Formula 1'de hıza ve heyecana doyduk
Büyük bir çekişmeye sahne olan 2024 sezonu geçen hafta Abu Dhabi’de düzenlenen 24. yarışla sona erdi. Sürücüler klasmanında Max Verstappen üst üste 4. zaferine ulaşırken, markalarda F1’in efsanevi takımı McLaren 26 senedir beklediği şampiyonluğa kavuştu. Tarihte ilk defa, bir sezonda dört faklı takım en az bir yarışı “ilk iki sırada” bitirdi.
0
Şubat’ta Bahreyn’deki ilk antrenman seansıyla başlayan 2024 Formula 1 Dünya Şampiyonası, 8 Aralık’ta düzenlenen Abu Dhabi GP’si ile sona erdi. Milliyet yazarı Serhan Acar bugünkü köşe yazısında F1'de olup bitenleri yazdı. İşte o yazı:
Toplam 24 yarış ve 6 sprint mücadelesi ile 75 yıllık Formula 1 tarihinin en uzun sezonuna sahne olan 2024’te, her ne kadar Max Verstappen bitime iki yarış kala şampiyonluğunu ilan etmiş olsa da yıl boyunca hatırı sayılır bir çekişmeye tanıklık ettik. Nitekim, markalar şampiyonunun belirlenmesi son yarışa kaldı. Formula 1’in en köklü iki takımı McLaren ve Ferrari’nin çekişmesinin ardından, McLaren 1998’den beri süren şampiyonluk hasretine son verdi.
KUVVETLİ BİR BAŞLANGIÇ
2024’e üç kez dünya şampiyonu olarak giren Hollandalı Max Verstappen ile Red Bull Honda, 2024’de çok kuvvetli bir başlangıç yaptı. Verstappen ilk beş yarışta dört zafere imza atarken, takım arkadaşı Sergio Perez de aynı dönemde üç kez podyuma çıkınca, sezonun ilk çeyreği Red Bull kampının üstünlüğüyle geçildi. Hatta Verstappen ilk yedi yarışın tamamında pol pozisyonunu yakaladı. İlk altı yarış sonunda Verstappen 33, Red Bull 52 puan farkla öndeydi. Ancak Lando Norris’in kariyerinin ilk zaferini kazandığı Miami’den itibaren güncellemelerle otomobili hızlandıran McLaren-Mercedes, Red Bull için ciddi bir tehdit olmaya başladı. Fakat McLaren cephesinde yapılan bazı sürüş ve strateji hatalarından da faydalanan Verstappen, sezonun 10. yarışı İspanya tamamlandığında yedi galibiyet almıştı bile.
GÜÇ DENGELERİNDE DEĞİŞİM
Mevcut teknik yönetmeliklerinin üçüncü senesinde, Ferrari, Mercedes ve özellikle McLaren-Mercedes’in otomobillerini hızlandırarak Red Bull’a yaklaşması neticesinde, yaz aylarından itibaren rekabet kızışmaya başladı. Artık Verstappen ve Red Bull kolayca zirveye oturamıyordu ve pistin şekli, asfaltın tipi, hava sıcaklığı, seçilen lastikler gibi bileşenlere bağlı olarak yukarıda saydığım üç ana rakibin bazen biri, bazen birkaç tanesi Red Bull’u hız anlamında geçmeye başladılar. Nitekim ilk 10 yarıştan yedi zaferle ayrılan Verstappen, sene sonuna dek kalan 14 yarışta sadece iki yarış daha kazanabilecekti. Yaz aylarında bir ara Lewis Hamilton ve George Russell ile Mercedes dörtte üç, Lando Norris ve Oscar Piastri ile McLaren takımı altıda dört galibiyet yakaladı. Kırmızılara baktığımızda sezon başında gelen Avustralya zaferinin ardından, Ferrari’nin de Charles Leclerc ve Carlo Sainz ile beş yarışta üç galibiyet aldığı bir seri çıktı karşımızda.
Bu dönemde denge sorunları yaşayan Red Bull ile Verstappen, kazanamasa da hafta sonlarından olası en iyi sonuçları almaya odaklandı. Bu arada zirvedeki dört takım arasındaki rekabet öyle bir boyuta ulaştı ki, İspanya’dan sonra sene sonuna dek, hiçbir sürücü iki yarış üst üste zafere ulaşamadı. Dolayısıyla her hafta farklı bir ismin kazandığı, bazen her hafta farklı bir takımın “en hızlı” olduğu çok keyifli bir sezonu izlemiş olduk. Hatta Formula 1 tarihinde ilk defa, bir sezonda dört faklı takım en az bir yarışı “ilk iki sırada” bitirmiş oldu.
SEZON SONUNA GELİRKEN...
Sezonun geneline bakıldığında, ortalamada en hızlı ve çalışma aralığı en geniş otomobile sahip olan McLaren, sene başında bir ara 115 puan gerisinde olduğu Red Bull’u, Azerbaycan GP’sinde geçmeyi başardı. Bu sonuçta McLaren ve sürücülerinin iyi performansı kadar, Red Bull’da Perez’in sene boyu hayal kırıklığı yaratan performansı da etkili oldu. Öyle ki Perez, Nisan ayındaki Çin yarışından sonra, bir daha podyum yüzü göremeyecekti. Öte yandan altı yarışlık son çeyreğe girilirken Verstappen, 52 puanlık, yani iki tam galibiyetten fazla bir avantaja sahipti. Hollandalı pilot bu farkı korumasının yanı sıra, yağmur altında koşulan Sao Paulo yarışında 17. sıradan başlamasına rağmen müthiş bir sürüşle zafere ulaşınca şampiyonluk yolunu kolayladı ve bir yarış sonra da üst üste dördüncü şampiyonluğunu ilan etti. Verstappen, son iki yıla göre daha zorlu geçen sezonu 9 galibiyet, 8 pol pozisyonu, 14 podyum ve 4 sprint zaferiyle noktaladı.
Markalar klasmanındaki çekişme ise son yarışa kadar sürdü. Ferrari sezon boyu en çok podyuma çıkan ve son çeyrekte en çok puan alan takım olsa da F1’in en eski ikinci takımı McLaren 6 yarış zaferi, 8 pol pozisyonu, 21 podyum ve 2 sprint zaferiyle, 1998’den tam 26 sene sonra takım tarihinin dokuzuncu şampiyonluğuna ulaştı. İki şampiyonluk arasında çeyrek yüzyıldan fazla bir zaman geçmesi, aynı zamanda F1 tarihindeki en uzun süren şampiyonluk hasretinin de sonlanması anlamına geliyordu.
SEZONUN İLGİNÇ NOTLARI
Bu sene hem Norris hem de Piastri, kariyerlerindeki ilk GP zaferini elde ederken, Leclerc adeta üstündeki Monako lanetinden kurtularak kendi ülkesinde ilk kez yarış kazanmış oldu. 2024, F1 tarihinde yedi farklı sürücünün (Verstappen, Norris, Leclerc, Piastri, Sainz, Russell ve Hamilton) “birden fazla yarış kazandığı” ilk sezon oldu.
Sezon öylesine çekişmeliydi ki, Verstappen dışında hiçbir isim iki yarış üst üste kazanamadı. Keza 2010’dan beri ilk defa, hiçbir takım veya sürücü, üst üste üç tane zafere imza atamadı. Dünya şampiyonası klasmanında üç farklı takımın (Red Bull, McLaren, Ferrari) sürücüleri (Verstappen, Norris, Leclerc) ilk üç sırada yer alırken, bu üç sürücü, toplamda 13 veya daha fazla kez podyuma çıktı. Bu arada 2024, dört farklı takımın en az dörder galibiyet ve dörder pol pozisyonu aldığı ilk yarış sezonu oldu.
Öte yandan Verstappen’in şampiyonluğuna rağmen, son iki yılın markalar şampiyonu Red Bull-Honda bu sezon üçüncü sırada kaldı. F1’de markalar klasmanında üçüncü sırayı alan bir takımdan dünya şampiyonu sürücünün çıkması, en son 1983 sezonunda Nelson Piquet ve Brabham-BMW ortaklığında yaşanmıştı. McLaren’in genç yıldızı Piastri ise, Michael Schumacher (2002), Lewis Hamilton (2019) ve Max Verstappen (2023)’den sonra, bir sezondaki tüm yarış turlarını tamamlayan dördüncü sürücü olarak tarih geçti. Son olarak Norris-Piastri ikilisi ortalama 24 yaş 155 gün ile markalar şampiyonluğunu kazanan en genç ikili olarak da tarihe geçti.
İşte 2024, böylesine çekişmeli, iniş çıkışlı ve sürprizli bir sezona sahne oldu. 2026’da güç üniteleri ve otomobillere dair kurallar değişmeden önce koşulacak son sezon olan 2025’in de benzer bir çekişmeye sahne olacağını umuyoruz.
ÜLKEMİZDEKİ GELİŞMELER HEYECAN VERDİ
Otomobil sporları açısından 2024 sezonu ülkemizde de dolu dolu geçti. Bazı branşlarda katılımcı rekorları kırılırken, Valensiya’daki FIA Motorsporları Oyunları’nda Team Türkiye, 82 ülke arasında beşinci olmayı başardı. Sonbaharda TOSFED’in uzun uğraşlarının ardından ülkemizdeki tek uluslararası yarış tesisi olan İstanbul yarış pistinin kapılarının Türk sporuna açılması sayesinde pistte düzenlenen ulusal yarışların hemen ardından, FIA Dünya Rallikros Şampiyonası çok kısa süre içinde başarıyla organize edildi. Derken, Formula 1 açısından da sular ısınmaya başladı.
Daha önce ülkemizde dokuz kez düzenlediğimiz Formula 1 Türkiye GP’sine yeniden kavuşabilmek adına yapılan çalışmalar hız kazanırken; son olarak Gençlik ve Spor Bakanı Sn. Dr. Osman Aşkın Bak, Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Mehmet Nuri Ersoy, TOSFED Onursal Başkanı Serkan Yazıcı ve TOSFED Başkanı Eren Üçlertoprağı, geçtiğimiz hafta koşulan Abu Dhabi GP’sinde, Uluslararası Otomobil Federasyonu FIA Başkanı Mohammed Ben Sulayem ile bir araya gelerek ülkemizde gerçekleştirilebilecek uluslararası yarış serileri hakkında istişarede bulundu. Diğer taraftan Formula 1 yetkilileri ile yapılan görüşmeler de sürüyor.
Dolayısıyla, yönetiminde yer aldığı FIA’nın da başkanlık seviyesinde desteklediği bir federasyon olarak, önümüzdeki dönemde, ülke sporumuza ve spor turizmi vasıtasıyla ülkemize fayda sağlayacak organizasyonlar için tam gaz çalışmaya devam ediyoruz. Umuyorum kısa süre içinde, spor severleri mutlu edecek haberleri duymaya başlayacağız.
patronlardunyasi.com