Lüks otomobilde prestijin yeni tanımı: Yeşil, sessiz ve sıfır emisyon
Lüks otomobil markaları sadece tasarım, konfor ve performansla değil, aynı zamanda çevresel sorumlulukla da öne çıkıyor. Sürdürülebilirlik, premium otomobil segmentinde bir ayrışma unsuru olmaktan çıkıp temel bir rekabet kriteri haline geldi. BMW, Mercedes-Benz, Audi gibi önde gelen markaların sürdürülebilirlik vizyonları, yeşil üretim stratejileri ve net-sıfır hedefleri premium otomobil segmentinde öne çıkıyor.

Halide TONGA
Tasarım ve performansın ötesinde artık çevresel sorumluluk da lüksün parçası haline geldi. Markaların sürdürülebilirlik yolculuğu aslında sıfır emisyonlu sürüşten çok daha fazlasını ifade ediyor; rekabet.
Karbon nötr hedefler, yeşil üretim hatları ve elektrikli vizyonlar derken markaların bu süreçteki uygulamaları da birbiriyle yarışır hale geldi. Elektrikli motorlar kadar, bu motorların nasıl ve ne gibi şartlarda üretildiği konusu da bir prestij meselesi. Yeşil vizyon lüksü yeniden tanımlıyor ve geleceğin otomotiv sektöründeki rekabetinde sözü söylenen markaları şimdiden belirliyor.
BMW: iFACTORY YAKLAŞIMI VE DÖNGÜSEL EKONOMİ
BMW, sürdürülebilirlik sürecini üretimden tedariğe kadar tüm aşamalara entegre etti ve "iFACTORY" stratejisini faaliyete geçirdi. Bu model; "Lean" (yalın), "Green" (yeşil) ve "Digital" (dijital) olmak üzere üç temel sütun üzerine kuruldu.
BMW, Almanya'daki Leipzig ve Münih tesislerinde yenilenebilir enerjiyle çalışan hatlara geçti ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanım oranını da her yıl artırmayı sürdürüyor. BMW Group'un hedefi, 2030 yılına kadar üretim kaynaklı karbon emisyonunu önceki seviyelere kıyasla yüzde 80 oranında azaltmak.
MERCEDES-BENZ: 2039 KARBON NÖTR HEDEFİ VE ELECTRİC FİRST YAKLAŞIMI
Mercedes-Benz’in stratejisi ise; "Ambition 2039". Markanın hedefi 2039 yılına kadar tüm değer zinciri boyunca karbon nötr olmak. EQ serisi, de
"Electric First" anlayışıyla geliştirildi. Yani sadece sıfır emisyonlu sürüş değil, aynı zamanda yeşil üretimle de dikkat çekmeye devam edecek gibi görünüyor.
Mercedes’in bir diğer taahhüdü ise, batarya üretiminde kullanılan kobalt ve lityum gibi hammaddelerin etik ve çevre dostu yöntemlerle temin edilmesi. Bu kapsamda, Almanya'daki Sindelfingen ve Bremen fabrikaları, yenilenebilir enerji kullanımında öncü tesisler arasında yer alıyor.
AUDI: MISSION ZERO VE KARBON NÖTR FABRİKALAR
Audi ise kendi stratejisine "Mission: Zero" adını verdi. Bununla karbon salımını minimize etmeyi hedefliyor. Brüksel fabrikası bu kapsamda 2018 yılından bu yana tam anlamıyla karbon nötr olarak faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Ayrıca, geri dönüştürülmüş PET şişe, eski tekstil ürünleri ve doğal liflerle üretilen iç mekan malzemeleriyle de sürdürülebilir tasarım anlayışını ileri boyuta taşımayı başarıyor.
LEXUS, VOLVO VE PORSCHE
Lexus, hibrit segmentte uzun yıllardır lider konumda yer alıyor ve tam elektrikli araçları ile bu iddiasını da sürdürüyor.
Volvo’nun yeşil hedefi ise 2040 yılına kadar ‘iklim pozitifi’ bir şirkete dönüşmek. Bu kapsamda 2030 yılına kadar sadece elektrikli otomobil satışı yapacağını duyurdu. Ancak şirket, bu kararı elektrikli araçlara olan müşteri talebinin azalması ve değişen pazar koşulları nedeniyle değiştirdi. Bunun yerine Volvo, artık 2030 yılına kadar küresel satış hacminin yüze 90 ile yüzde 100’ünü bataryalı elektrikli araçlar ve plug-in hibrit araçların oluşturmasını hedefliyor. Geri kalan yüzde 10’luk kısım ise hafif hibrit araçlardan oluşacak.
Porsche bloğuna bakılınca ise akla hemen e-yakıt geliyor. Lüks otomotiv markası Almanya'daki Zuffenhausen tesislerinde karbon nötr üretimiyle ve yeni yakıt alternatifleriyle öne çıkıyor.
patronlardunyasi.com