamaya başladı. Doğaya geri dönülmez zararlar veriyorlar” dedi.
HUKUKSAL DURUMDA SON DURUM
Halkın ve yerel yönetimlerin direnmesine rağmen şahıs şirketin durmadığını söyleyen Scobie, “Bizler halk olarak tüm hukuksal yollar tükendiği için Anayasa Mahkemesi’ndeyiz.
Milas Belediyesi de Anıtlar Kurulu’nun liman projesini kayıracak şekilde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları süre uzatımına dava açtı. Hukuksal süreçte son durum bu. Ama tüm bunlara rağmen, dip tarama çalışmaları arkeolojik alan içerisinde yürütülüyor. Ancak ilgili kurumlar tarafından hiçbir arkeolojik denetim yapılmadı ve tarihi alanlar göz göre göre tahrip ediliyor. Olası tarihi eserleri, denizel canlıları, balık yumurtalarını, koruma altındaki posidonya çayırlarını, deniz patlıcanlarını yok ediyorlar. Bu vahşi projeye göre draftı büyük gemiler limana yanaşabilsinler diye 65 bin metrekarelik deniz dibi alanı dibe doğru 14 metre kazılacak. Çıkan binlerce metreküp hafriyat Türkbükü açıklarındaki Güllük Dökü'ye dökülecek. Ekolojik sistem geri dönülmez bir şekilde yok edilmeye başlandı bile 10’larca gemi dolusu hafriyat Güllük Körfezi’nde gelişigüzel yerlere boşaltılıyor. Denetleyen yok” dedi.
KIYILAR HALKA AİT
“3. derece sit alanı olan dalışa yasak bölge cumhurbaşkanı kararnamesi ile bir gecede koordinatları değiştirildi” diyen Scobie sözlerine şöyle devam ediyor; “Kıyıkışlacık halkının altın kumsallı yegâne plajı elinden alınıyor! Kıyılar halka aittir kanunu var, ancak hazineye ait arazide halkın denizle olan bağlantısı kesilecek, altın renkli kumsallar rant hırsıyla betonla kaplanacak. Güllük Körfezi’nde yaşam, rant uğruna yok ediliyor! 2021 yılında hazırlanan çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporuna dayanan “yük tahmil ve tahliye iskelesi ve dip tarama projesi” gerekli güncellemeler yapılmaksızın ve uygulama imar planı olmadan ruhsatlandırılmış ve inşaatına başlanmıştır. Bu durum, şeffaflık ve kamu yararı açısından ciddi soru işaretleri oluşturmakta. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu projeyi denetlememiş, gerekli ekolojik incelemeleri yapmadı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, proje sahasının arkeolojik bölge içinde yer almasına rağmen, burada yapılan tahribatı görmezden geldi. Yargı, açılan davaları sürüncemede bırakarak hukuksuzluklara yeşil ışık yaktı” diyor.
Son olarak bir çağrımız var diyen Scobie, “Bu proje, halkın iradesi hiçe sayılarak, doğa ve tarih katledilerek, hukuksuzluklarla ilerleyen bir talan projesidir. Kamu kurumları görevlerini yerine getirmeli, inşaat durdurulmalı ve süreç şeffaf bir şekilde yeniden değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
‘5 BİN YILA UZANAN ANTİK KIYI KENTİ KORUNMALI’
Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi ArkeologEditör Nezih Başgelen gazetemize yaptığı açıklamada, “Milas’a 28 km uzaklıktaki Kıyıkışlacık Mahallesi sınırları içerisinde üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerine kurulu İasos antik kentinde yapılan kazılar buradaki en eski yerleşimin MÖ 3. bin sonuna kadar uzandığı tespit edildi” diyor.
YEREL HALK AYAKTA
Başgelen, “Karya Bölgesi’nin bu önemli antik kıyı kentinin de bulunduğu Güllük Körfezi doğal ve arkeolojik sit alanları 5 Nisan 2016 tarih ve 2016/8743 sayılı bakanlar kurulu Kararı ile dalış yasağı getirilerek özellikle korunan alanlar arasına alınmıştı. Sözkonusu bu koruma kararı kaldırılarak İassos antik kentinin hemen yanında yapılması planlanan yükleme ve tahliye limanının pek çok açıdan sakıncalı bir girişim olduğu uzmanlarca belirtildi. Bu proje için 64 dekarlık deniz alanında zemin taraması yoluyla 233 bin m3’lük moloz çıkarılacağı ve çıkarılan bu malzemenin ise Güllük Körfezi açıklarında 619 hektarlık bir alanda denize dökülmesinin öngörüldüğünün belirtilmesi körfez sakinlerini ve yerel halkı ayağa kaldırdı. Yerel halk ve sivil toplum kuruluşları projeye karşı yürütülen hukuki sürecin AYM aşamasında olduğunu belirterek büyük bir deniz kirliliği yaratacağından endişe edilen bu girişimin acilen durdurulmasını talep ediyor.”
Başgelen, Koruma Bölge Kurulu’nun 3. derece arkeolojik sit alanı olan yerde projenin uygulanması için 2020 yılında aldığı geçiş dönemi kullanım kararının ise 3 yıllık süresi dolunca geçtiğimiz yıl bu süreyi uzatan yeni bir karar aldığının da görüldüğünü ve mevzuat, geçiş dönemi kararı alınan sitlerde üç yıl içinde koruma amaçlı imar planının hazırlanmasını da gerekli kıldığının altını çiziyor.
5 BİN YILLIK KENT
Başgelen, “Ancak yasal süre içinde imar planı hazırlanmazken, Koruma Bölge Kurulu 24 Mayıs 2024 tarihinde proje alanının ada ve parsel numaralarını da belirterek üç yıl daha süre uzatımı anlamına gelen yeni bir karara daha imza atması tepkilere neden olduğu görülüyor. Koruma Kurulu’nun süreyi Mayıs 2027 tarihine kadar uzatarak imar planı aranmaksızın sit alanında yapılaşmaya gidilmesinin önünü açması böyle nitelikli sit değerleri olan söz konusu saha için kabul edilemez bir durum. İassos, geçmişi yaklaşık 5 bin yıla uzanan önemli bir antik kıyı kenti olarak hem sualtı hem de karasal alandaki arkeolojik ve doğal varlıklarıyla korunarak geleceğe aktarılması gereken bir dünya mirasımız” diyor.
patronlardunyasi.com