Başbakan Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) 15. Olağan Genel Kurul toplantısına katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada kadrolaşma eleştirilerine yanıt verdi.

Özellikle yargıda kadrolaşmanın yaşandığı yönündeki iddilar bulunduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, hakim ve savcıların ataması ile ilgili gerçek adresi gösterdi. Erdoğan, "Geçenlerde bir açıklama yapıldı. 'Efendim Türkiye'de bir kadrolaşma var. Yargı siyasallaştırılıyor' diyor. Bakın burada açıkça söylüyorum. Yargının siyasallaştırılması gibi bir ifadeyi kullanmayı kabul etmemiz asla mümkün değildir. Şu anda hakim ve savcıların atamasını yapan merci Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'dur. Bu kurul 7 kişiden oluşur. Bu üyelerden bir tanesi siyasidir. O da Adalet Bakanı'dır. Bir tanesi bürokrattır. Adalet Bakanı Müsteşarı. Diğer 5 kişi Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Atamayla yapılır. Ne ile siyasallaştı? Eğer bir sayasallaşma varsa o zaman ben buraya bir soru işaret koyarım." şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Buradan sesleniyorum. Bizi izleyen hakim, savcı, yargı mensupları var. Soruyorum değerli arkadaşlar. Biz yargıya aldıklarımızı KPSS ile alıyoruz. Bu sınavla giriyorlar. Girenlerin o bahsedilen noktalara gelebilmesi için en az 10 yıl gerekiyor. Böyle bir siyasallaşma varsa o da bizden önceki hükümetlerin göreve getirdiği savcıdır, hakimdir. Bunların faturasını nasıl olur da AK Parti'ye kesersiniz?" ifadelerini kullandı.

CHP lideri Deniz Baykal'ın AK Parti'nin kadrolaştığı yönünde açıklamalar yaptığını, dahası Türkiye'nin bir kuşatma altında oluduğunu dile getirdiğini hatırlatan Erdoğan, "Ne diyorlar. 'Kadrolaşma yaptılar'. Sonra, 'Bir kuşatma harekatı var' diyorlar. 'İktidar şu anda bunu yapıyor' diyorlar. Kimdir bu?Ana muhalefet lideri. Yav bunun en güzel örneklerini Türkiye'de siz verdiniz. Yani bunu siz dediniz: 'Yani buralara filanca partiyi koymayacağız da falanca partiyi mi koyacağız?' Sizin bakanınız bizzat söyledi bunu. Bizden kimse böyle bir şeyi söylemez. Ne Başbakan ne bakanlar." şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Bürokraside üst düzey yönetime getirilenler bu ülkenin evlatları değil mi? Evlerine varıncaya kadar gidip yaşam biçimine bakıncaya kadar bu işin nezaket kurallarını, vatandaşlık hukukunu çiğneme anlayışı var. Bunu kabul etmek mümkün değil. Afedersiniz! marangozlukta bir kalınlık makinası vardır. Malzemeyi istedikleri büyüklükte çıkarırlar. İnsanoğlunu da böyle kalınlık makinalarına mı sokacaksınız? Böyle şey olmaz. Ehliyeti ve liyakatine bakacaksınız. Ehliyeti ve liyakati varsa teslim edeceksiniz. Bu ifadeleri kullanmak ülkede adeta bir kriz ortamı yaratmaktan başka bir işe yaramaz."

SEZER'E CEVAP

Başbakan Erdoğan isim vermeden Cumhurbaşkanı Sezer’in geçen hafta Harp Akademileri’ndeki konuşmasına da gönderme yaptı. Zaman zaman Türkiye’de laikliğin tehlikede olduğunun konuşulduğunu, bunun neye dayanarak konuşulduğunu anlamakta zorlandığını dile getiren Erdoğan, "Bu ülkede siyasi partiler, hele hele iktidar olmuş bir siyasi parti laiklik karşıtı olarak insanların karşısına çıkmadı ve bu halk iktidar yaptı.

Bazıları çıkıp ’tehlikeli’ demek suretiyle havayı bulandırma gayretine girmemeli. İkide bir irtica gündeme getiriliyor, bu da üzücü. Nedir irtica? Eğer irtica dini siyasete alet etmekse, bunu da Türkiye’de kimlerin yaptığı bellidir. Siz dindar insanları siyasetten uzak tutmak için konuşuyorsanız, bu millet sizi affetmez, bunu böyle bilin. Çünkü bu ülkede dindar insanın da siyaset yapmaya hakkı vardır. Kimse kalkıp irtica tehlikesi var demesin. Bunları biliyoruz, mürekkep yaladık, nereden n