Arven İlaç’ın sahibi Zafer Toksöz’ün izale-i şuyu ile satmak istediği Saffet Paşa Yalısı’nın duvarlarında hüzün hikayeleri gizli
Arven İlaç’ın sahibi Zafer Toksöz ile ağabeyi Ahmet Toksöz’ün, aileden miras kalan Saffet Paşa Yalısı’yla ilgili çekişmelerinin HSK’ya şikâyete kadar vardı. İstanbul Boğazı’nın en güzel yerindeki o yalının duvarlarında, yapıldığı ilk günden bu yana büyük acılar gizlidir.
Eyüp SERBEST
Zafer Toksöz’ün annesinin ölümünün ardından Saffet Paşa Yalısı’nı satmak istediği ve bu nedenle izale-i şuyu davası açtığı biliniyordu. Dün PD Ekonomi Müdürü’müz Necla Dalan, yalı ile ilgili bilirkişi raporu bir türlü çıkmayınca Zafer Toksöz’ün Beykoz Adliyesi’ni HSK’ya şikâyet ettiğini yazdı. Aslında bu hiç şaşılacak bir durum değildi. Çünkü 1750 yılında yapılan o yalının, ilk sahibi Ethem Efendi’den bu yana yüzü hiç gülmemişti. Duvarlarındaki bembeyaz boyanın altında acı hikayeler yatıyordu.
GEMİLERİN SELAM VERMEDEN GEÇMEDİĞİ YALI
İstanbul Boğazı’ndan geçen gemiler Kandilli’de viraj alır gibi bir dönüş yaparlar. Bu manevra sırasında, Boğaz’ın kenarında birer inci gibi dizilmiş yalıları selamlarlar adeta. İşte o virajdaki yalılardan biri de, Osmanlı’nın batışına tanıklık etmiş Saffet Paşa’nın, duvarları bembeyaz boyalı yalısıdır.
İLK SAHİBİNE YAR OLMADI
Geleneksel klasik Türk yapı tarzında bağdadi teknikle yapılmış, payandasında barok izler taşıyan o yalıyı 1750 yılında Ethem Efendi inşa ettirir. İki katlı yalının selamlık bölümünde 26 odası ve dört sofası vardır. Ethem Efendi ailesiyle birlikte yalıda uzun süre yaşar ancak maddi olarak zora düşmüştür. Neredeyse harap hale düşen yalıyı satışa çıkartır. Yalının ikinci sahibi, yalıya ismini veren Sultan 2. Abdülhamid döneminin Hariciye Nazırı yani Dışişleri Bakanı olan, daha sonra 6 ay kadar sadrazamlık da yapacak olan Mehmed Esad Saffet Paşa’dır. Saffet Paşa yalıyı alır ancak Osmanlı İmparatorluğu için işler hiç de iyi gitmemektedir. Rus ordusu Yeşilköy’e kadar girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nu teslime zorlayan Ayestefanos Antlaşması’na Saffet Paşa imza atar.
PAŞA O YALIDA KAHRINDAN ÖLDÜ
Anlaşma imzalanmıştır ancak Rus heyeti İstanbul’a gelir. Saffet Paşa Rus heyetini yalısında ağırlar. Ancak yalının misafirleri bunlarla bitmez. Prusya Prensi Waldemar, Gloucester Düşesi, Somerset Maugham ve Agatha Christie de yalının daha sonraki misafirleri olurlar. Ancak yalı için şatafat hikayeleri hiç anlatılmaz. Tüm bunlar olurken, günümüzde bile çok ağır şartlar içerdiği konuşulan Ayestefanos Antlaşması’nın imzacısı Saffet Paşa bu yalıda kahrından ölür.
PAŞANIN ÖLÜMÜYLE YALI DA YIKILDI
Saffet Paşa’nın ölümünün ardından ailesi yalıda yaşamaya devam eder ancak eski zengin günler bitmiştir. Yalının ilk olarak hamamı, sonra kayıkhanesi, son olarak da harem bölümü yıkılır. Saffet Paşa’nın torunlarından olan Hürriyet Gazetesi’nin kurucusu Sedat Simavi, yalının yıkık olan harem bölümünü diğer mirasçılardan satın alır ve buraya yeni bir yalı yaptırır. Yalının selamlık bölümünde ise Paşa’nın diğer torunu Kadri Cenani’nin ailesi yaşamaktadır.
ÇALIKUŞU FERİDE’NİN EVİ OLDU
Reşat Nuri Güntekin’in yazdığı, Anadolu’daki aydınlanmayı sağlamak için bir öğretmenin hikayesini anlattığı Çalıkuşu romanı ilk kez beyaz perdeye uyarlandığında Saffet Paşa Yalısı set olarak kullanılır. Romanın kahramanı Feride’nin evi Saffet Paşa Yalısı’dır. Feride bu yaşamı bırakıp köy öğretmeni olarak Anadolu’ya bu yalıdan gider. Ancak 1976’da çıkan bir yangın, yalının selamlık bölümünü kül eder.
YAPTIRAMADAN SATMAK ZORUNDA KALDILAR
Cenani ailesinin o halde satılığa çıkarttığı yalıyı Ahmet Sapmaz satın alır. Ahmet Sapmaz 1950'li yıllarda Hacı Ömer Sabancı'yla birlikte çırçır fabrikası kurmuş ve kısa sürede devletten aldığı kredilerle çok büyük bir servete kavuşmuştur. Sabancı ailesiyle birlikte Akbank'ı kuran Ahmet Sapmaz tekstil sektöründe büyük yatırımlar da yapar. Sapmazlar 1980'de 50 milyar TL’lik servete sahiptir. Ancak işler ters gider ve Sapmazlar yalıyı restore edemeden batar. Sapmaz 1998’de vefat eder.
DEVLET EL KOYDU, SAHİBİ HAPSE GİRDİ
Yalı'da daha sonraki sahibi Sabah ve ATV’nin kurucusu Dinç Bilgin olur. Bilgin yalıyı alır ama hemen peşinden 2001’deki ekonomik kriz patlak verir. Dinç Bilgin’in sahibi olduğu Etibank da batan bankalar arasındadır. Tüm mal varlığına TMSF tarafından el konulur, Dinç Bilgin de 10.5 ay hapse girer. TMSF yalısı 2002 yılında 5 milyon dolara Erol Toksöz’e satar.
TOKSÖZ AİLESİNİN EN KIYMETLİSİ
1975 yılında bir eczacıyken ilaç deposu kuran Erol Toksöz, daha sonra Sanovel İlaçları'nın temellerini atmıştı. 2000'li yıllara gelindiğinde Sanovel'in yıllık cirosu 1 milyar dolardır. Toksöz Holding’in en bilinen diğer yatırımı da çikolata üzerinedir. O dönemlerin meşhur markası Sagra da onlara aittir. Erol Toksöz yalıda kapsamlı bir tadilata girişir. Neredeyse her şey yenilenir. Saffet Paşa Yalısı artık parmakla gösterilen yalılardan biridir.
BABA EROL ÖLDÜ, ORTAKLIK BOZULDU
Arkadaşlarının Baba Erol diye seslendiği Erol Toksöz 8 Ocak 2012’de yalısında kalp krizi geçirerek hayatını kaybeder. Miras bölüşümünde yalının yeni sahipleri eşi Sebahat Toksöz ile çocukları Zafer ve Ahmet Toksöz’dür. Ancak aile arasında miras tartışması hiç bitmez. Davalar sürekli birbiri ardına açılır. Sebahat Toksöz 2021’de vefat edince onun da yalıdaki payı oğullarına kalır. Bu kez kavga daha da kızışır. Hatta iki kardeş birbiriyle konuşmaz olurlar.
YALI KAVGASI HSK’YA KADAR GİTTİ
Buradan sonrasını ise Necla Dalan’dan öğreniyoruz. Zafer Toksöz annesinin ölümünden sonra Saffet Paşa Yalısı’nı satmak ister ancak ağabeyi buna karşı çıkar. Zafer Toksöz de yalının mahkeme yoluyla satılmasını talep eder. Yalıya çok uzun süre değer takdiri yapılmayınca, araya Beykoz Adliyesi’nden tanıdıklar sokulduğunu iddia eden Zafer Toksöz durumu HSK’ya kadar taşır. Yalı satılırsa yeni sahibinin kim olacağını merakla bekliyoruz.
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER