Bugün 10 milyar dolar ticaret hedefine doğru ilerleyen Türk-Japon ticaretini başlatan ilk patron Nakamura Kenjiro’nun film gibi öyküsü
1893’te İstanbul’a gelen Nakamura Kenjiro, işletmeciliğini yaptığı Nakamura Shöten mağazasıyla, bugün 10 milyar dolar ticaret hedefine doğru emin adımlarla koşan Türk-Japon ticaretini başlatan ilk Japon patrondu.
Burak ARTUNER
Nakamura Kenjiro 1862’de Kyoto’da kumaş üzerine iş yapan Nakamura Kyobe’nin ikinci erkek çocuğu olarak doğdu. Babası Kyobe, kumaş boyama işi konusunda ünlü bir isimdi ve tüm ülkeden boyama siparişleri alıyor, bunları zanaatkarlara boyatıyor ve siparişleri müşterilerine gönderiyordu. Daha sonra aile iç karışıklıklar sırasında evlerinin yanması üzerine Osaka’ya taşındı. Başarılı bir öğrenci olan Nakamura Kenjiro, Deniz Harp Okulu’na girdi. 1883’de mezun olup teğmen adayı olarak tayin edildi. Ancak ilk beşte olmadığı için amiral olma imkânı kalmadığından kısa sürede donanmadan ayrıldı. Bu sırada Nakamura Kenjiro, 1883’te kardeşiyle bir tren yolculuğunda tanışan Yamada Torajiro ile dost olunca kendisini İstanbul’a sürükleyecek yolun taşları da döşendi.
PADİŞAHA HEDİYE EDİLEN SAMURAY ZIRHI VE KILICI HALA TOPKAPI SARAYI’NDA
1890 yılında Japonya’ya gelen Ertuğrul Firkateyni fırtınada batıp yüzlerce denizcimiz şehit oldu, kurtarılan 69 denizci ise Japon Firkateynleriyle 1891’de Türkiye’ye getirildi. Nakamura’nın dostu Yamada Torajiro, gazetelerin de desteğini alıp kazadan kurtulanları ve ölenlerin ailelerini teselli etmek için tüm ülke çapında kampanya başlatılmasına öncülük eden bir isimdi. Japon Dışişleri Bakanı, toplanan bağışları Türkiye’ye Yamada’nın götürmesini isteyince, Yamada 1892’de bir İngiliz gemisiyle binme izni alır, bununla önce Mısır’a Portsaid’e sonra İstanbul’a gitti. Türk Hariciye Nezareti’ni ziyaret ederek bağışları teslim eden Yamada, Sultan İkinci Abdülhamid tarafından da kabul edildi ve bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenen samuray kılıcı ve zırhını da hediye etti. Fransızca bilen Yamada, İstanbul’da dil sorunu çekmiyordu. Hariciye Nazırı, Japonya ile Türkiye arasında ticari ilişkilerin başlamasını arzu ettiklerini ancak dil farkı nedeniyle bunu gerçekleştiremediklerinden bahsetti ve Yamada’dan Japonca öğretmeni olarak İstanbul’da kalmasını istedi. Kendisi de Türkçe öğrenmeye hevesli olan Yamada iki yıl İstanbul’da kaldı. Bu süre içinde aralıklarla görüştüğü Padişah İkinci Abdülhamid kendisinden Japonya’dan nadir eşyalar getirmesini istedi. Yamada, Japonya’ya döndüğünde bir yıl önce deniz subaylığını bırakan ve iş insanı olan yakın dostu Nakamura’ya İstanbul’u ve Türkiye’yi anlatarak, Türkler’in sıcakkanlılığından ve ticaret yapmanın mümkün olduğundan bahsetti.
NAKAMURA İSTANBUL’DA İŞ KURDU
Nakamura aynı yıl yani 1893’te Yamada’yla beraber Türkiye’ye döndü. İstanbul’a ulaşınca Pera’da Nakamura Shöten adlı mağazasını kurup ticarete atıldı. Japonya’dan getirdikleri ipekli dokumalar, porselen, seramik, çay gibi ürünleri satıyorlardı. Ayrıca Sultana hediye edilmek üzere sanat eserleri ve sanayi ürünlerinin ithaline kadar uzanan geniş bir ürün yelpazeleri vardı. 1900 yılında Sultan, Paris Sergisi’nde gördüğü Japon hurmasının otuz fidanının Türkiye’ye getirilmesini istedi. Japonya’da yaşayan nadir kuşların da canlı halde ithal edilmesini sipariş etti. Yamada’dan ayrıca saraya Japon tarzı çay merasimi odasının inşa edilmesi talebinde de bulundu. İki arkadaş, İstanbul’da tanınmayan egzotik Japon zevkini saray ve ileri gelen yetkililerden siparişler almak suretiyle Türkiye’ye taşıyorlardı.
İLAÇ HAMMADDESİ OLARAK AFYON TİCARETİ İMTİYAZI ALDI
Türkiye’den Japonya’ya ihraç ettikleri ürünler ise ilaç hammaddesi afyon ve yündü. Japonya’daki Meiji hükümeti döneminde, afyon, ağrı kesici ya da anestezi amaçlı olarak hastanelerde kullanılıyordu. Afyonun yetiştirilmesi, üretilmesi, ithali, alım-satımı, ticareti, normal halka satışı ve kullanımı yasaktı, edinilen karın sınırlarını devlet belirliyordu. Ancak Osaka’daki Nakamura A.Ş, afyon ticareti için izin almış, Türkiye’deki Nakamura Shöten vasıtasıyla Japonya’ya afyon ithal ediyordu. Birkaç şirketin tekelindeki bu işten bir seferde yüz milyonlarca yen kazanç sağlamaya başladı.
RUS GEMİLERİ HAKKINDA BİLGİ TOPLAMA GÖREVİNİ DE BAŞARDI
Bu sırada Rus-Japon savaşı başlayınca Nakamura ve Yamada’ya Japon hükümeti Rus donanmasını izleme ve bilgi verme görevi de verdi. Odessa Japonya Baskonsolosu Iijima Kametaro’nun talimatı dogrultusunda Osmanlı devletinin de “göz yummasıyla” Nakamura ve Yamada, 1904 Temmuz-Kasım ayları arasında Boğazlardan geçen Karadeniz Rus Gönüllü Donanması gemilerinin geçiş tarihlerini Viyana ve Tokyo Japon yetkililerine bildirdi. Bu gizli görevi de başaran iş insanlarına Japon Dışişleri Bakanı tarafından bir çift vazo ve takdirname ile de ödüllendirildiler. Nakamura Kenjiro, 1906’da ülkesine döndü ancak Türkiye’deki şirket faaliyetlerine devam etti. Nakamura A.Ş, ülkeye dönen Kenjiro sayesinde işlerini büyüttü. Afyon ticaret inden, madencilik, ilaç, pamuk ipliği, pamuklu kumaş işlerini büyüttüler. Türkiye’deki Nakamura Shöten ise Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1914’e kadar faaliyetlerine devam etti. Ancak savaş başlayınca Yamada, İstanbul’daki şirketi kapatıp Japonya’ya döndü.
AFYON TİCARETİNDEN RAHATSIZ OLDU
Nakamura Kenjiro, yıllar ilerledikçe Türkiye’den ithal ettiği afyonun hastanelerde ilaç olarak değil Japonya’nın sömürge politikası gereği Tayvan ve Mançurya’daki afyon bağımlılarının kullanması için gönderildiğini öğrendi. Bu nedenle yaptığı ticareti sorgulamaya başladı. Deniz Kuvvetleri mensubu biri olarak insanlığın zararına olan bir ticaretin, kazançlı bile olsa durdurulması gerektiğine karar verdi. Böylece kendisine milyonlarca yen kazandıran afyon ticareti iznini, Tekel Müdürlüğü’ne iade etti. Bunu istemeyen Yamada, arkadaşının bu kararına şiddetle karşı çıkmasına rağmen engel olamadığı için Kenjiro’yu delilikle itham etti. Ancak Kenjiro verdiği karardan dönmedi. İki dostun yolları da böylelikle ayrıldı.
Japonya merkezli Nakamura A.Ş 1929 yılı dünya ekonomik krizinden etkilendi. Çeşitli sahalarda faaliyet gösteren şirket, işletilmesi zor bir hale geldi ve 1933’te dağıldı. Nakamura birkaç başka şirketin danışmanlığını yaptı ve 1947’de hayatını kaybetti.
TÜRK-JAPON TİCARET ODASINI KURDU
1924’te Japonya yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıdı. 1925’te İstanbul’a Japonya Başkonsolosluğunu açtı. Türkiye’yi yakından tanıyan ve ticaret fırsatlarını bilen Yamada Osaka’da Türk-Japon Ticaret Odası’nı kurdu. Ticaret Odası, Nakamura’nın yaptığı gibi Türkiye’ye iplik, dokuma ürünleri, çay takımı ihraç edip Türkiye’den tuz, pamuk, koyun derisi, yün vs. ithal ediyordu. Yamada daha sonra bir şirketin genel müdürlüğünü yaptı. 1957’de de o hayatını kaybetti.
patronlardunyasi.com