Faiz artarken enflasyonu artıran kira ve okul ücretleri oldu
İktisatçı ve eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, yeniden gündeme gelen enflasyon- faiz ilişkisine dair tartışma nedeniyle uyarıda bulundu ve “Faiz, enflasyon düşerken enflasyonu birkaç puan gerisinden izlemeli, enflasyon yükselirken öne geçip enflasyonun birkaç puan önünden gitmelidir” dedi.
Merkez Bankası’nın faizi 2.5 puan düşürmesinin ardından “Faiz sebep…” başlıklı bir yazı yazan iktisatçı ve eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, faiz ve enflasyon ilişkisinin Türkiye’deki yakın dönem tarihine ışık tutan bir analiz kaleme aldı.
Eğilmez, “İşin özü şudur: Faiz, enflasyon düşerken enflasyonu birkaç puan gerisinden izlemeli, enflasyon yükselirken öne geçip enflasyonun birkaç puan önünden gitmelidir” uyarısı yaptı.
ENFLASYON GİBİ BİR SORUNUMUZ OLMAYACAKTI
Eğilmez şu analizi yaptı:
“2021 yılı Eylül ayında enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası politika faizi de yüzde 19 idi. Böyle bir durumda Merkez Bankasının faizi artırarak enflasyondaki çıkışı durdurması gerekirdi. Eğer Merkez Bankası Eylül toplantısında yüzde 19 olan politika faizini yüzde 22’ye çıkarmış olsaydı bugün enflasyon diye bir sorunumuz olmayacaktı. Ne var ki Merkez Bankası, siyasetçilerin “faiz sebep enflasyon sonuçtur” söylemine uyarak politika faizini yüzde 18’e indirdi. Ve daha da kötüsü faizi, izleyen aylarda indirmeye devam ederek yüzde 8,5’e kadar düşürdü. Faiz indirilmeye devam edilirken enflasyon uçtu gitti. İnsanlar paralarını enflasyonun çok altında faizle bankaya yatıracak yerde dövize yöneldiler bu kez kur yükselmeye başlayınca faizi yeniden hızla yükseltmek yerine kur korumalı mevduat hesapları oluşturularak ikinci bir yanlış yapıldı. Böylece sebep sonuç ilişkisini karıştırmanın yanına “iki yanlış bir doğru etmez” atasözüne aykırı davranış da eklenmiş oldu. Faizi düşürme hatası enflasyonu uçururken kur korumalı mevduat hatası da Merkez Bankası’nda astronomik bir zarar oluşmasına yol açtı.”
KİRALAR VE OKUL ÜCRETLERİ UÇTU
Mahfi Eğilmez, “Faiz düşerken enflasyon da düşer görünüyor. Bu aşamada bu yanıltıcı görünümün oluşmasının birkaç nedeni var: Bir önceki dönemde yanlış faiz politikası nedeniyle enflasyon hızla arttığı için izleyen dönemlerde baz etkisiyle düşüş ortaya çıktı. Kiralara ve okul ücretlerine tavan konulduğu için burada artışlar frenlendi. Kur korumalı mevduat uygulamasıyla kur sabitleştiği için ithal girdiler ucuz kaldı ve dolayısıyla üretim maliyetleri fazla artmadı. Bu etkilerle enflasyonda gerileme ortaya çıktı” diye yazdı.
Merkez politika faizini artırmaya başladıktan sonra enflasyonun yükselmesinin ardında ise konulan yüzde 25’lik zam sınırının kaldırılması sonrası kiralar ve okul ücretlerinde yaşanan astronomik artışların olduğunu yazan Mahfi Eğilmez yazısını şöyle tamamladı:
FAİZİ ÖNCEDEN YÜKSELTEBİLMELİ
“3 yılı aşkın bir süreyi kapsayan bu gereksiz deneyim bize bir kez daha gösterdi ki Merkez Bankası, enflasyon düşerken politika faizini, enflasyonun hep birkaç puan üzerinde kalmaya devam edecek şekilde, düşürebilir ama enflasyon yükselirken de politika faizini enflasyonun birkaç puan üzerinde olacak şekilde ve önceden yükseltebilmelidir. Bugünlerde "enflasyonu düşürmek için faizi düşürmek gerekir" şeklindeki söylemler siyaset çevrelerinde yeniden gündeme gelince bunları bir kez daha yazmaktan kendimi alamadım. “
patronlardunyasi.com