Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim konuşması ve İmralı’da Öcalan ile 43 ay sonra gerçekleştirilen görüşmenin şifreleri

Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim konuşması ve İmralı’da Öcalan ile 43 ay sonra gerçekleştirilen görüşmenin şifreleri

DEM Parti’nin önceki gün yalanladığı görüşme dün gerçekleşti. Öcalan’ın yeğeni DEM Parti Şanlıurfa milletvekili Ömer Öcalan dün İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü. Bu Öcalan ile 43 ay sonra gerçekleştirilen ilk görüşme olarak kayıtlara geçti. Bu görüşmeden sadece bir kaç saat sonra ise Ankara’daki Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş’ye biri kadın 2 terörist tarafından hain bir saldırı gerçekleştirildi. Kalleş pusuda,  5 kişi şehit oldu, 2’si ağır 19 kişi yaralandı.

Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim konuşması ve İmralı’da Öcalan ile 43 ay sonra gerçekleştirilen görüşmenin şifreleri
16px
24px
24.10.2024 08:09Güncelleme: 24.10.2024 10:37
ABONE OLgoogle

Toygun ATİLLA

22 Ekim 2024 tarihi Türk siyasi tarihi için önemli bir dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçti.

Devlet Bahçeli, MHP grubunda, “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırırlarsa gelsin TBMM DEM grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın”

Bu sözlerden sonra Türkiye’nin siyasi gündemi tamamen değişti.

22 EKİM'İN ŞİFRESİ 1 EKİM'DEKİ MECLİS AÇILIŞINDA GİZLİ

Aslında 22 Ekim’in şifresi 1 Ekim’deki meclis açılışında hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tavırlarında gizliydi.

Nasıl mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan o gün, “İç cepheyi güçlendirmemiz lazım” diye konuşmuş ardında da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmıştı.

Bahçeli bu hareketini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına destek vermek amacıyla yaptığını söylemişti.

PLANLI, KARARLI, KURGULU SÜREÇ

Aslında tüm bunlar bugün bakıldığında gösteriyor ki, hepsi öncesinde kararlaştırılmış, konuşulmuş, planlanmış ve uygulamaya koyulmuş tavır, konuşmalardı.

Tesadüf değildi.

Hatta bir adım geriye gidersek CHP lideri Özgür Özel ile başlayan ‘yumuşama’ döneminin de tüm bunlardan bağımsız olmadığını değerlendirmek gerekiyor.

KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ GÖRÜŞMELER

Elbette bu sürecin bir diğer aktörü de DEM Partiydi ki, onlarla da geçtiğimiz yıllardaki ‘açılım sürecinin’ aksine, kamuoyu önünde değil, kapalı kapılar ardında resmi görüşmeler gerçekleştirildiğini gözlemliyoruz.

Tüm bunlardan anladığımız, 22 Ekim 2024’e en az 1-1,5 yıl öncesinden gelindi.

Her şey kamuoyundan uzak, gizli ve masanın tüm aktörleri de içine dahil edilerek planlandı, pişirildi ve günü geldiğinde ortaya koyuldu.

İKİNCİ ADIM 15 EKİM'DE GELDİ

Adım adım ısıtılan sürecin bir sonraki adımı ise aslında 15 Ekim’deydi.

MHP lideri Devlet Bahçeli o gün TBMM'deki grup toplantısında "Türkiye’ye getirilirken, “her türlü hizmete hazırım” diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan, kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler" diye konuştu. 

22 EKİM DÖNÜM NOKTASI OLDU

Ve en nihayetinde 22 Ekim 2024’e Türkiye’de yer yerinden oynatan Devlet Bahçeli’nin açıklamasına gelindi.

Bahçeli çıtayı bir kez daha yükseltti ve “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın” dedi.

Kamuoyunda tüm bu konuşmayı tartışırken, Ömer Öcalan’ın İmralı’ya gideceği ve Öcalan ile görüşeceği iddiaları gündeme düştü.

İMRALI'DAKİ KRİTİK GÖRÜŞME

DEM Parti her ne kadar bunu yalanlasa da bugün Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’nin köşe yazısından öğrendik ki, o görüşme dün saat 11.00 sıralarında gerçekleşti ve öğleden sonraya kadar devam etti.

Kamuoyunun önünde ışık hızıyla gerçekleşen bu gelişmeler aslında başta da belirttiğim gibi tıkır tıkır işleyen ve 1-1,5 yıllık bir zaman diliminin uzantısıydı.

HAİN SALDIRI 

Burada en kritik an ise dün Ankara’da TUSAŞ’a yapılan hain saldırıydı.

İmralı’da 43 ay sonra gerçekleştirilen ilk görüşme sürerken veyahut henüz bitmişken canlı bombalı hain saldırı haberi gündeme düştü.

Örgütün bir diğer tarafı belli ki kendilerinden bağımsız şekilde gelişen süreçten rahatsızdı.

Bunu da hain saldırıyı gerçekleştirerek, kendilerince reaksiyon olarak ortaya koydular.

Elbetteki devletin istihbarat birimleri tüm bunların olup biteceğini ön görmüşlerdir.

Ancak, buna rağmen bu hain saldırı maalesef önlenememiştir.

BUNDAN SONRA NE OLACAK/OLMALI ? 

Peki bundan sonra ne olacak?

Benim gördüğüm kadarı ile sürecin aktörleri bugüne kadar oynadıkları rolleri aynı titizlik ve ketumiyet içinde sürdürür, önceki yıllarda yaşanmış kamuoyunu rahatsız eden bir takım görüntülerin oluşmasına izin vermezler, bir devlet ciddiyetinde olaylar gelişirse istenen tablo oluşabilir.

Heyhat,

Geçmişteki ‘çözüm sürecinde’ yaşanan hatalardan ders çıkartılmamış ve aynı hatalar tekrarlanırsa bu kez de bir hezimet beklenebilir.

Benim gördüğüm kadarı ile 1-1,5 yıldır devlet hassasiyeti ile başarılı bir şekilde uygulanan sürecin devamı birinci öncelik olmalı.

Yoksa aksi durumu felaket olarak ön görebiliriz.

Çünkü, artık cin şişeden bir kez daha çıkmıştır ve geri dönülmez bir yola girilmiştir.

Sürecin en önemli unsurlarından birinin de Milli İstihbarat Teşkilatı olduğu çok açıktır.

Onların da bu kez daha temkinli ve profesyonel davrandıklarını söylersek yanılmış olmayız.

Hiç ortalıkta isimleri dolaşmadan hayalet bir tavır sergilemeleri bunun göstergesi.

Sürecin şifrelerini ise bundan sonra hem siyasetin aktörlerinden hem de bu süreci kamuoyuna bilinçli enforme edilmiş birkaç gazeteciden sızan bilgilerden öğreneceğimiz ise aşikâr.

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde