Erdoğan: Aman, boykot ederseniz Türkiye batar!

Başbakan Tayyip Erdoğan, "Mısır halkı darbeye karşı son derece olumlu davranış sergiliyordu. Buna rağmen katliam yaptılar. Katliama sessiz kalanlar bu vahşetin ortağıdır” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜMSİAD'ın Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftarına katıldı. İftar sonrası konuşan Erdoğan, bazı ülkelerde Ramazan ayına rağmen kalplerin yumaşamadığına, zulmün hız kesmediğina, vahşetin hiç ivme kaybetmeden yükseldiğine şahit olunduğunu söyleyerek, "İşte bugün Mısır'da bir katliam başlatıldı. Şu ana kadar 200'ün üzerinde Mısırlı şehit edildi. 4 bine yakın Mısırlı yaralandı. Öncelikle Mısır'da şehit edilen kardeşlerimize Rabbim'den rahmet niyaz ediyorum. Rabbim, şehadetlerini mübarek eylesin diyorum. Mısırlı kardeşlerimize, buradan baş sağlığı mesajlarımı yolluyorum. Mısır'da seçilmiş hükümeti yok sayanlar, halkın seçmiş olduğu hükümeti devirenler bununla kalmadılar. Halkı da katletmeye başladılar. Önce milli iradeyi katlettiler. Şimdi milleti katlediyorlar" dedi.

BUNLARIN GÜCÜ SADECE KENDİ HALKLARINA YETER

Zalimlerin aynı zamanda korkak olduklarını belirten Erdoğan, "Zalimler mazlumdan korkarlar. Ne yazık ki, zalimler korktukça daha da zalimleşir, gaddarlaşır kendi halklarına karşı daha fazla baskı uygular, böylece yok olup giderler. Hayatları boyunca, ülkelerinin ve milletlerinin düşmanlarına karşı onurlu tek bir tavır takınamayanların kendi halklarına karşı güya kahraman kesilmesi korkaklıktan, zalimlikten başka bir şey değildir. İşte bunların güçleri düşmana yetmez. Bunların gücü sadece ve sadcee kendi halkalarına yeter, kendi halklarına kürkrer" diye konuştu.

KURŞUNLARLA CEVAP VERDİLER

 Erdoğan, Mısır halkının haftalardır darbeye karşı son derece onurlu, şerefli bir direniş sergilediğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Onların elinde silah yoktu, onların elinde molotof yoktu. Onlar bütün bu olanlara karşı, sabırla direniyorlardı. Cumhurbaşkanlarını istiyorlardı. Seçilmiş olanları istiyorlardı. Fakat gel gör ki, ortada askeri darbeyle iş başına gelenler vardı. Oradaki muhalifler hiç kimseye saldırmıyorlardı, hiçbir şiddet eyleminin içine girmiyorlardı, hiçbir vandallığa, barbarlığa, yağmacılığa müsade etmiyorlardı. Bizim ülkemizde olanların hiçbirisi Adeviye'de yoktu. Bizim ülkemizde olanların hiçbir uygulaması Kahire'de yoktu, İskenderiye'de yoktu. Ama bütün bunlara rağmen, onların son derece ağırbaşlı, sağduyulu bir protestosu vardı. Haftalardır hem kendi ülkelerinin yöneticilerine, hem dünyaya çok net bir şey söylüyorlardı. Tahrir Meydanı'na baktınız. Bunu bahane olarak gördünüz. Darbe yaptınız. İşte Adeviye Meydanı. İşte Mısır'ın her şehrindeki milyonlarca insan, 'Bu darbeden vazgeçin. Bize Cumhurbaşkanımızı geri verin' diye haykırıyorlardı. Mısır'ın darbecileri kendi halklarının seslerini duymak yerine, bu haklı sese karşı silahla kurşunla, suç çetelerini göstericilerin üzerine göndererek cevap veriyorlardı.

HANİ NEREDE AVRUPA, NEREDE AVRUPA BİRLİĞİ

Mısır'da milli irade katledilirken susanlar, şu anda millet katledilirken aynı şekilde susuyorlar. Hani nerede Avrupa? Hani nerede Avrupa Birliği? Hani nerede Avrupa değerleri? Hani nerede Birleşmiş Milletler? Türkiye'de polisin son derece haklı, son derece meşru şekilde kullandığı su ve biber gazı için yaygara koparanlar, Mısır'daki darbe karşısında neredeler? Gazetelere ilan verip, Türkiye'ye en ağır hakaretler edenler, Mısır'da bir gecede 200 insan katledildi. Peki şimdi neredesiniz? Bunu neden görmüyor, duymuyorsunuz? İstanbul'da sokaktaki şiddet eylemlerini canlı yayında saatlerce anlatan BBC, CNN diğer uluslararası medya Mısır'da darbe yapıldı, katliam yapılıyor. Bunu neden görmüyorsunuz? Neden canlı yayınla dünyaya duyurmuyorsunuz? Çünkü işinize gelmiyor. Ey İslam dünyası, Mısır'da kardeşleriniz katlediliyor, hak, adalet, vicdan katlediliyor. Peki siz bunu ne zaman duyacaksınız? Ne zaman göreceksiniz? Suriye'de de fark etmediniz. 100 bin insan orada öldürüldü. Sesiniz çıkmadı. Hala susuyorsunuz. Nereye kadar, ne zamana kadar. Ama şunu unutmayın ki, yarın aynı şey sizin de başınıza gelebilir. Mısır'da akan masum sivillerin kanı, bu katliama sessiz kalanların eline, yüzüne bulaşmıştır.

DİLSİZ ŞEYTANLARDAN OLMAYIZ

Bu katliama sessiz kalan, bu vahşetin ortağıdır. Biz bu vahşetin ortağı olamayacağız. Biz Türkiye'yiz, haksızlık karşısında eğilmeyiz. Haksızlık karşısında eğilip, dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Herkes sussa bile biz susmayacağız. Mısır'da demokrasi, milli irade katledilmiştir. Bunu bütün dünyaya duyuracağız. Siz milyonlarca Mısırlıyı katledeceğinizi mi zannediyorsunuz? Nereye kadar katledeceksiniz? Ama bilesiniz ki, hak er veya geç galip gelecektir."

BOYKOT EDERSENİZ TÜRKİYE BATAR

Erdoğan, Türkiye'nin açıklamalarından birilerinin rahatsız olduğunu söyleyerek, "Üzerinde çapraz resimleri olan Erdoğan. Türkiye'nin mallarına boykot. Aman boykot ederseniz Türkiye batar" dedi. Erdoğan'ın bu açıklamalarına işadamları  alkışla destek verdi.

BU SALDIRIYI YAPANLAR DA GÜYA MÜSLÜMAN

 Somali'de Türk Büyükelçiliği ek binasına yönelik saldırıya da değinen Erdoğan, "Bugün Somali'den de acı bir haber aldık. Somali'de Türkiye Büyükelçiliğinin ek binasına bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda 1 polisimiz maalesef şehit oldu, 3 vatandaşımız da yaralandı. Bu saldırıyı yapanlar da güya Müslüman. Kime yapıyor bunu? Türkiye Büyükelçiliğine. Neden yapıyor? Mogadişu'ya, Somali'ye, oradaki kardeşlerine hizmet getirdikleri için " dedi.

TÜRKİYE MISIR'IN KARDEŞİDİR, YANINDADIR

Erdoğan, şunları dile getirdi: "Bu gece en büyük üzüntüm; 200'ü aşkın orada kardeşleri şehit edilirken, öldürülürken, 5 bine yakın kardeşi orada yaralanırken, Tahrir Meydanı'nda havai fişeklerini atmak suretiyle eğlenenler vardı. Acaba bu eğlenenler kimler? Onun için bu tür tezgahlara karşı her zaman uyanık olalım. Ben Mısır'ın şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabırlar, başsağlığı diliyorum. Türkiye, Mısır'ın kardeşidir, yanındadır. Hep yanında olmaya da devam edecek. Ama zalimlerine değil. Türkiye'den Mısır'a en kalbi selamlarımızı, dayanışma mesajlarımızı iletiyorum" dedi.

"TURİZM GELİRİMİZ 8.3 MİLYAR DOLAR OLDU"

 Türkiye ekonomisine de değinen Başbakan Erdoğan, ekonomiye yönelik içeriden ve dışarıdan planlı bir saldırı yapıldığını söyledi. Erdoğan, yapılan tüm saldırılara karşı Türkiye ekonomisinin bu saldırılardan etkilenmediğini belirterek, "Geçen yılın ilk 5 ayında turizm gelirimiz, 6.5 milyar dolardı. Bu yılın ilk 5 ayında turizm gelirimiz 8.3 milyar dolar oldu. İhracatımız aynı şekilde geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 3 oranında artış kaydetti. Bütün saldırılara, özellikle de Türkiye ekonomisine yönelik içeriden ve dışarıdan yapılan psikolojik taaruzlara rağmen ekonomimiz çok kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor" diye konuştu.

MÜTARAKE BASINI NE İSE, BAZI MEDYA KURULUŞLARININ DURUMU DA İŞTE BU

Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası imajını karalamaya çalışanların olduğunu kaydederek, "Bunu yapan kim? Bunu yapan, malesef bazı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Hükümete olan kin ve öfkelerini öyle bir boyuta taşıyorlar ki, 'Türkiye'yi çökertirsek, hükümeti de çökertiriz' anlayışı içine giriyor. Allah vermesin. Türkiye'yi düşman işgal etse, 'Sizi bu hükümetten, bu partiden kurtaracağız' diye, bu topraklara düşman girse ne yazık ki, onları çiçeklerle karşılayacak, bağrına basacak kadar gözü dönmüş olanlar. İşgal altındaki mütarake basını ne ise, bazı medya kuruluşlarının durumu da işte bu. Türkiye bu saldırılardan etkilenecek kadar küçük bir ülke değil. Türkiye, yurtdışındaki gazetelerde paralarla satın alınan sütunlarla idare edilen bir ülke de değil. Güneşi hiç kimse balçıkla sıvayamaz" dedi.

"BİZ, BU OYUNLARA, TUZAKLARA KARŞI ŞERBETLİYİZ"

Tutuklu gazeteciler konusuna da değinen Erdoğan, şunları kaydetti: "Başta ana muhalet partisi olmak üzere, sistemli bir şekilde gazetecilerin tutuklu olduğunu servis ediyor. Türkiye'de gazeteci kimliği altına sığınmış, tutuklu veya hükümlülerin fikirlerinden, yazılarından dolayı değil, polis katletmekten, asker katletmekten, hırsızlıktan, sahtecilikten, ateşli silahlar bulundurmaktan, terör örgütlerinin içinde faliyet göstermekten tutuklu ya da hükümlü olduklarını defalarca belgeleriyle ortaya koyduk. Fişlenmekten, andıçlanmaktan korkuyor. Bir telefon gelecek de azar işiteceğiz diye kalemlerine pranga takıyorlardı. Şimdi aynı şahıslar, yazarlar 'Özgürlük yok' diye, kara propaganda yapıyor. Hiç kimse kusura bakmasın. Biz bu oyunlara, tuzaklara karşı şerbetliyiz" diye konuştu.