Osman Müftüoğlu en kritik yaşları açıkladı

Osman Müftüoğlu en kritik yaşları açıkladı

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, yaşlanmaya bağlı en dramatik ve hızlı değişimlerin 44-60 yaş aralığında ortaya çıktığını belirterek, "Bu kritik yaş aralığında özellikle bağırsaklarımızdaki mikrobiyom yapılanmasında, bedenlerimizdeki moleküler ve metabolik dengelerde oluşan hızlı değişimler, bağışıklık gücümüzü azaltıyor, kaslarımızı, kemiklerimizi eritmeye başlıyor, cildimizi eskitiyor, damarlarımızı sertleşme sürecine sokuyor. Neticede de kronik hastalıklara -şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve beyin damar hastalıkları, insülin direnci...  sinsice yeni yeni davetiyeler çıkabiliyor." dedi.

Osman Müftüoğlu en kritik yaşları açıkladı
16px
24px
19.10.2024 12:42Güncelleme: 19.10.2024 12:55
ABONE OLgoogle

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugün Hürriyet'te yayınlanan köşe yazısında yaşlanmaya bağlı en dramatik ve hızlı değişimlerin 44-60 yaş aralığında ortaya çıktığını vurgulayarak okuyucularını uyardı.

Prof. Dr. Müftüoğlu yazısında şu ifadelere yer verdi:

ÖNEMLİ bir araştırmanın sonuçlarına bakılırsa “yaşlanmanın süreci ve sürati” düz bir çizgi izlemiyor.

O yolculuğun nasıl geçeceğinde kritik bir zaman diliminin ve “YAŞA BAĞLI HASTALIKLAR”ın önemli payları var. Yaşlanma yolculuğundaki dalgalanmaların nasılları ve nedenlerini araştıran Stanford Üniversiteli bilim insanları geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin önemli bir bilimsel rapor yayımladılar. O araştırmada Stanfordlu bilimciler “bedensel moleküllerimiz ve mikrobiyomumuz”u oluşturan değişikliklerdeki yaşa bağlı farklılaşmaları tek tek incelediler. Moleküler yapılanmamızda ve bağırsaklarımızdaki mikrobiyom dengesinde 2 önemli yaş aralığında çok daha hızlı değişimler olduğunu tespit ettiler.

Araştırmanın sonuçlarına göre, yaşlanmaya bağlı en dramatik ve hızlı değişimler 44-60 yaş aralığında ortaya çıkıyor. Bu kritik yaş aralığında özellikle bağırsaklarımızdaki mikrobiyom yapılanmasında, bedenlerimizdeki moleküler ve metabolik dengelerde oluşan hızlı değişimler, “bağışıklık gücümüzü azaltıyor, kaslarımızı, kemiklerimizi eritmeye başlıyor, cildimizi eskitiyor, damarlarımızı sertleşme sürecine sokuyor”. Neticede de kronik hastalıklara -şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve beyin damar hastalıkları, insülin direnci...  -sinsice yeni yeni davetiyeler çıkabiliyor.

Stanford araştırmasından çıkarılabilecek farklı dersler olsa da o derslerin en önemlisi şudur: 44-60 yaş aralığı yaşlanma kalitemiz ve yaşam süremizi belirleyen en kritik zaman dilimidir. Özellikle bu zaman dilimini büyük bir dikkatle değerlendirmek, sağlığımızı bu kritik dönemde daha bir özenle izleyip güçlendirmekte fayda var.

KESİP SAKLAYIN

MAGNEZYUM ZENGİNİ BESİNLERDE İLK 10

- ISPANAK: 1 su bardağı 157 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 40’ı)

- PAZI: 1 su bardağı 154 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 38’i)
- AVOKADO: 1 orta büyüklükte 58 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 15’i)
- İNCİR: 1 orta büyüklükte 50 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 13’ü)

- SİYAH FASULYE: 1/2 su bardağı 60 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 15’i)

- BİTTER ÇİKOLATA: 1 kare 95 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 24’ü)
- MUZ: 1 orta büyüklükte 32 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 8’i)

- YOĞURT YA DA KEFİR: 1 su bardağı 50 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın %13’ü)

- BADEM: 30 gramı 8 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 20’si)

- KABAK ÇEKİRDEĞİ: 1/8 su bardağı 92 mg. Magnezyum içerir. (Günlük ihtiyacın yüzde 23’ü)

MENOPOZ İÇİN 10 MÜHİM TAVSİYE

- Egzersiz yapılacak, özellikle de yürünecek. Günde 40-45 dakika yürümek son derece etkili bir anti menopoz çözüm gibi görünüyor.

- Sebze ağırlıklı beslenilecek. Çünkü sebzelerde bitkisel/doğal östrojenler var ve işe yarıyorlar. Kilo almamaya gayret edilecek. Karbonhidratlardan, özellikle un-şeker ağırlıklı olanlardan uzak durulacak.

- Keten tohumundan destek alınacak. Keten tohumu bitkisel östrojenler gibi çalışan lignanlardan zengin, doğal bir mucize.
- Soya ürünlerine pek yaklaşılmayacak. Soya yakın zamana kadar (bitkisel östrojenlerden çok zengin olduğu için) tavsiye edilen bir doğal besindi. Ne var ki soyalı ürünlerle çok oynadılar. Durum açıklığa kavuşana kadar uzak durmakta fayda var.
- Uyku desteklerinden istifade edilecek. Melisa, papatya çayları, passiflora, valeryan hapları, hatta gerektiğinde melatoninden faydalanılacak.

- Ayak yanmaları, gece krampları, ateş basmaları için magnezyum desteklerine başvurulacak. Tabii ki doktorlara sorarak.

- Soya dışı bitkilerden elde edilen bitkisel östrojen genistein içeren haplardan faydalanma konusu doktorlarla konuşulacak.

- Cilt kuruması ve benzer sorunlar için primrose oil desteği içeren haplardan faydalanmak da (gamalinoleik asit) düşünülecek.

- Kalsiyumdan zengin bir beslenme planı yapılacak. Süt ürünleri ihmal edilmeyecek. Kalsiyum zengini sebzeler (özellikle lahana -grubu) daha çok tüketilecek.
- D vitamini, B12 vitamini, kalsiyum, magnezyum, açlık ve tokluk insülini seviyelerinin takibi de ihmal edilmeyecek.

TRİGLİSERİTİNİZİ AZALTMAK İSTİYORSANIZ

- Kahvenize, çayınıza şeker eklemeyin.

- Balı, pekmezi, reçeli sofranızdan kaldırın.

- Meyve sularının her türlüsüne veda edin.

- Meyve tüketiminizi günde bir porsiyonla sınırlayın.

- Fırın ve pastanelerle samimiyete son verin.

- Ekmek dahil unlu gıdaları iyice azaltın.

- Pirinci bırakıp bulgurun da azı ile yetinin.

- Sebze ağırlıklı bir beslenmeye geçin.

- Fazla kilolarınız varsa verin.

- Her gün en az 30-45 dakika tempolu yürüyün.

TRİGLİSERİTE DİKKAT 

Trigliserit yüksekliği en az kolesterol ve kan şekeri yüksekliği kadar mühim bir sorun. Zira trigliserit artışı damarlarımızı sertleştirmede, kalp krizlerine, beyin felçlerine ve karaciğer yağlanmalarına davetiye çıkarmada en az kolesterol ve şeker kadar mühim bir belirleyici. Bu nedenle trigliserit rakamlarınızı mümkünse 100’ün altında tutmaya, 150’li rakamlara yaklaştırmamaya, hele hele 200’leri geçmesine asla izin vermemeye çalışın. Peki, ilaçsız bir trigliserit kontrolü mümkün mü? Mümkün! Hazırsanız buyurun...

 

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde