Tükenmişlik sendromundan en çok Y ve Z kuşağı mustarip
Çalışanların esenliğine yönelik yapılan araştırmaya göre, esenliği en çok etkileyen faktörler çalışma hayatındaki özerklik, sosyal ilişkilerden hoşnutluk ve mevcut sosyo-ekonomik statü oldu. İş yerinde rol belirsizliği arttıkça tükenmişlik hissinin de arttığı, Y kuşağının tükenmişlik sendromundan en çok etkilenen kuşak olduğu dikkat çekti. Z kuşağı da Y kuşağına çok yakın bir tablo çizdi.
![Tükenmişlik sendromundan en çok Y ve Z kuşağı mustarip](https://image.patronlardunyasi.com/crop/967x645/static/content/25-02/10/tukenmislik-sendromu-calisan.jpg)
Çalışanların esenliğine yönelik 26 sektörden 1.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada Y kuşağı tükenmişlik sendromunun en yoğun yaşandığı kuşak olarak dikkat çekti. Y kuşağını, 1981-1996 yılları arasında doğanlar oluşturuyor. Y kuşağı genel esenliği en düşük, tükenmişlik hissi en yüksek kuşak olurken Z kuşağı da Y kuşağına çok yakın bir tablo çizdi.
ÇALIŞANLAR, FİKİRLERİNİN SORULMASINI BEKLİYOR
Araştırma, Wellbees ve Kariyer.net, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi'nden akademisyenlerin danışmanlığında hazırlandı. Bireyin hayatında anlam bulduğu hem fiziksel hem ruhsal olarak hoşnut hissettiği durumu ifade eden genel esenliği en çok etkileyen faktörlerin çalışma hayatındaki özerklik yani çalışanların iş ortamında kendi kararlarını aldıkları ve fikirlerinin sorulması, sosyal ilişkilerden hoşnutluk ve mevcut sosyo-ekonomik statü olduğu bulundu.
GÖREVLERİN BELİRSİZLİĞİ TÜKETİYOR
Son yıllarda iş dünyasında giderek daha fazla duyulmaya başlanan tükenmişlik de araştırmanın konu başlıkları arasında yer aldı. Buna göre tükenmişliği rol belirsizliği yani çalışanların kendilerinden ne beklendiğini bilmeme ve görevlerinin net olmaması durumları arttırırken, çalışma özerkliği ve sosyal ilişkilerden hoşnutluğun tükenmişliği azalttığı görüldü. Genel esenliği azaltan ve tükenmişlik hissini artıran bazı faktörlerin aynı olması, bu iki durumun birbirini tetikleyebileceğini de gösterdi.
YENİ ALARM: EKO HASSASİYETE
Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından biri de iklim krizi olaylarının çalışanlar üzerindeki etkileri oldu. Tanık olduğumuz iklim değişikliklerinin kişilerde kaygı ve korkuya yol açma durumunu ifade eden eko-anksiyete hem genel esenliği hem de tükenmişliği orta düzeyde etkileyen faktörler arasında yer aldı. Araştırmada eko-anksiyetenin yüksek çıkma sebebinin firmaların bu alandaki çalışmalarının oluşturduğu farkındalık sonucu olabileceğine vurgu yapıldı. Öte yandan makroekonomik ortama duyulan güvenin düşük olması da hem genel esenliği hem de tükenmişliği etkileyen bir diğer ortak faktör oldu.
OFİSTE ÇALIŞMA AYRILIK İSTEĞİNİ ARTIRIYOR
Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 80,5’i ofisten, kalan kesim ise hibrit veya uzaktan çalıştığını aktarırken ofisten çalışanların işten ayrılma niyetinin diğer çalışanlara göre daha yüksek olduğu belirlendi. Öte yandan katılımcıların yüzde 13’ünün haftada 40 saat ve altı, yüzde 64’ünün 40-50 saat, yüzde 23’ünün ise 50 saatten fazla çalıştığını söylediği araştırmanın sonuçları, uzun saatler çalışan katılımcıların firmalarına daha bağlı göründüğünü de ortaya çıkardı.
EN AZ EĞİTİM EN ÇOK YAN HAK İSTENİYOR
Araştırma kapsamında katılımcılardan iş hayatında ücret dışında hangi beklentilere sahip olduklarını sıralamaları istendi. İlk sırayı yan haklar alırken bunu sırasıyla işin anlamlı olması, kişisel değerlerle örtüşmesi, kişisel gelişime faydalı olması, topluma faydalı olması ve esnek çalışma olanakları izledi. Çalışanların en düşük beklentisi sertifikasyon ya da diploma eğitimi imkanı olurken geleceğe hazırlayan kısa süreli eğitimler ve doğum günü gibi özel gün izinleri de öncelikli beklentiler arasında yer almadı.
Z KUŞAĞI ANLAM ARIYOR
Erkeklere göre kadın çalışanlarda esneklik beklentisinin yüksek, anlam beklentisinin düşük çıktığı araştırmada ayrıca eğitim seviyesi arttıkça topluma faydalı olma ve kişisel gelişim beklentilerinin azalıp esneklik beklentisinin arttığı, sosyo-ekonomik seviye arttıkça anlam beklentisinin yükseldiği, iş tecrübesi arttıkça da eğitim beklentisinin azalıp kişisel değerlere uyum ve topluma faydalı olma beklentilerinin arttığı saptandı. Z Kuşağı işte anlam bulmak, işin değerlerle örtüşmesi, esneklik ve özel izinler konularını daha yüksek; gelişim, kısa süreli eğitim, sertifika veya diploma imkanlarını daha düşük öncelikte sıraladı.
ESENLİĞİN ZİRVESİNDE ESNEK ÇALIŞMA VAR
Araştırmaya göre psikolojik destek almaya en sıcak bakan kesimler kadınlar, evliler ve büyürken daha varlıklı ailelerde yetişenler oldu. Katılımcıların yaklaşık yüzde 10’unun ise esenlik uygulamalarının faydalı olmadığını düşündükleri, kalan yaklaşık yüzde 90 katılımcının bu uygulamaların zihinsel ve bedensel sağlıklarını iyileştireceğine, stres ve kaygı yönetimine faydalı olacağına daha çok katılım gösterdikleri bulundu. Çalışanlar tarafından en yaygın görülen esenlik uygulamalarının ilk sırasında ise esnek çalışma olanakları yer alırken bunu esenlik ve stres yönetimi eğitimi ile uzman destekleri takip etti.
patronlardunyasi.com