Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: Hiçbir destek programında ve teşvikte herhangi bir şirketin kayırılması söz konusu değil
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, teşviklerde siyasi kayırmayla ilgili “Siyasi görüşünü bilmeyiz. Bunların arasında parlamentoda grubu bulunan partilere üye insanlar veya siyasette hiç işi olmayan insanlar olabilir. Onların bu ülkeye kattıkları değer, gerçekleştirdikleri yatırım, üretim, sağladıkları istihdam, ihracat bizim için baş tacıdır, değerlidir ve bu yaklaşımımızdan da taviz vermeyeceğiz. Hiç kimseyi herhangi bir partinin mensubu olduğu için desteklemiyoruz. Hiç kimseyi herhangi bir partinin mensubu olduğu için desteklemekten de imtina etmeyiz." dedi.
Kacır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin, salgın sürecini oluşturdukları güçlü sanayi altyapısı sayesinde "zor dönemin kazanan ülkeleri" arasında geçirdiğini belirten Kacır, "AK Parti iktidarları döneminde Türkiye'nin imalat sanayisinin katma değerinin dünyadaki imalat sanayi katma değeri içindeki payı yüzde 0,7'den yüzde 1,33'e yükseldi. Bir Türkiye'nin üzerine adeta bir Türkiye ilave etmişiz. 2020'den bu yana toplam istihdam 26 milyon 695 binden yaklaşık 32 milyona yükseldi. 'Türkiye sanayisizleşiyor' diye bir şey yok. Sanayimizin istihdamdaki payı yüzde 20,5'e yükseldi." diye konuştu.
Bakan Kacır, 2024'te imalat sektöründe kurulan şirket sayısının 12 bin 600, kapanan şirket sayısının 4 bin olarak gerçekleştiğini söyledi.
Savunma sanayisinin Türkiye'de yüksek teknolojiye geçişin lokomotif sektörü olduğunu vurgulayan Kacır, "Burada elde edilen kazanımların tüm sektörlere hızla yaygınlaşması, Türkiye için sanayi politikasında temel yaklaşımların başında geliyor. Bugün Togg, Ankara'da bir araştırma merkezi kurdu. Bu, akıllı araç teknolojileri alanında çalışan bir merkez. Burada şu anda 200'den fazla araştırmacımız çalışıyor. Bunların yarısı ASELSAN'da, TUSAŞ'ta yetişmiş mühendisler. Bu tür örneklerin sayısının yaygınlaşması için desteklerimizi sürdürmekteyiz." ifadelerini kullandı.
"Teşviklerde siyasi kayırma" iddiasını reddeden Kacır, hiçbir destek programında ve teşvikte herhangi bir şirketin kayırılmasının söz konusu olmadığını belirtti.
Destekledikleri ve teşvik ettikleri hiçbir şirketin siyasi görüşleriyle ilgilenmediklerini vurgulayan Kacır, "Siyasi görüşünü bilmeyiz. Bunların arasında parlamentoda grubu bulunan partilere üye insanlar veya siyasette hiç işi olmayan insanlar olabilir. Onların bu ülkeye kattıkları değer, gerçekleştirdikleri yatırım, üretim, sağladıkları istihdam, ihracat bizim için baş tacıdır, değerlidir ve bu yaklaşımımızdan da taviz vermeyeceğiz. Hiç kimseyi herhangi bir partinin mensubu olduğu için desteklemiyoruz. Hiç kimseyi herhangi bir partinin mensubu olduğu için desteklemekten de imtina etmeyiz." diye konuştu.
"KIYMETİNİ BU ÜLKENİN KALKINMASI İÇİN TER DÖKEN HERKESİN İYİ BİLMESİ GEREKİR"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye'nin "Devrim" otomobilinden bu yana kendi yerli ve milli otomobiline sahip olmanın hayaliyle bugüne geldiğine işaret etti.
Yerli otomobil üretimi konusunda güçlü iradenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konulduğunu anlatan Kacır, şöyle devam etti:
"Türkiye'de yıllık 500 bine yakın aracın satıldığı 2011'de Cumhurbaşkanımız, 'Artık bu ülkenin bir yerli otomobil markasına sahip olmasının vakti gelmiştir. Bu işi yapacak kimseye her türlü desteği vermeye hazır olacağız.' dedi fakat bu işi en kuvvetli şekilde yapacak pek çok sanayicimiz harekete geçmekten imtina etti. Kimileri, televizyon kanallarında 'Bu işin hayal olduğunu, gerçekçi olmadığını' söylediler. 'Türkiye'nin bir milli marka otomobile ne ihtiyacı var? Zaten Türkiye'de birtakım otomobil markaları üretim yapmakta.' dediler. Fikri sınai hakları bize ait olan bir otomobilin varlığının kıymetini bu ülkenin kalkınması için ter döken herkesin iyi bilmesi gerekir."
Togg araçlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın teşrifleriyle 2019'da kamuoyuna tanıttıklarını hatırlatan Kacır, 1,5 yıl içinde Togg araçlarının 40 binden fazla üretildiğini ve yollara çıktığını belirtti.
Kacır, yapacak çok işlerinin bulunduğunu ve bunun bir teknoloji yarışı olduğunu dile getirdi.
Otomotiv sektörünün büyük dönüşüm yaşadığının altını çizen Kacır, "Özellikle elektrikli araç ve sürücüsüz otomobil dönüşümü, sektörü baştan sona hızla değiştiriyor, dönüştürüyor. Küresel pek çok marka bu dönüşümü zorluklarla göğüslüyor. Bütün bu dönüşüm sürecinde bugüne kadar kim ne derse desin aldırmaksızın nasıl Togg'un yanında olmuşsak bundan böyle de Togg'u güçlü şekilde desteklemeye, yüksek teknoloji kabiliyetleriyle Togg'un rekabet gücü kazanmasını sağlayacak adımlar atmaya devam edeceğiz. Bunları yaparken ihracatımızın lideri olan, yılda 35 milyar dolar ihracat yapmakta olduğumuz, yüz binlerce emekçi kardeşlerimizin çalıştığı otomotiv sektörünü güçlü kılacak adımları sürdüreceğiz." diye konuştu.
"ELEKTRİKLİ ARAÇ TEKNOLOJİSİ GİBİ ALANLARDA TEDARİKÇİ BAZIMIZI GÜÇLENDİRECEK"
Bakan Kacır, Türkiye'de 13 markanın otomobil üretimi yaptığını, bunun 8'inin küresel markalar olduğunu ve bunları desteklemeye, özellikle yeni teknoloji yatırımlarını Türkiye'de gerçekleştirmelerini teşvike devam edeceklerini söyledi.
Ford'un 3,6 milyar dolarlık, TOFAŞ'ın 2,1 milyar dolarlık, Toyota'nın 1,9 milyar dolarlık, Renault'un 1,5 milyar dolarlık, Mercedes-Benz'in 837 milyon dolarlık, Hyundai'nin 750 milyon dolarlık ve bu markaların toplam 15 milyar dolarlık 78 projesi için yatırım teşviki verdiklerini bildiren Kacır, "Niçin vermişiz? Türkiye'de yatırım, istihdam, üretim, ihracat olsun diye. Bu sayede sektörümüz bugünlere gelmiş." ifadelerini kullandı.
Kacır, 2002'de Türkiye'de yaklaşık 300 bin araç üretilirken bu rakamın geçen sene 1 milyon 400 bini aştığını kaydetti.
Bir yandan bu markaların elektrikli, sürücüsüz, hidrojenli araç teknolojilerine ilişkin yatırımlarına teşvik vermeyi sürdüreceklerine dikkati çeken Kacır, "Bir yandan da alanda dünyada lider olmuş, teknolojinin öncüsü olmuş yeni markaları Türkiye'ye kazanmak için gayret edeceğiz. Biz, bu markaların yatırımlarını Türkiye'ye çekmezsek bunlar giderler, etrafımızda başka ülkelerde yatırım yaparlar." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Gümrük Birliği üyeleri ve 23 ülkeyle serbest ticaret anlaşması bulunan bir ülke olduğunu söyleyen Kacır, BYD, Chery ve diğer Çin markaları gibi özellikle küresel pazara güçlü şekilde giriş yapan, elektrikli araç teknolojisinde lider olmuş markaların yatırımları Türkiye'ye çekilmezse bunların Avrupa'daki diğer ülkelerde yatırım gerçekleştirerek Türkiye'ye gümrüksüz araç satabileceklerine işaret etti.
Togg'a rekabet gücü kazandırmak zorunda olduklarını ve bunu gerçekleştireceklerini söyleyen Kacır, "BYD ve Chery gibi markaların Türkiye'ye yatırımları, Türkiye'nin otomotiv sektörünü, mobilite teknolojileri istikametinde dönüştürmeyi hızlandıracak. Elektrikli araç teknolojisi gibi alanlarda tedarikçi bazımızı güçlendirecek. BYD ve Chery gibi markalar, yüksek yerlilik düzeyiyle yüksek katma değer ve ihracat odaklı Türkiye'de yatırım yapacak. Bunlar, Türkiye'nin tedarik sanayisiyle birlikte çalışacak." değerlendirmesinde bulundu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye'de katma değer oluşumunun önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Önemli olan elektrikli ve sürücüsüz araç teknolojilerinin Türkiye'de daha fazla gelişmesidir. Bu, Togg'a da yarayacak. Togg, elektrikli araç teknolojileri konusunda Türkiye'den tedarikçilerle çalışıyor. Bu tedarikçilerin ölçek büyütmesi, Togg'un da rekabet gücünü artıracaktır. Bütün bunları Türkiye'de gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz. Milletimizin refahı için, Türkiye'nin istikbali için gayretlerimizi artırarak devam ettireceğiz."
Kacır, bir milletvekilinin sorusuna karşılık da "Trendyol ile Togg arasındaki anlaşma, tamamen iki marka arasında bir pazarlama işbirliğidir." dedi.
Togg'un akıllı bir otomobil olduğunu vurgulayan Kacır, "Kullananlar daha iyi bilir. Ümit ederim ki milletvekillerimizin hepsi Togg kullansın. Togg'un iyi bir platformu ve orada çok sayıda uygulama var. Sadece bir markanın uygulaması yok. O uygulamaların sahibi olan diğer teknoloji şirketleriyle de Togg arasında işbirlikleri oluyor ve olmaya devam edecek." diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin insanlı ilk uzay misyonuna ilişkin "Gerçekleştirilen bu bilimsel misyonu bir turistik seyahate benzeterek alaya alırsanız, en büyük haksızlığı hem bu bilim insanlarımıza hem de bütün bu bilimsel çalışmalardan ilham alan Türk gençlerine yapmış olursunuz." dedi.
Türkiye'nin 47 OECD üye ve gözlemci ülkeleri arasında 2002-2022 döneminde satın alma gücü paritesi dolar cinsinden AR-GE harcamasını en çok artıran 2. ülke olduğunu belirten Kacır, "Teknoparklarda yer alan firmalar tarafından bugüne dek 2 trilyon 157 milyar lira yurt içi satış, 11,8 milyar dolar ihracat gerçekleşti. AR-GE ve tasarım merkezlerinde yürütülen faaliyetler sonucu ortaya çıkan ürünlerden elde edilen satış tutarı da 16 trilyon liranın üzerinde. Türkiye'nin ihracatı sadece savunma havacılık sektöründe 250 milyon dolardan, geçtiğimiz yıl 5,5 milyar dolara yükseldi. Bu yıl 6 milyar doları aşıyoruz. İnşallah hızla 10 milyar dolar düzeyine çıkaracağız." diye konuştu.
Bakan Kacır, yapay zekanın çokça konuşulduğuna dikkati çekerek, son 5 yılda TÜBİTAK'ın, yapay zeka alanında üniversiteler ve firmaların 3 bin 42 projesine 5,8 milyar lira destek verdiğini söyledi.
"TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİ BİLİM VE TEKNOLOJİYLE DOLDU"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye'nin uzay çalışmalarına dair şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye kendi vatandaşlarını uzaya bilimsel araştırma yapmak üzere göndererek bilim tarihinde kendi yolculuğunda yeni bir sayfa açmıştır. Bu elbette milyonlarca gencimiz için ilham kaynağı olmuştur. Aynı zamanda bizim bilim insanlarımızın küresel düzeyde araştırma yapma imkanlarının kuvvetlenmesine vesile olmuştur. Türkiye'deki üniversitelerin araştırma projeleri de insanlı uzay projesi kapsamında icra edildi. Bize haksızlık yapabilirsiniz, biz nihayetinde siyaset yapıyoruz, buna bir yere kadar katlanabiliriz ama siz bu bilim insanlarının aylarca, yıllarca emek vererek hazırladıkları bilimsel araştırma projelerini küçümserseniz, gerçekleştirilen bu bilimsel misyonu bir turistik seyahate benzeterek alaya alırsanız, en büyük haksızlığı hem bu bilim insanlarımıza hem de bütün bu bilimsel çalışmalardan ilham alan Türk gençlerine yapmış olursunuz.
Astronot misyonumuz ve astronotumuzla gerçekleştirdiğimiz programların da seçimle bir ilgisi yoktu. Dünyanın her yerinde astronotlar, bilimsel misyonları icra ettikten sonra deneyimlerini gençlerle çocuklarla paylaşırlar. Bugün, TÜBİTAK bilim dergilerinin aylık 750 bin erişimi var. Nasıl oldu bu? Çünkü biz ocak ayında astronotumuzu gönderdik ve bütün Türkiye'nin gündemi bilim ve teknolojiyle doldu. Bundan hepimizin mutlu olması icap etmez mi? Lütfen bu konuları siyasi malzeme haline getirmeyelim."
"BU PROJELERİ TÜM SİYASETÇİLER OLARAK SAHİPLENELİM İSTERİZ"
TÜBİTAK'ın faaliyetlerine yönelik bir eleştiriye ise Kacır, "Hepsini tek tek saymayacağım ama ilk yerli ve milli uydumuz RASAT, ilk askeri gözlem uydumuz GÖKTÜRK 2, ilk milli metre altı yer gözlem uydumuz İMECE'yi, ilk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A'yı TÜBİTAK UZAY geliştirdi ve ODTÜ yerleşkesinde faaliyetlerini sürdürüyor." yanıtını verdi.
Kacır, Togg'un yanı sıra milli savunma sanayisinin iftihar kaynağı projelerinin siyaset malzemesi yapıldığına yönelik eleştirileri ise şöyle cevapladı:
"Bizim böyle bir derdimiz yok. Elbette her siyasi iktidar, döneminde gerçekleşmiş başarıların gururunu milletiyle birlikte taşıyacaktır. Ama biz bütün bu projeleri tüm siyasetçiler olarak sahiplenelim isteriz. 'KAAN acaba 400 metre irtifayı geçemiyor mu?' dendi. Dünyada bir elin parmağı kadar ülke 5. nesil savaş uçağı üretebiliyor. Bizim evlatlarımız, bizim kardeşlerimiz gece gündüz çalışıp üretiyor. Bu çamurları atanların aracılığını yapmak bize yakışır mı? KAAN 400 metrede takılı kalmamış, 14 dakika süreyle 10 bin fit, 3 bin 48 metre irtifaya çıkmış. Siz her fırsatta bu milli projelerin aleyhine şeyler söylüyorsunuz. Sonra da bu projeler başarıya ulaştığında bizim iftiharımızın, mutluluğumuzun bir paydaşı olamıyorsunuz, nihayetinde bizi bu projeleri siyasallaştırmakla itham ediyorsunuz. Ben takdiri milletimize bırakıyorum."
Bakan Kacır, güneş hücresi üretimine yönelik bir soru üzerine, "ABD, Çin hücresi kullanılmış güneş panellerinin ülkeye girişine izin vermiyor. Belki Avrupa'nın da böyle tedbirler alma olasılığı var. Dolayısıyla biz entegrasyonu kuvvetlendirirsek, güneş hücresi üretimini Türkiye'de artırabilir, halihazırda güçlü olduğumuz panel üretimini kuvvetlendirecek adımlar atabilirsek, muazzam bir fırsat yakalayabiliriz." diye konuştu.
"ŞİRKETLERE ÖDEVLER VERECEĞİZ"
Özel meslek liseleri, devlet meslek liseleri ve meslek yüksek okullarında öğrenci sayısının 75 bine ulaştığına işaret eden Kacır, "Bu konuda daha fazla çalışacağız, şirketlere ödevler vereceğiz. Önümüzdeki dönemde Bakanlığımızdan teşvik almış büyük şirketler, daha fazla insan kaynağımıza yatırım yapma durumunda olacaklar." ifadelerini kullandı.
Kacır, tek dertlerinin topyekün kalkınmanın gerçekleşmesi ve milletçe Cumhuriyetin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı yapacak işleri hayata geçirebilmek olduğunu sözlerine ekledi.
Komisyonda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yanı sıra GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standardları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Uzay Ajansı'nın 2025 yılı bütçeleri kabul edildi.
patronlardunyasi.com