Kent, Coca Cola'yı neden seviyor?
Kamyonculuktan başladığı iş hayatında Coca Cola'da ikinci adamlığa kadar yükselen Muhtar Kent'in Coca Cola'yı sevme nedeni çok ilginç....
Jale Özgentürk'ün röportajı
Coca -Cola Company'yi bir şirketten çok dünyada 75 milyar dolarlık bir sistem olarak tanımlamak herhalde daha doğru olur. 700 bin kişinin çalıştığı bu uluslararası devin faaliyetlerinin yüzde 80"ini oluşturan Coca-Cola International"in başına ise şubat ayında bir Türk getirildi: Muhtar Kent.
Yapılan yorumlara göre Kent"in kariyeri dev şirketin CEO"luğuna kadar ulaşacak... Coca-Cola Yönetim Kurulu Başkanı Nevill Isdell"in isteğiyle 200 ülkenin bağlı olduğu Coca-Cola International"ın başına gelen ve Birinci Başkan Yardımcısı olan Kent, yeni görevinin ardından hiç konuşmadı, ancak dünya basınında çeşitli haberlerle gündeme geldi.
Muhtar Kent, mini Davos için İstanbul"daydı. Aylar önce yaptığım röportaj talebini kabul eden Kent ile Çırağan Sarayı"nda konuştuk. CEO haberlerini ve hakkında yapılan eleştirileri değerlendirdi. Kent, Coca-Cola CEO'su Nevill Isdell'in koltuğu ona devredeceği ile ilgili yapılan yorumları “Yeni görevime henüz başladım. Hiçbir zaman bir sonraki işimi düşünmedim” diye değerlendirirken, hakkında çıkan olumsuz haberleri de “normal” gördüğünü söylüyor. Coca-Cola International için yeni bir yönetim biçimi planladığını ve birkaç hafta içinde açıklayacağını söyleyen Kent, Türk yöneticilerin başarılı olmasını ise “Risk almayı biliyorlar. Cesurlar. Bu da başarı getiriyor” diye yorumluyor.
Coca-Cola geçmişiniz uzun yıllar öncesine dayanıyor. İşe kamyon üzerinde başlamışsınız.
Coca-Cola"ya ilk girdiğimde 3-4 ayımı eğitimde geçirdim. Boston"dan Arizona"ya, oradan Teksas"a kamyon üzerinde ufak müşterilere Coca-Cola satarak başladım Atlanta"da. 1978 yılıydı. Sonra sırasıyla İtalya"da, Atlanta"da, Türkiye ve Viyana"da görev yaptım. Daha sonra Efes İçecek Grubu Başkanı oldum. Geçen yıl mayısta ise tekrar Coca-Cola"ya geçtim.
Yeni göreviniz hayırlı olsun. Coca-Cola"nın ikinci adamı mı oldunuz şimdi?
Coca-Cola Company"nin bir parçası Coca-Cola International. Ben Şubat 2006"dan itibaren 200 ülkenin bağlı olduğu Coca-Cola International"ın başkanı olarak başladım. 200"den fazla ülkede operasyonumuz var. Bu, Kuzey Afrika yani Kanada ve ABD dışındaki Coca-Cola operasyonunun tamamını oluşturuyor. Bütün bu kıtalarda Avustralya"dan Latin Amerika, Çin"den Avrupa"nın her ülkesine kadar operasyonumuz var. İkinci adamlığı yakıştırıyorlar. Katiyen net bir şey yok. Bizim şirketimizin Başkanı Nevill İsdell. Onun dışında pazarlama, inovasyon, şişeleme gibi 6 grup başkanlığı var. Bizler Birinci Başkan Yardımcısı olarak geçiyoruz.
Coca-Cola"da CEO Nevill İsdell, bir büyüme manifestosu açıklamıştı. Neler yapılıyor?
İsdell 2004"te başkan olarak atandığında Coca-Cola"nın büyüme hızı yavaşlamıştı. Büyüme manifestosu diye yeni bir açılım getirdi. Yeni bir takım oluşturdu; şimdi bunun stratejilerini uyguluyor. Coca-Cola"nın büyüme hızı da 2004"e hatta son üç yıla oranla artış gösterdi. Bu senenin her çeyreği bir önceki yıla göre arttı. 9 aylık rakamlar bu büyüme manifestosunun başarıyla uygulandığını gösteriyor. Daha yolun sonuna varmadık ama son üçüncü çeyrekte International"ın büyüme hızı yüzde 7"ye geldi. Son üç yılda böyle bir şey yoktu. Stratejiyi en efektif şekilde uyguluyoruz.
Bu stratejinin kapsamında neler var?
Portföyü, ürün gamını artırmak var. Gazlı içeceklere bağlı kalmadan yepyeni ürünler yaratmak var. Bu konuda önemli atılımlarımız var. Hazır çaylar, yeşil çaylar, kahve, enerji, spor içeceği, vitamin katkılı meyve suları. Maden suyu gibi ürün portföyümüzü geliştireceğiz. Bu ürünler bazı ülkelerde çok başarılı, bazılarında başarı kazanma potansiyeli var. Her yerde daha yeterince başarılı değil. Çin gibi Türkiye gibi ülkelerde ilerdeyiz. Örnek teşkil eden ülkeler bizim açımızdan. Asya"nın başka ülkelerinde yol kat etmemiz gerekiyor. Bir başka stratejimiz ise hem yeni ürünler çıkartarak büyüme hızımızı gelişmiş ülkelerde yani Batı Avrupa"da İngiltere"de mesela Almanya"da, İtalya"da, İspanya"da artırmak. Bu ülkeler bizim için kârlılık açısından çok önemli. Buralarda büyüme payımız hemen hemen sıfıra inmişti. Büyüme payımızı artırıyoruz.
Nasıl artırıyorsunuz?
Yeni iş modelleri getirerek. Bu yeni ürünlerle alakalı modeller geliştiriyoruz ortaklarımızla birlikte. Gelişmekte olan pazarlara da muazzam fokuslanıyoruz. Brick denilen ülkeler var. Profesör Schwab, "Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin. Artık buna Türkiye"yi de ekleyelim ve T-bricks olsun" dedi. Ben Ukrayna"yı da dahil ediyorum. Bu pazarlarda hem rakiplerimizden hızlı büyüyoruz hem insan kaynağı yatırımı yapıyoruz. Eğitim merkezleri açıyoruz. Coca-Cola bugün sistem olarak 70 milyar dolar ciro yapan bir şirket. 700 bin çalışanı olan bir sistem. Şişeleyicileriyle birlikte. Bu sistem dünyada en büyük tüketim mamulleri sistemidir. Daha geniş dağıtım ve cirosu olan bir başka şirket bilmiyorum. Kendimiz sadece 25 milyar dolar ciroya sahibiz ama geniş kapsamlı düşünmek gerekiyor. Yolda Coca-Cola kamyonu gidiyor kime ait olduğu önemli değil, sisteme ait.
Coca-Cola CEO"su İsdell sizin yeni operasyonel bir yapı açıklayacağınızı söylüyor. Nedir bu yeni yapı?
Bunu dediğini bilmiyordum. Aramızda konuşmuştuk. Ne dediyse doğrudur. Kafamda birkaç haftaya daha ihtiyacım var. İsdell"in dediği gibi yeni bir operasyonel yapı açıklayacağım. Coca-Cola International"ı daha etkin nasıl yönetiriz diye bir çalışma yapıyoruz. Yıl sonu bitmeden onun dediği gibi yeni bir yapıyı açıklayacağız.
Yatırımlar konusunda neler yapıyorsunuz?
En büyük yatırımları gelişmekte olan hızlı büyüdüğümüz ülkelerde yapacağız. Biz Batı pazarlarında genellikle tek haneli büyüyebiliyoruz. Çünkü orada işimiz çok, kişi başına düşen tüketim çok yüksek seviyelerde. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyüme hızımız daha fazla. Çift haneli büyümeyi yakalayabilmek ve her zaman talebin içerisinde olmak için büyük yatırımlar yapıyoruz. Hem insana hem eğitime, üretime ve lojistiğe.
Türkiye"nin Coca-Cola içindeki yeri nedir?
Türkiye"nin yeri çok ileri konumda. Dünyanın 13"üncüsü. Volüm ve büyüklük olarak. Büyümeye katkı olarak ise ilk beşte. Hep ya ilk beş ya da ilk altı. Ahmet Bozer"in başında olduğu Avrasya ise dünyadaki Coca-Cola organizasyonu içinde 22 operasyonumuzdan bir tanesi. Her yıl en başarılı operasyon ödülü veriyoruz. Woodraff kupası. Vefat edene kadar en büyük hissedardı. Coca-Cola"yı bugünkü modern konuma getiren insan. Geçen yıl kazandı. Bu yıl yine finale gidiyor. Coca-Cola"da çok Türk yönetici var. Çoğu hanım. Yalnız Amerika"da değil Japonya"ya Orta Asya"da pazarlama müdürlüğü yapan Hakan Altun atandı. Birçok başarılı arkadaşımız var. Ama Türkiye"deki organizasyonumuz da uluslararası. 39 ülke yönetiliyor. Hiçbir şirkette bu kadar çok ülkenin İstanbul"dan yönetildiğini bilmiyorum. Bunun sebebi Coca-Cola"nın Türkiye"deki başarısıdır. Bunda Cem Kozlu"nun da büyük rolü oldu. Cem"in de Ahmet Bey"in de Coca-Cola"ya gelişinde ise benim rolüm vardır.
Coca-Cola"nın başına İsdell"den sonra CEO olacağınız söyleniyor...
Benim bu göreve gelmemin üzerinden sadece 8 ay geçti. Bu nedenle onları düşünecek halim yok. Öyle bir ivmeyle dinamizmle çalışıyoruz ki. Ben hiçbir kariyerimde bir sonraki işimi düşünmedim. Bulunduğum işi en iyi nasıl yapabilirim onu düşünüyorum.
Bu yorumlar çıkınca hemen ardından da insider suçlamaları hatırlatıldı. Nasıl değerlendirdiniz?
10 yıl önce çıkmış ve tamamen hallolmuş, her türlü sonucu alınmış, bir problem olmamış konuyu ortaya çıkarıp bazı insanlar spekülasyon yapıyor. Tabii ABD"de çok fazla böyle bir şirketin bu seviyelerine gelebilen ve fazla örneği olmayan bir ülkeden bir yöneticinin gelmesi ilk defa oluyor. Acaba ne olacak diye sorular oluyor. Ben doğal görüyorum böyle reaksiyonları.
Coca-Cola"yı seviyor musunuz?
Coca-Cola"yı neden seviyorum biliyor musunuz? Her sabah kalktığımda şunu düşünüyorum. İyi ki diyorum ben her gün milyonlarca kişiye milyonlarca defa bir doların altında bir ürün satıyorum. Önemli bir etken. Mukayese ettiğimde senede bir araba satmaktan üç dört yılda bir buzdolabı satmaktan daha enteresan bir iş. Çünkü hiçbir tüketim mamulünde bu kadar fazla kanalla çalışmıyorsunuz. Lokantalar, zincirler, havaalanları var. Devamlı yeni şeyler öğreniyorum. Ayrıca dünyada yönetim biçimlerinde çok değişim var. Buna çok yakın oluyorsunuz. Yeni stratejileri 21"inci asrın efektif organizasyonu iş yapma yöntemleri üç yıl önceden bile farklı. Bizde güneş batmıyor.
Pepsi ile rekabette son durum nedir?
ABD dışında uluslararası pazarlarda bire üç durumdayız. En büyük beş markanın dördü bize ait.
Isdell'in kararının doğru olduğunu ispata çalışıyorum
Gelecek için neler planlıyorsunuz? Atlanta"ya yerleştiniz mi?
Bu görevim dediğim gibi daha çok yeni. Hiçbir şey düşünmüyorum. Daha 18-19 ay geçti. Şu anda kalıcı bir başarı kazanmak için çabalıyorum. Bütün gücümü buna harcıyorum. Hem dostum hem Coca- Cola"nın CEO"su İsdell"in aldığı kararın doğru olduğunu ispat etmeye çalışıyorum. Ondan sonra gerisi kolay. Atlanta"ya henüz yerleşmedik. Oğlum İstanbul"da okuyor. Eşim gidip geliyor. Benim de hayatımın yüzde 80"i zaten seyahatlerde geçiyor.
Türk yöneticiler cesur ve risk almayı biliyor
Türk yöneticileri son yıllarda uluslararası şirketlerde önemli yerlere geliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz. Kriz yönetimini iyi bilmeleri mi etkili oluyor?
Kriz yönetimine alışmak, hızlı karar alabilmek. Cesur olabilmek. Başarılı olmanın arkasında iki önemli neden var. Biri cesaret, diğeri yaratıcı olmak. O olunca karar alabiliyorsunuz. Risk alabilmek çok önemli. Riskler bazı yanlış kararlara da yol açabilir. Bu durumda da yılmamak gerekiyor. Yanlışı yöneticilere yüklememek, lider olarak paylaşmak gerekiyor. O motivasyonu verdiğiniz zaman organizasyona iyi bir şekilde hareket edebilir. Bugün birçok Türk yönetici başarılara imza atmaktadır. Tahmin ediyorum en fazla da Coca-Cola"da.
AB ile tren kazası olursa herkes kaybeder
Türkiye için aralık başı Avrupa Birliği üyeliği açısından yine kritik bir tarih.
Yol ayrımındayız. Geçen yıl nasıl yaşadık olacak mı olmayacak mı diye. Belki o kadar kritik değil ama sonuçta bir anlaşmazlık var. Bana göre çözülür. Kazan kazanla çözülmesi lazım. Avrupalıların biraz daha anlayış göstermesi lazım. Türkiye"nin de biraz daha esnek davranma yeteneğini ortaya koyması lazım. Bunların hepsi müzakere taktiği. Sonuç olarak AB"nin daha iyi anlaması lazım. Bu yalnız Türkiye"nin AB"ye katılma meselesi değil. Bu ne Litvanya"nın, ne Romanya"nın katılmasına benzer. Bunun çok daha değişik algılanması lazım. Dünyada kalıcı barış için önemli. Bunun tepkileri Jakarta"dan Kahire"ye, Tokyo"dan Los Angeles"a kadar gider. Önemli olan Almanya"daki, Avusturya"daki, Hollanda"daki liderlerin ve oradaki yönetimin bu cesareti göstermesi.
Türkiye dışarıdan nasıl görünüyor? AB tren kazası olursa ne olur?
Türkiye dışarıdan şöyle gözüküyor: Bölge daha fazla istikrarsızlık kazandı. Geçen yıla göre Lübnan, Filistin, Irak. Oysa Türkiye bir kere daha ispatladı kendini. Krizlere karşı ne kadar dayanıklı olduğunu. Hem ekonomik hem politik açıdan Türkiye"nin daha fazla sağlamlaştığını görüyoruz. Ne kadar büyük bir paradoks. Kaza meselesine gelince; bir insan arabasına gidip ya kaza olursa diye düşünmez. Düşünmek istemiyorum. Herkes kaybedecek bundan. Herkesin kaybettiği model nasıl olabilir ki? Olmaması lazım.
Referans