Dolar
38,4539
0,26%
Euro
43,821
0,34%
Sterlin
51,3006
0,22%
Bitcoin
3.617.531
-0,15%
BİST-100
9.432,55
-0,61%
Gram Altın
4.074,716
-0,45%
Gümüş
32,94
-0,53%
Faiz
48,44
0,00%

Banka yöneticilerinin sektör beklentileri...

BDDK'nın 80 üst düzey banka yöneticisiyle yaptığı anket sonuçlarına göre...

17.04.2009 15:52
Haberi paylaşın
Banka yöneticilerinin sektör beklentileri...
16px
32px

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 80 üst düzey banka yöneticisiyle yaptığı anket sonuçlarında, küresel finansal krizin önümüzdeki 3 aylık süreye ilişkin beklentileri etkilemeye devam ettiğinin görüldüğü bildirildi.

BDDK tarafından hazırlanan ve 80 üst düzey banka yöneticisi tarafından cevaplanan Nisan-Haziran 2009 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi sonuçları açıklandı.

Anket sonuçlarına göre, bankacılık sektöründe risk artışı beklentisi yüzde 77'ye geriledi. Bir önceki anket döneminde katılımcıların yüzde 98'i bankacılık sektörü riskliliğinin artacağı beklentisini taşıyordu.

Sektörün en önemli risk kaynağı olarak yüzde 86 ile kredi riski görülürken, bankacılık sektörünü ve sektöre olan güveni en fazla etkileyebilecek faktör olarak makroekonomik gelişmeler gösterildi.

Bireysel ve ticari kredilerdeki takibe düşme oranında artış bekleniyor

Anket sonuçlarında, küresel krizin beklentiler üzerindeki etkilerinin devam ettiği, Gayrisafi Milli Hasıla'da (GSMH), cari açıkta ve TÜFE'de düşüş, aktif büyüklüğünde, kredi hacimlerinde, faiz oranlarında ve karlılıkta aynı kalma beklentisinin olduğu ve katılımcıların büyük çoğunluğunun bireysel ve ticari kredilerdeki takibe düşme oranında artış beklediği görüldü.

Genel olarak, GSMH'de azalma, aktif büyüklüğünde, kredi hacimlerinde, faiz oranlarında ve karlılıkta durağan beklentiler öne çıkarken, ekonomik duruma ilişkin olumlu beklentiler oluşmamakla birlikte bir önceki anket döneminde yer alan olumsuz beklentiler artış göstermedi.

Özellikle bireysel kredi hacimlerinde bir önceki dönemde yer alan olumsuz beklentilerin bu dönemde azalış göstermesinin, ekonomik durgunluğa karşı başta konut ve taşıt olmak üzere çeşitli tüketim ürünlerinde uygulanan vergi indirimleri ve çeşitli önlemlerden kaynaklandığı, ancak bankacılık sektörü yöneticilerinin bu önlemlerin yaşanan durgunluğu büyük ölçüde giderecek bir etkisinin olmasını beklemedikleri şeklinde yorumlandı.

Makroekonomik göstergelere ilişkin beklentilere bakıldığında en önemli gelişmenin GSMH beklentilerinde gerçekleştiği görüldü. Buna göre, bir önceki anket döneminde 2009 yıl sonu GSMH;sinin bir önceki yıla göre artacağını bekleyenlerin oranı Ocak 2009 anketinde yüzde 45 iken bu ankette yüzde 1 seviyesine gerilerken, azalacak yönünde beklentiye sahip katılımcı oranı yüzde 37'den yüzde 90 seviyesine çıktı.

GSMH'de daralma beklentisi ile birlikte özellikle ara mal ve enerji talebinde azalmayla beraber cari açığa ilişkin azalma beklentisi de bir önceki döneme göre yüzde 75'den yüzde 93 seviyesine çıktı.

Bütçe açığında artış beklentisi yüzde 88'e çıktı

Diğer önemli bir makroekonomik gösterge olan bütçe açığındaki artış beklentileri yüzde 88 olarak gerçekleşti. Bir önceki ankette yüzde 62 seviyesinde olan artış beklentilerinin artış göstermesinin sebebinin, ekonomiyi canlandırma amaçlı teşvik paketlerinin uygulamaya konulmuş olması, genel ekonomik daralmaya bağlı olarak vergi gelirlerinde bir azalma olması ve artan kamu harcamalarının önümüzdeki dönemlerde bütçe kalemlerine yansıyacak olması olduğu değerlendirildi.

GSMH'deki azalma beklentilerine paralel olarak TÜFE'de düşüş bekleyen katılımcı oranı yüzde 78 seviyesinde gerçekleşti. Merkez Bankasının faiz indirimlerine gitmiş olmasına rağmen TÜFE'deki düşüş beklentisinin hem iç talepteki daralma yüzünden talep yönlü ve hem de enerji ve girdi fiyatlarındaki düşüş nedeniyle arz yönlü değişimlerden etkilendiği kaydedildi.

İç borçlanma faiz oranında azalma beklentisinin bir önceki anket döneminde yüzde 58 iken bu ankette yüzde 43'e gerilediği, ağırlıklı beklentinin ise yüzde 53 ile aynı kalma yönünde olduğu görüldü.

Dolar kurunda katılımcıların yüzde 49'u kurun aynı kalacağı, yüzde 35'i artacağı, yüzde 16'sı ise azalacağı beklentisine sahip bulunuyor. Reel sektör finansman gereksinimine ilişkin artış beklentisinin yüzde 56'ya gerileyerek son bir yılın en düşük seviyesine ulaşması yine GSMH'deki daralma beklentileri ile paralellik sergiliyor.

Genel olarak makroekonomik göstergelerin ekonomik durgunluk beklentisini ortaya koyduğu ve anket katılımcılarının önümüzdeki 3 ay için ekonomide ciddi bir genişleme beklemedikleri görüldü.

Faiz oranları

Faiz oranlarının sorulduğu sorularda hem fon kaynakları hem de krediler açısından ağırlıklı beklentilerin aynı kalma ya da azalma yönünde gerçekleştiği görüldü. Buna göre 3 ay vadeli TL mevduat faizinde aynı kalacak beklentisi yüzde 53, azalacak beklentisi yüzde 45, 3 ay vadeli döviz tevdiat hesapları (DTH) faizinde aynı kalacak beklentisi yüzde 66, Merkez Bankası bankalararası gecelik faiz oranında azalacak beklentisi yüzde 65, bankaların yurtdışı borçlanma faiz spreadinde aynı kalacak beklentisi yüzde 51 seviyesinde gerçekleşti.

Kredi faiz oranlarında ise aynı kalacak ve azalacak beklentileri sırasıyla, konut kredisi faiz oranlarında ve diğer tüketici faiz oranlarında yüzde 48 ve yüzde 49, ticari kredi faiz oranlarında yüzde 53 ve yüzde 41, kredi kartı faiz oranlarında yüzde 63 ve yüzde 35 seviyesinde oldu.

Bir önceki anket dönemine göre faiz oranları beklentilerinde önemli bir değişiklik olmazken, aynı kalma yönündeki beklentilerde hafifi bir düşüş, azalma yönündeki beklentilerde ise hafif bir artış gözlendi.

Kredi hacimlerine ilişkin beklentiler bir önceki dönemden önemli bir farklılık göstermezken ağırlıklı beklentinin yine ekonomik durgunluk beklentilerine paralel olarak azalma ve aynı kalma yönünde olduğu görüldü.

Katılımcılar nakdi kredilerde yüzde 45 oranında aynı kalma, yüzde 34 oranında azalma, gayri nakdi kredilerde ise yüzde 45 aynı kalma, yüzde 36 oranında azalma beklentisine sahip bulunuyor.

Bireysel kredilerde, özellikle taşıt ve konut başta olmak üzere çeşitli ürünlerdeki vergi indirimleri nedeniyle bir önceki dönemde azalma yönünde beklentilerin önemli ölçüde düştüğünü, ağırlıklı beklentinin aynı kalma yönünde olduğu görüldü. Buna göre azalma beklentisi bir önceki anket dönemine göre, konut kredilerinde yüzde 60'dan yüzde 22'ye, taşıt kredilerinde yüzde 79'dan yüzde 30'a geriledi.

Takipteki alacaklar

Diğer taraftan, takipteki bireysel kredilerin artacağını bekleyen katılımcı oranı bir önceki anket dönemine göre hafif bir artışla yüzde 98 seviyesinde gerçekleşti. Ticari kredi hacimlerine ilişkin beklentilerde bir önceki döneme göre önemli bir değişiklik olmamakla birlikte ağırlıklı beklentinin aynı kalma yönünde olduğu görüldü. Takipteki kredi hacimlerinde ise bireysel kredilerde olduğu gibi yüzde 97 oranında artış bekleniliyor.

Kredi hacimlerini etkileyen faktörlerin sıralanmasının istendiği sorularda ticari krediler için en önemli faktör olarak yüzde 44 ile "ticari iç talepteki artma/azalama", bireysel kredi hacimleri için ise yüzde 53 ile "tüketim talebindeki artma/azalma" görüldü.

Bir önceki anket döneminde ticari kredileri etkileyecek en önemli faktörlerden biri olarak görülen "risk beklentilerindeki artış/azalış" faktörünün bu ankette en önemli olarak görülme oranının düşmüş olması (yüzde 29'dan yüzde 16'ya) dikkat çekti.

Karlılığı etkileyecek en önemli faktör aktif kalitesi

Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin aynı kalacak beklentisi bir önceki anket dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 48'den yüzde 61'e çıktı, artacak beklentisi yüzde 37'den yüzde 26'ya, azalacak beklentisi ise yüzde 15'ten yüzde 13'e geriledi.

Aktif büyüklüğünde beklentilerin ağırlıklı olarak aynı kalma yönünde olmasına rağmen bankacılık sektörü karlılığının azalacağını bekleyenlerin oranının bir önceki anket döneminde yüzde 82 iken bu anket döneminde yüzde 41'e düşmesi dikkat çekti. Karlılığı etkileyecek en önemli faktör olarak ise bir önceki dönemde olduğu gibi aktif kalitesi gösterildi.

Bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payına ilişkin beklenti, yüzde 90 oranında aynı kalacağı yönünde olurken, azalış bekleyenlerin oranı yüzde 10 oldu. Artış bekleyen katılımcı ise olmadı.

Bir önceki anket döneminde katılımcıların, yüzde 98'i bankacılık sektörü riskliliğinin artacağını beklerken bu anket döneminde yüzde 77'si artış bekliyor.

Sektörün en önemli risk kaynağı olarak yüzde 86 ile kredi riski görülürken, bankacılık sektörünü ve sektöre olan güveni en fazla etkiyebilecek faktör olarak "makroekonomik gelişmeler" gösterildi.