Akbank rekabeti kızıştırdı

Akbank Perakende Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Binbaşgil, konut kredilerinin hala ağırlıklı olarak orta ve orta üstü geliri olan kesime verildiğini, bunun tabana yayılmasının biraz zaman alacağını kaydetti.

Binbaşgil, Akbank'ın konut kredisi faiz oranını aylık yüzde 1.25'e indirdiğinin açıklandığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de toplam konut kredileri pazar büyüklüğünün Haziran ayı itibariyle 6.1 milyar dolar olduğunu belirtti.

Akbank'ın yılın ilk 7 ayında, konut kredilerini 2004'e göre 3.6 kat artırarak 371 milyon YTL'den 1 milyar 350 milyon YTL'ye çıkardığını, pazar payında da yüzde 13.8'den 16.8'e bir yükselmenin söz konusu olduğunu ifade eden Binbaşgil, bankanın toplam bireysel kredilerinin Haziran itibariyle 5.3 milyar YTL'ye ulaştığını, ayrıca toplam kredilerde de 17.1 milyar YTL ile pazar lideri olduğunu bildirdi.

Hakan Binbaşgil, Akbank'ın 4.5 milyon bireysel kredi müşterisi bulunduğuna işaret ederek, kısa sürede 40 bin kişiye konut kredisi kullandırdıklarını, bu sayıyı artırmak için sektörde lider emlak zincirleriyle işbirliği yaptıklarını anlattı. Soruları da yanıtlayan Binbaşgil, Pazartesi gününden itibaren uygulayacakları aylık yüzde 1.25'lik konut kredisi faiz oranının makul bir fiyatlama olduğunu, Akbank'ın fonlama gücü ve mali yapısının
faizlerde daha rekabetçi olmayı sağladığını, bankanın mali yapısının rekabetçi bir rakam olan 1.25'i uygulamaya yettiğini, bu rakamla verdikleri konut kredisinin artacağını vurguladı. Binbaşgil, '1.25 ile diğer bankalarda düşüş bekliyor musunuz?' sorusuna, 'Bekliyoruz. Akbank'ın bu konuda yalnız kalacağını
zannetmiyorum' yanıtını verdi.

'BANKALAR DEĞİŞKEN FAİZLE DAHA CESARETLİ OLACAK'

Mevduatlarda vadelerin kısa olmasına rağmen konut kredilerinin 20- 25 yıla kadar uzamasının bir risk oluşturup oluşturmayacağı sorusu üzerine de Binbaşgil, banka olarak işi doğru yapmaya ve dikkatli
olmaya çalıştıklarını, doğabilecek herhangi bir riske karşı çeşitli senaryolar yaptıklarını söyledi. Binbaşgil, 'Risk değerlemesi paralelinde kendimize bir sınır koyduk. Bu sınır doğrultusunda yola çıkıyoruz'