Türkiye'nin dünyadaki çiçek pazarında ki payı neden 117 milyon dolarda kaldı?

Türkiye'nin dünyadaki çiçek pazarında ki payı neden 117 milyon dolarda kaldı?

Hollanda geçen yıl süs bitkileri ihracatından 12.3 milyar dolar kazandı. Dünya pazarı 26 milyar dolar. Peki nasıl oluyor da Türkiye sadece 117 milyon dolarlık payla yetiniyor?

Türkiye'nin dünyadaki çiçek pazarında ki payı neden 117 milyon dolarda kaldı?
16px
24px
14.02.2025 10:04Güncelleme: 14.02.2025 10:11
ABONE OLgoogle

Oksijen'den İrfan Donat çiçek pazarında Türkiye'nin yerine değindi. Donat bugünkü yazısında Türkiye'nin çiçek pazarındaki  yerini "Gül gibi fırsatın binde 4’ünden faydalanıyoruz" başlığı ile ele aldı. 

İşte o yazının tamamı şu şekilde:

Bu aralar özel gün ve tarihlere denk gelen yazılarla tarım ve gıda sektörünün nabzını tutar olduk.
Geçen hafta 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla Türkiye’nin bu alanda kaçırdığı fırsatı Kanada’nın nasıl yakaladığını yazmıştık. Bu hafta da 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel bir içerikle karşınızdayım.

TÜRKİYE BİNDE 4 PAY ALIYOR

Tabii benden romantik bir yazı beklemeyin. İşin duygusal tarafına girmeden daha çok ekonomik kısmına değineceğim. Süs bitkileri sektöründeki mevcut durumu analiz etmeye çalışacağım. Sonuçta özel gün ve haftalarda daha çok gündeme gelen bu sektör, bir yandan kalpleri fethederken öte yandan milyarlarca dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmış durumda.

Ve tahmin edeceğiniz üzere bu alanda da küresel pazar hakimiyeti birkaç ülkenin elinde.

Dünya süs bitkileri üretim değeri yaklaşık 90 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. Bunun 55 milyar dolarını “floriculture” olarak ifade edilen kesme çiçekler, iç mekan süs bitkileri ve bedding plants (yatak bitkileri) oluşturuyor. 35 milyar dolarlık kısım ise odunsu süs bitkilerinden (ağaç ve çalı türleri) oluşuyor.

PASTANIN YÜZDE 65’İNİ DÖRT ÜLKE YİYOR

Dünya süs bitkileri ihracatı ise 26 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. Bu pazarın ticaretinde en fazla söz sahibi olan ülke Hollanda…

Hani Konya kadar yüzölçümüne sahip olup, ABD ve Brezilya’dan sonra dünyanın en büyük üçüncü tarımsal ihracatçısı olan Hollanda…

Hollanda’nın 2024 yılı tarımsal ihracatı 133 milyar doları aşarken, bunun 12.3 milyar dolarlık kısmını süs bitkileri ihracatı oluşturuyor. Dolayısıyla dünya süs bitkileri ihracat pastasından en büyük payı yüzde 48 ile Hollanda alıyor.

Ardından 2.2 milyar dolar ile Kolombiya ve birer milyar dolar ile Almanya ve Ekvator geliyor. Sadece bu dört ülke, dünya süs bitkileri ihracatının yüzde 65’inde söz sahibi.

HOLLANDA’YI ÖRNEK VERİNCE KIZSALAR DA...

Türkiye’nin toplam tarımsal ihracatı ise aynı dönemde 32,5 milyar dolar seviyesine çıkarken, süs bitkileri ihracatı 117 milyon dolar (12’li GTİP koduna göre) oldu. Dünyada 24’üncüyüz.

İşte bu noktada yine bizim rakamlara takılmış durumdayım. Sonuç itibarıyla 117 milyon dolar ihracat ve 70 milyon dolar ithalatı göz önüne aldığımızda süs bitkilerinde dış ticaret fazlamız 47 milyon dolar düzeyinde.  
Ama beni asıl rahatsız eden şey ithalat ve ihracat dengesinden ziyade Türkiye’nin mevcut potansiyelini değerlendirememesi...

Başka ülkelerin milyar dolarlar düzeyinde ihracat geliri elde ettiği bir alanda bizim 117 milyon dolarla yetinmemiz ve sevinmemiz mümkün mü?

Biliyorum, Hollanda’nın tarımsal ihracattaki başarı hikayesini örnek göstermemiz Türkiye’de bazı kesimlerin pek hoşuna gitmiyor. Ama bu durum Türkiye’nin önündeki birçok potansiyeli değerlendiremediği ve fırsatları kaçırdığı gerçeğini değiştirmiyor.

16 MİLYAR $’LIK PAZARA ÜÇ GÜNDE ULAŞABİLİYORUZ

Süs bitkileri alanında da durum tarımın diğer alanlarından çok farklı değil. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki dünya süs bitkileri ithalatının yüzde 68’ine denk gelen 16 milyar dolarlık pazar, coğrafi konum açısından Türkiye’nin hemen yanı başında. Daha net ifadeyle 16 milyar dolarlık pazara karayolu taşımacılığı ile sadece 1-3 gün arasında ulaşılabilecek durumdayız. Böyle bir şansa kaç ülke sahip olabilir?

Yaklaşık 12 bin bitki türüne sahip olan ve bunun 4 bine yakını endemik tür olan Türkiye’de özellikle kesme çiçek, iç ve dış mekan bitkileri, çiçek soğanları, fide, fidan ve yosun gruplarında ciddi bir potansiyel söz konusu.

Aralarında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Kazaz’ın da yer aldığı beş akademisyen tarafından hazırlanan “Süs Bitkileri Üretiminde Mevcut Durum ve Gelecek” başlıklı çalışmada Türkiye’nin bu alandaki avantajı şu şekilde özetleniyor: “Türkiye pazar ülkelere olan coğrafi yakınlığını, lojistik imkanlarını, farklı ve uygun iklim koşullarını, sera ısıtmasında kullanılacak zengin jeotermal enerji kaynaklarını ve florasındaki zengin biyoçeşitlilik gibi avantajlarını iyi değerlendirebilir, yapısal ve finansal sorunlarını hızla çözüme kavuşturabilirse, başta AB ülkeleri olmak üzere dünya süs bitkileri pazarında söz sahibi ülkeler arasında yer alabilir.”

Peki, yol haritamız bu kadar net iken biz potansiyeli neden fırsata çeviremiyoruz?

‘ÇİÇEKTE BİLE TAMAMEN DIŞA BAĞIMLIYIZ’

Aşk, tutku ve romantizmi temsil eden gül, Sevgililer Günü dolayısıyla diğer çiçek çeşitlerine nazaran ön plana çıkıyor.

Kesme çiçekler arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan gülün ticareti de bunu teyit ediyor.

Küresel kesme çiçek ticaretinin yüzde 35’ini sadece güller oluşturuyor.

200 TÜRÜNÜN 45’İ TÜRKİYE FLORASINDA

Dünyadaki yaklaşık 200 adet gül türünün 45’i (yüzde 22.5) Türkiye florasında doğal olarak yayılmış durumda. Prof. Kazaz “Ülkemiz adeta doğal bir gül müzesi olmasına rağmen, ticareti yapılan yerli gül çeşitlerimiz günümüze kadar maalesef geliştirilemedi. Tescili yapılan ürün olsa da ticarete konu olan tescilli ürünümüz maalesef olmadı. Bu nedenle kesme güllerde üretim materyali bakımından tamamen dışa bağımlı konumdayız” diyor.

Bir adet kesme gül fidanının ıslahçı hakkı (royalite) için yurtdışına 1.05 euro, fidan parası olarak 2 euro ödendiğini belirten Prof. Dr. Kazaz, toplamda 3 euro civarında bir maliyetten bahsediyor.

İTHALAT 4 MİLYON DOLAR İHRACAT 75 BİN DOLAR

Prof. Kazaz “Bir dekara topraklı ve topraksız tarımda 4 bin 500-7 bin 200 adet arasında kesme gülfidanı dikilir. Dolayısıyla sadece 1 dekar gül üretimi için yurtdışına 13 bin 500-21 bin 600 euro arasında ıslahçı hakkı ödemek zorunda kalıyoruz. Hangi üreticimiz 10 dekar üretim yaptığı bir alanda fidanlarına ortalama 6 milyon TL verebilir? Verse de rekabetçi olabilir mi?” diye soruyor.

Türkiye 2024’te yaklaşık 25 milyon dal kesme gül ithalatına 4 milyon dolar ödedi. İhracat ise 74 bin 500 dolar ile sınırlı kaldı.

Türkiye nüfusunun 85 milyon olduğu dikkate alındığında her 3.4 kişiden birinin (yaklaşık yüzde 25-30) ithal gül tükettiğini kaydeden Prof. Dr. Kazaz, “Avrupalılar 200 yıldır bu işi yapıyor. Biz son beş-altı yıldır ıslaha kafa yormaya başladık” diyerek bu durumu kendine görev edinmiş.

Kesme güllerde dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla başlattığı ve altı yıl süren ıslah çalışmalarında neticeye varan Prof. Dr. Soner Kazaz, Türkiye’nin ilk yerli kesme güllerini geliştirmiş.

AR-GE YATIRIMLARINI MUTLAKA ARTIRMALIYIZ

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan tescilini aldığı gül çeşitlerine Berke, Gülberk ve Kazaz adlarını verdiğini söyleyen Prof. Dr. Kazaz “Yurtdışına ödediğimiz milyonlarca euro’luk ıslahçı bedellerini artık azaltmamız lazım. Eğer bu büyük pastadan hatırı sayılır bir pay almak istiyorsak kamu ve özel sektör dahil herkes Ar-Ge’ye daha fazla zaman ve bütçe ayırıp ıslah çalışmalarına hız vermek zorunda” diyor. 

12.3 MİLYAR DOLARLIK BAŞARININ ŞİFRELERİ

“Bu sektörü öğrenmek için ömrümün yarısını Hollanda’da geçirdim. Yılda da en az iki kez Hollanda’ya gidiyorum” diyen Kazaz, hem ülkedeki seraları incelediğini hem de dünyanın en büyük çiçek mezatının nasıl işlediğini araştırdığını söylüyor.

Hollanda’nın süs bitkileri piyasasında nasıl lider konuma geldiğini farklı açılardan analiz etme fırsatı bulduğunu dile getiren Kazaz, “Hollanda’da 1900’lü yıllarda kurulmuş iki tane çiçek kooperatifi var. Bunlar 1970’lerden sonra birleşiyor. Ve o zamana kadar sadece Hollandalı tüketicilere çiçeklerini satan kooperatif şu an 145 ülkeye ihracat yapar durumda. Türkiye, Kolombiya, Kenya ve Ekvator gibi ülkelerden çiçek alıyor ve dünyanın dört bir tarafına pazarlıyor. Hem fiziksel olarak hem de elektronik ortamda satış gerçekleştirdiği çok iyi bir mezat sistemi var. Aslında Hollanda iklimsel açıdan bu işe hiç de uygun bir ülke değil. Hollandalılarla konuştuğumda “Türkiye’nin iklim koşulları bizde olsa şu anki seviyemizi en az üçe beşe katlarız” diyorlar. Ama zorlu koşullara rağmen bu işi başarıyorlar çünkü Ar-Ge’ye çok önem veriyorlar. Kesme çiçekler başta olmak üzere dünya ticaretinde önemli yere sahip olan tüm süs bitkileri çeşitlerinde ıslah çalışması yaparak geliştirmişler. Hem ürün geliştiriyor ve satıyor, hem ıslahçı haklarını satıyor hem de sizden o ürünleri alıp reexport yoluyla satışını yapıyorlar” diyor.

“ALTIN ÜÇGEN” MODELİ DEVREDE

Hollanda’nın bu konuda çok iyi bir örgütlenme ve koordinasyona sahip olduğunun altını çizen Kazaz, teknoloji ve yatırım teşviklerine yönelik şu bilgileri paylaşıyor: “Örneğin bugün Hollanda’da seralarda brüt işçilik maliyeti 24 euro seviyesinde. Çok pahalı olan işçiliği teknoloji yatırımlarıyla çözmüşler. Doğalgazdan elektrik enerjisi üretmişler ve böylece 365 günün 300 günü yağmurlu Hollanda’da ışıklandırma sistemiyle yüksek verim ve kaliteyi yakalamışlar. Devlet üreticilerine 15-20 yıl vadeli düşük faiz oranlarıyla krediler veriyor. Özel sektör-devlet-üniversitelerden oluşan altın üçgen modelini çok iyi uyguluyorlar.”

KARANFİLİN ANAVATANI TÜRKİYE AMA ISLAHÇI HAKKI HOLLANDA’DA

Prof. Dr. Kazaz bir başka çarpıcı örneği karanfiller üzerinden veriyor. Türkiye’nin ana kesme çiçek ihracat kalemlerinin başında karanfilin geldiğini kaydeden Kazaz, anavatanı Türkiye olan karanfilde ıslahçı çeşidimiz olmadığını söylüyor.

Kazaz “117 milyon dolarlık süs bitkileri ihracatımızın neredeyse 50 milyon dolarını karanfil ihracatı oluşturuyor. Karanfilin anavatanı Türkiye, Yunanistan, İtalya ve Fransa… Peki, 50 milyon dolarlık ihracat yaptığımız karanfilde yerli çeşidimiz var mı? Maalesef yok… Biz yine burada Hollanda, İspanya ve İtalya’nın karanfillerini kullanıyoruz. Dolayısıyla her kök başına bu ülkelere ıslahçı hakkı ödüyoruz” diyor.

BİR DALIN ÜRETİCİDEN ÇIKIŞI 30 TL TÜKETİCİYE SATIŞI EN AZ 100 TL

Gülün üretim maliyetinde seraların ısıtma koşulunun önemli bir faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kazaz “Üreticilerle yaptığım görüşmelerde şu an bir dal gülün üretim maliyeti 12-20 TL arasında değişiyor” diyor. Gülün üretici satış fiyatını da sorduğumuz Prof. Dr. Kazaz, bugünlerde mezatlarda 25 adetten oluşan bir demet gül fiyatının 600-800 TL arasında olduğunu söylüyor. Bu da aslında bir adet gülün üretici satış fiyatının 24-32 TL arasında değiştiğini gösteriyor.  

Özetle bugünlerde bir dal gülün ortalama üretici satış fiyatı 30 TL seviyelerinde dersek yanlış olmaz.

Online alışveriş platformlarına baktığımızda ise bir adet gül fiyatının 100 TL’den başlayıp 150 TL’ye kadar çıktığını görüyoruz.

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde