Ege Yapı’da ilk hedef Borsa İstanbul ardından Miami ve Dubai yatırımları

Toygun ATİLLA

Ege Yapı'nın patronu İnanç Kabadayı ile Urla Kekliktepe'deki 73 villadan oluşan projelerinin şantiye alanında buluştuk. 

Önümüzdeki yıl tamamlanması planlanan projenin yüzde 50'si bitmiş durumda. 

Ne yalan söyleyeyim, Urla'nın son hali bana Amerika Santa Barbara'daki Santa Ynaz Vadisi'ni hatırlattı. 

Bir yanda tarım, diğer yanda üzüm bağları, gastronomi ve konaklama... 

Urla'da sadece insanlar evler almıyor aynı zamanda bir yaşam tarzı satın alıyor. 

Ege Yapı'nın Kekliktepe projesi de tam olarak bu konsepte uygun yapılmış. 

Tenis kortları, sosyal yaşam alanları, hobi bahçeleri konseptin önemli alanları. 

Güneş enerjisi ile üretilen elektrik ise doğa dostu bir anlayışın ürünü. 

Başta da dedim ya, Urla'da sadece ev almıyorsunuz, bir yaşam tarzı alıyorsunuz. 

Bu yaşam tarzının bedeli ise Kekliktepe projesinde 1 milyon 400 bin dolardan başlıyor ve 3,5 milyon dolara kadar çıkıyor. 

LAZ MÜTEAHHİT KAVRAMINI YIKAN İNŞAATÇI

Ege Yapı'nın sahibi İnanç Kabadayı, "laz müteahhit" kavramını yıkan bir kişilik. 

İTÜ İnşaat mühendisi, 18 yıldır da Ege Yapı'nın sahibi. 

Piyasa müteahhidinden çok akademisyen havası var. Bu anlamda da inşaat sektörü için doğru bir soluk demek yanlış olmaz sanırım. 

Ege Yapı, projelerinin ise temelinde arsa mantığı var. Doğru arazi, arsa seçimi temel prensiplerini oluşturuyor. Bundan sonrasını İnanç Kabadayı'dan dinleyelim: 

HAYAT TARZI SATIYORLAR 

"Ege Yapı'da şöyle bir mottomuz var; Pojeleri gerçekleştirirken biz neyi daha çok iyileştirebiliriz düşünüyoruz. Ege Yapı projesinden biri konut aldığında "Hayatımda neler daha iyileşebilir" bunu bilsin ve düşünsün istiyoruz. Orada farklılaşmaya çalışıyoruz. Binanın kalitesi, deprem güvenliği, mimarisi, tasarımı elbette birinci önceliklerimiz. Arsaları ise kuyumcu hassasiyetinde seçiyoruz. Yani, "Her yerde iş yapmayız" diyoruz. 

İşte tam da burada "Neden Urla Kekliktepe diyorum? Bu projedeki arsa tercihini farklı kılan neydi? 

İnanç Kabadayı yanıtlıyor: "Kekliktepe’nin ilave bir ayrıcalığı var. Kaz dağlarından gelen esinti buradan da geçiyor. Türkiye'de en çok oksijenin olduğu ikinci yer. Zamanında kanser hastalarını Kekliktepe’ye getirirlerdi. Avcılık da çok olurdu. Rahmetli Mustafa Koç da Kekliktepe'nin müdavimlerindendi" 

HALKA AÇILIYOR

Yazının başında da bahsetmiştim. Ege Yapı birkaç ay içinde halka arz olacak, Borsa İstanbul'da işlem görecek. Şirketlerinin borsada gereken ilgiyi göreceğinden de neredeyse eminler. 

İnanç Kabadayı bunu şu sözlerle açıklıyor: 

"Biz GYO ile ilgili biraz farklı olacağız. Borsadaki yatırımcının %50’sinin GYO hissesi var. Biz dinamik bir şekilde üretiyoruz. Katma değer yaratıyoruz, yapıp teslim ediyoruz. Biz üretimimizle, kalitelimizle, büyüme stratejimizle, üretip temettü dağıtacağız ve biliyorsunuz temettü GYO’lar için zorunlu oldu. Temettü dağıtarak bir GYO oluşturma hedefimiz var. Bir de aktif olarak üreten bir şirketiz. Yeni proje açıklayarak, inşaat yapıp teslim ederek hisse senedinin oluşturacağı değeri yukarı çekmeyi hedefliyoruz. Tüketiciye kazandırdığımız anda birçok GYO’ya karşı bir farklılık oluşturacağımıza inanıyorum" 

MIAMI VE DUBAİ ZAMANI GELDİ 

Ege Yapı'nın yurt dışı pazar hedefinde ise Miami ve Dubai var. İnanç Kabadayı ile yaptığım söyleşide bu hedefin çok kısa zamanda hayata geçirileceği izlenimine kapıldım. 

Peki, neden Dubai ve Miami? İşte yanıtı: 

Miami ve Dubai gibi iki sıcak marketimiz var. Ege Yapı olarak bu know-how’ı artık ihraç etme vakti geldi.

Dinamik pazarlar, doğru işler yapılabiliyor. Dubai dünyadaki en önemli gayrimenkul satış yeri. Türkiye’de ne yazık ki uluslararası gayrimenkul yatırımcısı ile mülteci karıştırıldı. Bunların hepsini aldık bir sepetin içine attık. Yabancı birini gördük mü herkesin farklı bakış açıları oluyor. Bizim onu ayırmamız lazım. Örneğin; siz de duyuyorsunuzdur adam burada fabrika sahibi Arap, Afgan, Rus fark etmez oturum almak aynı sıraya giriyor bir sürü başka sıkıntılar yaşıyor. Dünyada uluslararası yatırımcı çekmek çok büyük bir yarışmadır. Önlerine bildiğiniz kırmızı halıları seriyorlar. Bu rekabette Türkiye geri kalmış durumda. Ortalamalara baktığınızda sürekli geriliyor, her yeri yabancılara sattınız gibi. Belli bölgelerde yoğunluk oldu. Antalya bir dönem oldu hatta şu anda durmuş ama Türkiye ortalamasına baktığında toplam satışın yüzde 10-12 arasına çıktı sanırım. Türkiye ortalaması 4, Londra 12, İspanya 18, Dubai zaten yüzde 80. Bu rakamlara baktığınızda Türkiye çok çok geride. Bence uluslararası yatırımcıdan korkmaya hiç gerek yok çünkü kaynak sağlıyor.

 

patronlardunyasi.com