Özince’den kriz reçetesi
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Özince'den krize karşı çözüm önerileri
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere gelişmiş kapitalist ülkelerde öncelikle uzun vadeli konut kredileri sektöründe patlayan ve zamanla reel sektöre yayılan finansal krize karşı alınması gereken önlemler konusunda soruları yanıtladı.
Özince, bankaların elinde tuttukları devlet iç borçlanma senetlerinin erken itfasından tüketici kredilerinde vergi kolaylıklarına gidilmesine kadar bir dizi önlem sıraladı. Özince, şunları vurguladı:
En kritik konu döviz likiditesinin bulunması, dış borçların çevrilmesi. Bu kez borçluların değil, alacaklıların durumu bozulduğundan, kreditörler borç verdikleri ülkelerin durumuna bakmaksızın alacaklarını geri istiyorlar.
Kamunun dış borçlanma ihtiyacının sınırlı kaldığı 2002-2006 döneminde hem bankalar hem de özel sektör önemli ölçüde dış borç buldu. Bu sayede büyüme hızı daha yüksek bir hıza ulaşabildi.
2006'nın ikinci yarısından itibaren ülkemize kaynak girişi hız kaybetti. Bankaların ve şirketlerin borçlanmaları sürdü ancak yatırımcıların sermaye piyasasına girişleri durdu hatta çıkış başladı.
Türkiye'nin cari işlemler açığının milli gelire oranı yüzde 5.5 düzeyinde. Bu yılda yaklaşık olarak 50 milyar dolar kaynak ihtiyacı demektir. Mevcut koşullarda bu büyüklükteki açığın finansmanı zor görülüyor.
Türkiye'nin ihracatı içinde yüksek paya sahip ülkelerde yavaşlama vardır, bu ülkelerin talepleri düşük kalacak. Ayrıca bu ülkelere ihracat yapanlar arasında da çok ciddi bir rekabet yaşanacaktır. Maliyetlerin arttığı bir dönemde fiyatlardaki bu düşüş kâr marjının da hızla düşmesine neden olacak. Bu nedenle ülkemizde ihracatın ve üretimin finansmanı ve desteklenmesi önem kazandı.
Maliyetler azaltılmalı
“Kapsamlı önlemlere gereksinim var. Bu önlemler yeni kaynak teminine, tasarrufların ekonomiye kazandırılması ve ekonomik faaliyette kullanılmasının sağlanmasına, reel sektörde maliyetlerin azaltılmasına ve tüketim yoluyla iç talebin canlanmasına yönelik olmalı. Bu nedenle;
- Çek, senet veya vesaik karşılığı reeskont kredisi kullandırılmalı.
- Bankaların döviz likiditesinin güçlendirilmesi amacıyla, yabancı para cinsinden portföylerinde tuttukları devlet iç borçlanma senetlerinin bir bölümü erken itfa edilmelidir.
- Diğer ülkelerin, finansal piyasaların çalışması ve hızlı daralmanın önlenmesi amacıyla aldıkları önlemler ülkemiz için de hazırlanmalı. Aksi durumda, ülkemiz hem krizin etkilerini daha ağır yaşayacak hem de uluslararası alanda haksız rekabete maruz kalacak. Örneğin, diğer ülkelerde uygulamaya geçilen mevduata tam güvence ülkemizden mevduat çıkışına neden oluyor.
• İhracatçılara kullandırılmak üzere Eximbank'ın döviz ve TL kaynakları arttırılmalı.
• Mali yapısı yeterli ancak likidite sıkıntısı içinde olan şirketlere yönelik olarak “finansal yeniden yapılandırma” programı için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı. Bu düzenlemenin başarısı için; kamu tarafından kaynak sağlanmalı.
• Bunlara ek olarak, bankaların şirketler kesimine açacağı kredilere garanti verecek Kredi Garanti Fonu mekanizması kamu kaynakları ile güçlendirilebilir.
• Tüketici kredilerinden alınan vergiler düşürülmeli.
• Petrol ürünleri üzerinden alınan vergiler düşürülmeli.
Olcay Büyüktaş Akça/Şehriban Kıraç/Cumhuriyet