TEMA'dan orman ve su varlıkları uyarısı: Doğanın korunması artık bir tercih değil, yaşamsal bir zorunluluk
21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü'nde yapılan açıklamalarda doğanın korunmasının artık bir tercih değil, yaşamsal bir zorunluluk olduğunu vurgulandı.
TEMA Vakfı, Birleşmiş Milletler'in belirlediği "Ormanlar ve Gıda" teması ışığında, insanlığın karşı karşıya olduğu büyük tehlikelere dikkat çekti. Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, son 30 yılda kaybedilen 420 milyon hektar orman alanının ve 2,2 milyar insanın güvenli içme suyuna erişememesinin, alarm verici boyutlara ulaştığını ifade etti. Artan nüfusla birlikte gıda ve suya olan ihtiyacın her geçen gün arttığına dikkat çeken Ataç, ormanlar ve su varlıklarının korunmasının hayati öneme sahip olduğunu belirtti.
Ekonomim gazetesinden Faruk Şüyun'un haberine göre ormanların, gıda ve su güvenliğinin temelini oluşturduğunu vurgulayan Ataç, ormanların su döngüsündeki kritik rolüne değindi. Ormanların, yer altı ve yer üstü su varlıklarını beslediğini, iklim krizine karşı mücadelede önemli bir kalkan görevi gördüğünü ve tarımsal verimliliği koruduğunu söyledi. Ataç, ormanlardan elde edilen odun dışı ürünlerin, kırsal kesimlerdeki gelirlerin önemli bir kısmını oluşturduğunu ve 2 milyardan fazla insanın hâlâ yemeklerini odun kullanarak pişirdiğini hatırlattı. Ayrıca, ormanların tozlaşmaya ihtiyaç duyan bitkilerin yaşam alanları olduğunu ve bu nedenle gıda zincirinde hayati bir rol oynadıklarını vurguladı.
TEHLİKE ÇANLARI
Türkiye'deki mevcut duruma da dikkat çeken Ataç, Cilo ve Ağrı Dağları'ndaki buzulların önemli ölçüde küçüldüğünü, kuraklığın yaşamın bir parçası haline geldiğini ve Konya Ovası'ndaki barajlarda su seviyelerinin kritik düzeylere ulaştığını ifade etti. Son 10 yılda 410 bin hektar orman alanının ormancılık dışı kullanıma açıldığını ve 210 bin hektar ormanın yangınlarda kaybedildiğini hatırlatan Ataç, sürdürülebilir bir yaşam için önceliklerin değiştirilmesi ve doğanın korunması gerektiğini vurguladı.
"DOĞAYI KORUMAK ARTIK BİR TERCİH DEĞİL"
Deniz Ataç, toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunarak, iklim krizinin yol açtığı afetlerin doğal afetler değil, insan faaliyetlerinin neden olduğu doğa olayları olduğunu belirtti. Bu tehditleri ortadan kaldırmanın yolunun, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve doğal varlıkları korumak olduğunu ifade etti. Tüketimin azaltılması gerektiğini ve gelecek kuşakların yaşam hakkı için doğayı korumanın bir zorunluluk olduğunu söyledi. "Doğayı korumak artık bir tercih değil, bir zorunluluktur" diyerek herkesi sorumluluk almaya davet etti.
patronlardunyasi.com
