Özlem ERMİŞ BEYHAN

Lüksün tanımında çok radikal bir kırılım yaşanıyor; teknolojinin geldiği noktada sağlıklı bir yaşam lüksün merkezine oturmuş durumda. Bu saptama, geçen hafta yayınlanan bir rapordan. Future Laboratory ve Together Grouptarafından yayınlanan raporun ismi: “Lüksün Yeni Kodları: Uzun Ömür ve Sağlıklı Yaşam Stratejileri.” Rapor, tüketicilerin lüks ürünlerden ziyade sağlıklı ve mutlu yaşamı sağlayan lüks deneyimlere doğru yöneldiğini ortaya koyuyor. Raporda “Şimdilerde fark ediyoruz ki en değerli varlığımız evimiz, arabamız değil, en değerli varlığımız vücudumuz, kendimiziz” ifadeleri kullanıldı.

PAZAR 610 MİLYAR DOLARI BULACAK

Güzellik, sağlık ve turizmin sağlıklı yaşam deneyiminde birleştiği noktada oluşan sağlıklı yaşam pazarının küresel büyüklüğünün bu yıl sonunda 610 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

2050’DEN SONRA 3 KİŞİDEN BİRİ 60 YAŞ ÜZERİ OLACAK

Raporda Dünya Bankası’nın dünyada 2050’den sonra 3 kişiden birinin 60 yaş üzeri olacağı bilgisine yer veriliyor. Markaların bu geleceğe kendilerini hazırlaması gerekliliğinin altı çizilen raporda bilimin gelecekte lüksün merkezinde itici güç olarak yer almasının kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor.

NADİR OLAN ŞEY ARTIK ZAMAN

Bu büyük dönüşüm lüksün tanımını da değiştiriyor. TogetherGroup CEO'su Christian Kurtzke raporda şöyle diyor:

”Bugün gerçekten nadir olan, altın veya elmas değil, çok daha değerli bir şey: Zaman. Nihai lüks, artık yaşam kalitemizi ve sağlığımızı genişletmek ve zenginleştirmekle, yaşam kalitemizi arttırmakla ilgili.”

İLHAM VEREN, ETKİLEŞİME GİREN, SOMUT FAYDA SAĞLAYAN MARKALAR

Rapora göre bu paralelde günümüzün seçtin tüketicileri artık hiper kişiselleştirilmiş deneyimler bekliyor. Rapor, lüks tüketicilerin % 77'sinin o markanın yarattığı topluluğunun parçası olma deneyimi için bir ürün veya hizmet satın almayı tercih ettiğini ortaya koyuyor. Rapora göre yine lüks tüketicilerin % 61'i markaların daha yoğun duygular hissetmelerine yardımcı olmasını istediğini söylüyor. Bu, markaların ilham veren, etkileşime giren ve somut faydalar sağlayan dünyalar yaratmaları gerektiğini ortaya koyuyor.

GÜZELLİK ARTIK SAĞLIKLI GÖRÜNMEK DEMEK

Euromonitor'a göre, güzellik sektörü özellikle sağlıklı yaşama doğru bu büyük talepten faydalanıyor ve tüketicilerin % 50'si güzelliği “sağlıklı görünmek” olarak tanımlıyor. Raporda, Future Lab CEO'su Chris Sanderson'ın şu ifadelerine yer veriliyor:

GÜZELLİK ENDÜSTRİSİ MODANIN TAHTINA OYNUYOR

"Güzellik lüks endüstrisinde 90'lardan beri modanın aldığı yeri alabilir. Değişimin itici gücü, gelecekteki beklentilerin ölçütü90’larda nasıl moda endüstrisi idiyse, bundan sonra güzellik sektörü bu rolü üstlenecek.” Güzellik markaları bu trend paralelinde bir süredir geleneksel ürün odaklı yaklaşımlarını yeniden tasarlıyor, odaklarını duyusal satış stratejilerine, bilim destekli formülasyonlara ve duygusal hikaye anlatımına kaydırıyor. Zira raporda tüketicilerin artık hayal satın almak istemediği, ürünlerin gerçek faydalarını öğrenerek markalarla şeffaf ve bilimsel gerçeklere dayalı bilgiler üzerinden iletişimi tercih ettiği ortaya konuyor.

LÜKS GÜZELLİK PAZARI 40 MİLYAR DOLARA ULAŞACAK

Güzelliğin tanımının genişlemesi güzellik pazarını da büyütüyor. Mckinsey'in araştırmalarına göre lüks güzellik pazarı 2027 yılına kadar iki kat büyüyerek 40 milyar dolara ulaşacak. Raporda  L’oreal, Dior, Estee Lauder, Prada gibi markaların dijital işbirlikleri, bilimsel yaklaşımlar ve tüketicilere sağlanan farklı deneyimlerle lüksteki bu dönüşümü nasıl yönetmeye çalıştığı da anlatılıyor.

patronlardunyasi.com