Kamu bankalarından Hazine'ye 12 milyar YTL
Zarardan kurtulup kâra geçen kamu bankaları 3 yılda Hazine'ye 12 milyar YTL kaynak aktardılar
Bir zamanlar siyasilerin arpalığı olarak nitelendirilen ve milyarlarca dolarlık görev zararları nedeniyle Türk ekonomisinin karadeliği olan kamu bankaları artık ülkenin gözbebeği kurumları haline geldi.
Kötü yönetim ve arpalık zihniyetinden kurtulan bu kuruluşlar görev zararı bir yana kara geçerek ekonominin motoru oldular. Akbank, İş Bankası ve Garanti gibi devleri geride bırakan Ziraat ülkenin en büyük birinci bankası olurken, Vakıflar 5, Halkbank ise 6. sırada yer alıyor.
2001 yılında 12 milyar YTL'lik görev zararı yazan Ziraat Bankası, 2006 yılında 2006 yılında elde ettiği 2,1 milyar YTL net karla sadece bankacılık sektörünün değil Türkiye'nin de en karlı kuruluşu oldu. Temettü ve vergiler yoluyla 4 yılda Hazineye 10 milyar 405 milyon YTL kaynak aktaran banka, 2005 yılında Avrupa'nın birinci, dünyanın ise dokuzuncu en karlı bankası oldu. Yine 2001'de 10,7 milyar YTL zarar eden Halkbank ise 2006'nın ilk dokuz ayında 650 milyon YTL kar etti. Halkbank bu karın yanında aynı dönemde Hazine'ye toplam 2,2 milyar YTL kaynak aktardı.
AVRUPA'NIN BİRİNCİ BANKASI
Yeni yönetim anlayışıyla birlikte kuruluş gayesi olan çiftçiye destek hedefine yeniden kavuşan Ziraat Bankası, tarımsal kredilerini son dört yılda 15 kat artırarak, 2006 yılında 3 milyar 522 milyon YTL'ye çıkardı. Bankanın 2002'de 22 milyon YTL olan KOBİ kredileri, 2006 yıl sonunda bir önceki yıla oranla yüzde 101 artarak 1,5 milyar YTL oldu. Bütün bu çabalar sonucu sürekli büyüyen banka, The Banker dergisinin 2005'de yaptığı sıralamada Avrupa'nın birinci, dünya bankaları içinde ise 9. sırada yer aldı.
Gerçek anlamda bankacılık yapılıyor
Bankaların sadece dört yılda yaşadığı bu başarı sürecini, "Bankaları politika enstüramanı olmaktan kurtararak eski alışkanlıkları geride bıraktık " şeklinde özetleyen Devlet Bakanı Ali Babacan kaydedilen gelişmenin altında profesyonelliğin yattığını vurguluyor.
Kamu bankalarının görev zararı veren kuruluşlar olmaktan çıktığını her fırsatta yineleyen Babacan, her iki banka üzerinde de herhangi bir siyasi baskın olmadığını, kendisinin dahi her iki bankaya hiç gitmediğini, hükümet üyeleri ya da herhangi bir yakını için banka yönetimine bugüne kadar tek bir telefon açmadığını dile getirdi.
Siyasi baskı yok
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, göreve geldiği günden beri bakan veya üyelerden "şu firmaya kredi verelim. " şeklinde bir müdahale olmadığını kaydederek banka üzerinde geçmişteki gibi siyasi bir baskının olmadığını söyledi. Kredi verme yönteminin teknik heyetin kararı sonrasında gerçekleştiğini anlatan Çağlar gibi Halk Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Cebeci'de göreve geldiği
2003 yılından bugüne hiçbir bakan veya siyasetçiden telefon almadığının altını çiziyor. Cebeci'nin ısrarla vurguladığı bir başka konu da krediler. Cebeci, banka olarak uygun şartları taşımayan hiçbir esnafa veya kuruluşa kredi vermediklerine dikkat çekiyor.
Ersin Yılancı/Yeni Şafak