Son yüzyılda küresel su kullanımı 6 kat arttı, su krizi yaşanmaması için mevcut tüketim alışkanlıkları değişmeli

Demir, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, her yıl farklı temayla düzenlenen etkinliklerin bu yıl "Buzulların Korunması" temasıyla kutlanacağını belirtti.

Gelecek nesillere sürdürülebilir yaşam ve dünya bırakabilmek için devletlere düşen sorumluluklar kadar bireylere de sorumluluk düştüğünü vurgulayan Demir, "Özellikle mevcut sularımızı korumak, su kullanımını düzenlemek, sürdürülebilir su anlayışını hayata geçirebilmek, hepimizin sorumluluğundadır. Bu amaçla aile eğitimleri, ilköğretim ve yükseköğretim eğitimleri ayrı öneme sahiptir." ifadesini kullandı.

Demir, yerel yönetimlerin sorumluluğunun bu süreçte her kesim ve kurumdan daha önemli ve öncelikli olduğunu belirterek, "Suya sahip çıkmak ve tanımak, 7'den 70'e hepimizin sorumluluğundadır. Bir damla su bir can demektir. Suyu anlayacağız, tanıyacağız, koruyacağız ve anlatacağız. Yarınlara güvenle bakabilmenin, sürdürülebilir geleceği inşa edebilmenin tek yolu budur. Su, bize verilen en büyük nimettir; petrolsüz yaşam olur, susuz yaşam olmaz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin su fakirliği sınırına yaklaştığına dikkati çeken Demir, "Mevcut tüketim alışkanlıklarının değişmemesi halinde önümüzdeki çeyrek yüzyılda 1 milyara yakın insan su krizi nedeniyle göç etmek zorunda kalabilir. Dünya genelinde 2,5 milyardan fazla insan su sıkıntısı çekerken, her gün yaklaşık 6 bin çocuk, su yetersizliği veya kirli suya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor." bilgisini paylaştı.

SON YÜZYILDA KÜRESEL SU KULLANIMI 6 KAT ARTTI

Hayatın idame ettirilebilmesi için suyun en stratejik kaynak olduğunu aktaran Demir, şunları kaydetti:

"Su, sınırsız kaynak değildir. Bir damlasını bile boşa harcamamamız gerekiyor çünkü boşa akan her damla hepimizin geleceğini tehdit etmektedir. Artan nüfus, sanayileşme, plansız kentleşme ve endüstriyel tarıma geçişle birlikte son yüzyılda küresel su kullanımı 6 kat artmıştır. Son yıllarda karşı karşıya kalınan çevre kirlilikleri, özellikle su kaynaklarını etkilemektedir. Temiz suya erişim giderek zorlaşmakta, bu nedenle suyun değerini bilmemiz ve ona göre hareket etmemiz gerekmektedir."

Prof. Dr. Demir, Türkiye'nin artık su zengini bir ülke olmadığını vurgulayarak, "Önümüzdeki yüzyılda tüm dünyada suya göre bir düzen kurulacak, küresel mücadelelerin odak noktasında su olacaktır. Ülkemiz son yıllarda küresel iklim ve kuraklıktan etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. 2025 yılı ocak ve şubat aylarında düşen yağışlar, uzun yıllık ortalamaların altında kalmış, ocak ayında geçen yıla göre yüzde 60'ın üzerinde, şubat ayında ise yüzde 40'lara varan azalmalar yaşanmıştır. Son üç aylık verilere göre, ülkemizin dörtte üçünde ciddi kuraklık yaşanmaktadır. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda önümüzdeki aylarda yağışlarda azalma ve kuraklık riskinin devam etme olasılığı ve yaz aylarında bu riskin oldukça yüksek olduğu görülmektedir." açıklamasında bulundu.

patronlardunyasi.com