Türk akademisyenler meme kanserinin agresif kanser hücrelerini laboratuvar ortamında durdurmayı başardı

Türk akademisyenler meme kanserinin agresif kanser hücrelerini laboratuvar ortamında durdurmayı başardı

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (KAEÜ) akademisyenlerinin yürüttüğü araştırma, meme kanserinin ileri evrelerinde görülen agresif kanser hücrelerinin büyümesini laboratuvar ortamında durdurmayı başardı.

Türk akademisyenler meme kanserinin agresif kanser hücrelerini laboratuvar ortamında durdurmayı başardı
16px
24px
14.01.2025 12:32Güncelleme: 14.01.2025 12:37
ABONE OLgoogle

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (KAEÜ) akademisyenleri, meme kanseri üzerine yaptıkları çalışmada kanserli hücrenin büyümesini laboratuvar ortamında engellemeyi başardı.

ÇAKÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, çalışmayla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, ÇAKÜ ve KAEÜ'den kimyager, biyolog ve fizikçilerden oluşan bir ekip oluşturduklarını söyledi.

ANTİKANSER ÇALIŞMALARINA ODAKLANDILAR

Uzun zamandır bu konu üzerinde çalışmalar yaptıklarını belirten Ataol, "Hidrazon ve metal komplekslerinin antibakteriyel ve antikanser çalışmaları üzerinde önemli yeri olduğunu biliyoruz. Biz de bu sebeple hidrazon bileşiğini içeren bakır bazlı yeni bileşik sentezledik. Sentezlediğimiz bu bileşikle Dünya Sağlık Örgütünün insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden ve birden fazla antibiyotiğe direnç gösteren bakteri listesindeki bakteri türlerine etkisini inceledik. Ardından ise antikanser çalışmalarına odaklandık." dedi.

BAKIR KOMPLEKSLERİNİ İÇEREN BİLEŞİK KULLANILDI

Bakırın insan vücudunda çinko ve demirden sonra gelen üçüncü önemli element olduğunu, bakır komplekslerinin yan etkilerinin oldukça düşük ve hücresel direnç gösterme riskinin az olduğunu dile getiren Ataol, "Bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde, araştırmalarında önemli yer aldığını biliyoruz. Biz de bakır komplekslerini içeren bir bileşik sentezleyerek aslında yeni bir ilaç ve meme kanserinde tedavi edici bir potansiyel oluşturacağını düşünüyoruz. Yaptığımız bileşiği, insan hücresi olan MDA-MB-231 meme kanseri hücre hattı üzerinde test ettik. Bu, geç evrede ortaya çıkan üçlü, negatif ve agresif kanser hücresi. Çalışmalarımızda bu bileşiklerimizin sitotoksisite (hücresel hasarın gözlenmesi) sonuçları kontrol grubuna kıyasla bileşiğin kanser hücrelerindeki büyümeyi, düşük dozlarda bile durdurduğunu ortaya koyuyor." diye konuştu.

BİZ SADECE LABORATUVAR ORTAMINDAKİ ETKİSİNİ GÖRDÜK

Yapılan çalışmanın potansiyel yerli ilaç olması yönünde yenilikçi alternatif oluşturduğunu düşündüklerini aktaran Ataol, şunları kaydetti:

"Meme kanserinin tedavi yöntemleri var. Ama tabii ki gerekli testlerin yapılması lazım. Bizim yaptığımız bu çalışma sadece laboratuvar ortamında. Ama insan hücresi üzerinde, kansere yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınmış olan kanser hücresi. Biz sadece laboratuvar ortamındaki etkisini gördük. Daha fazla denemelere ihtiyacımız var. Daha fazla denemeler yapıldıktan sonra amacımız, patentli üretim aşamasına taşımak.

Bu yüzden ekibimizle bir TÜBİTAK projesi içerisindeyiz. TÜBİTAK'ın öncelikli alanları arasında yer alıyor, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkı sağlıyor. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimiyle Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesiyle beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyet de düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir."

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde