İSO'ya kadın başkan aday
Hey Tekstil'in sahibi Aynur Bektaş, sürpriz bir şekilde İSO'da başkanlığa adaylığını açıkladı

Seda Kaya Güler'in röportajı
Hey Tekstil'in sahibi Aynur Bektaş, TOBB'un da Kadın Girişimci Kurulu Başkanı. Kadınların aktif iş hayatında ve söz sahibi olabilmesi için çabalayan, buna örnek olmak için de Sanayi Odası Başkanlığı'na aday olmaya karar veren Bektaş, kadınlara “hayata katılın, çalışın” diyor…
Başbakan olsa, hadi ondan vazgeçtim Kadından Sorumlu Devlet Bakanı; bir yıla kalmaz bütün kadınları girişimci yapardı Aynur Bektaş. Bankacıydı, emekli olup tekstil işine girdi, ardından turizm ve bilişim sektörüne el attı, birçok insana istihdam sağladı. Etrafında kim varsa iş kuruyor, ona başvuranlara para yerine para bulmalarını sağlayacak proje öneriyor. Kimsenin boş oturmasını kabullenmiyor. O her konuşmadan proje üreten ve gerçekleştiren bir kadın…
Örneğin Ariel'le birlikte düzenledikleri projeye girişimci olmak isteyen 3 bin kadından proje gelmiş. Hepsi birbirinden güzel projeler arasından seçimlerini yapmışlar. Ama dereceye giremeyen bazı projelerde aklı kalmış. Örneğin Zile'den yazan ve bir evi restore etmek ve pansiyon yapmak için 30 bin lira isteyen kadının projesini geliştirmiş ve hemen mimar Hasan Mingü'yü arayıp ondan örnek bir ev-otel yapmasını rica etmiş. Çünkü bakmış orada turizm potansiyeli var; turizm okulu var, gençler staj yapıp işe girer, kadınlara iş çıkar, diğer kadınlara örnek olur. Harekete geçmiş bile.
Müthiş bir kadın Aynur Bektaş. Çok dinamik; kendi deyimiyle arı gibi... Sabahın köründe işine gidiyor, gece yarılarına kadar çalışıyor; ayağında yüksek ökçeler bir toplantıdan diğerine koşuyor ama kendine vakit ayırmasını da biliyor.
EN BÜYÜK LÜKSÜ ALIŞVERİŞ
Her daim bakımlı, hoş ve şık. Alışverişi çok seviyor pek çok kadın gibi. “En büyük lüksüm bu!” diyerek beğendiği bir şeyi düşünmeden alıyor. Kendi kazandığı parayı harcıyor ama son zamanlarda aldığı her malın etiketine bakar ve meblağ çok yüksekse vazgeçer olmuş. 3 milyon dolara satılan evlerden alıp almadığını soran gazetecilere, “Ben o paraya Anadolu'da fabrika açarım” demiş. Gerçekten şu aralar aklı fikri Anadolu'da ve kadın girişimcilerde. 73 bin olan kadın girişimcilerin sayısını artırmak, en büyük hayali. Bu amaçla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB'a bağlı kadın üyelerin sayısını artırmaya çalışıyor öncelikle. Bir yıl önce bu sayı 55 iken bugün 1400 civarında. İlk hedef var olan kadınları ortaya çıkarmak, ikincisi de rol modeli olup evde oturanları evden çıkarmak.
Aslında en büyük rol modeli kendisi… Kayınpederinin yanında fısıltıyla konuşan, yemek yerken çekinen, yolda yürürken karşıdan gelen erkek olursa, önüne çıkıp uğursuzluk getirmemek için kenarda bekleyen bir annenin kızı olarak yetişen Aynur Bektaş, büyüdükçe görmüş ki uğursuzluk ne demek, tam tersine çok uğurlu bir kadın. Kimin önüne çıksa ona şans getiriyor. En büyük şansı ise onu destekleyen ve önünü hiç kesmeyen ve “Haydi koş hanım!” diyen kocası…
Proje üzerine proje üretiyor. Her konuştuğu, her tanıştığı kişiye, “Önerin var mı?” diye soruyor. Özellikle de insan potansiyeline güveniyor. Bir kenarda atıl duran insanları bulup çıkarmak ve onlara uygun projeler yüklemek en büyük keyfi.
TOBB'un kadın girişimcileri olarak geçtiğimiz ay Ankara'da toplandınız. Neler gözlemlediniz kadınları bir araya getirince?
Girişimci kadınlarla ilgili iki önemli problemimiz var. Biri girişimci olduğu ve kocasından, babasından daha çok çalıştığı halde, ortaya çıkmayan, işin sosyal veya sivil toplum boyutunu erkeklere bırakan, daha doğrusu işin kaymağını erkeklere bırakan kadınlar var. Birinci hedefimiz bu kadınları meydana çıkarmak. 77 ilden seçilmiş kadın profilleri geldi. Odalara kayıtlı, işin başında olan kadınlar bunlar ve sayıları 1400 civarında. Bu kadınların 800'e yakınını bir salonda topladık. Bütün kadınlar son konuşmacıya kadar, hiç dışarı çıkmadan, büyük bir merakla konuşmaları dinlediler.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı toplantıya...
Amacımız bütün iş insanlarını bir araya getirmek. İşkadınını ayrı, işerkeğini ayrı tutarsak bir yere varamayız. Umutluyum, TOBB Başkanı'nı pek çok yerde izledim, ilk kez bu kadar coşkulu, heyecanlı gördüm. Neden? Çünkü çok güzel bir elektrik aldı, onu can kulağıyla dinleyen kadınlardan.
Kadınlar nasıl ayrıldı toplantıdan?
800'e yakın işkadını ilk kez bir araya geldi ve kendi gibi 'iş kadınları'nın olduğunu gördü. Aslında o kadar azız ki! İstanbul'da biraya gelmek istesek, en fazla 30 kadın toplanıyoruz. Anadolu'ya gidiyorum, kadın girişimciler adına bir şeyler söylüyorum, salonda kadın yok. Birlikten neler doğmaz? Kadın kadına da olsa, TOBB çatısı altında işverenler olarak kendimizi bir hissedelim, erkeklerden farklı olmadığımızı, hatta çok daha iyi olduğumuzu görelim.
İkinci hedef ne?
Birilerinden bir şey istememelerini sağlamak. Dedik ki onlara; siz zaten kendinizi ispatlamış, işkadını olmuşsunuz. Sizin artık desteğe, kotaya ihtiyacınız yok. Siz bundan sonra oda seçimlerine girmek için uğraşacaksınız.
SEÇİLMEK ZOR DEĞİL
Kaç kadın delegesi var TOBB'un?
Bildiğim kadarıyla iki tane. Bir Trabzon, bir de İzmir'den. Koskoca oda, 3 bin 500 kişi ve hiç kadın yok.
Sizin hedefiniz ne?
Ben de Sanayi Odası'nın başkanlığına aday olacağım. İnanın ne ticaret odasının ne de sanayi odasının yolunu bilirim. İşim düştüğü zaman kocama havale ettim hep. Ama bu olay beni de motive etti. Gereken mücadeleyi vereceğim. Şanslıyım; benim gireceğim komitede çok sevdiğim arkadaşlarım var, rica edeceğim onlardan bana destek olmalarını, çekilmelerini, bir süre için yolumuzu açsınlar.
Odaların, partilerin kadın kolları hep tartışılır. Erkeklerin aralarına almak istemediği kadınları bu kollarda oyaladıkları düşünülür... Aslında ben de karşıyım kadın kollarına. Ancak şu andaki durumumuz itibarıyla gerekli. Bir buçuk milyon erkek girişimciye karşın 73 bin kadın girişimci var. Önce bu sayıyı çoğaltalım, sonra kaldırırız kadın kollarını. Çünkü çok da ayrı durmamak lazım erkeklerden. Tamam KAGİDER, TİKAD gibi kadın kuruluşları var, çok da başarılılar, ben de üyesiyim KAGİDER'in ama TOBB Kadın Kurulu olarak daha farklıyız onlardan. TOBB gibi TÜSİAD gibi erkeklerin çoğunlukta olduğu yerlerde yer almamız ve çoğalmamız lazım.
DIŞARI ÇIKMAK ŞART
Kadın girişimci sayısının artması için ne yapmak gerekiyor?
Kadının önce evden çıkması, çalışma hayatına girmesi lazım. Getirin benim işçilerimden bir kadını, bir de evde oturan üniversite mezunu bir kadını; iş hukuku, ticaret, finans konusunda bir karşılaştırın bakalım. Benimkiler canavar gibi. Doğru iş seçtiği zaman kadın haklarını biliyor. Biz asıyoruz duvara haklarını. Güvenini kazanmak zorundayız. Bakıyor ki hamile olduğu için işten atılmıyor hatta daha az çalıştırılıyor, doğum iznini kullanıyor, doğumdan sonra işi hazır oluyor, bize daha çok yararlı oluyor. Ve işte bu kadın karşısına fırsat çıkarsa girişimci olabilir. Ama evde oturan kadın istediği kadar üniversite bitirsin, cesaret edemez iş kurmaya.
KAGİDER'in yaptırdığı araştırmaya göre, kadınlarımızın yarısı ekonomik özgürlüğe sahip olmayı gereksiz görüyormuş…
Çok kötü bir şey bu. Kadınların bunu aşması lazım. Bizim amacımız kadınları evden çıkarıp girişimci yapmak. Hacıbektaş'a gideceğim yakında. Kocamın memleketi, fabrikam var ama bu yüzden gitmiyorum. KOSGEB'in verdiği bir fon var; Kütahya, Isparta, Çorum, Pendik, Hacıbektaş'a. Diğerleri bu fondan yararlanıp girişimci kadın çıkarmış, bir tek Hacıbektaş çıkaramamış. Neredeyse süre bitecek, kimse yok fonu alacak! Gidip bakacağım, neler yapabiliriz diye.
Ne var aklınızda?
İlk aklıma gelen, bizim turizm acentemiz var ya, her arabaya binen turiste bir çanta veriyoruz. Toplayacağım kadınları, o çantaları yapıp bana satmalarını söyleyeceğim. Az buz değil, 25 bin çanta. Bebek yapıyorlar ha bire. Bebek, iğne oyası satılmıyor artık. Üç gündür kafa yoruyorum bu konuya. Rüyalarıma giriyor.
BAHAR KORÇAN'A GÖREV DÜŞÜYOR
Hediyelik eşya olayı var bir de. Çok kötü ürünlerimiz var turistlere satılan…
Kapadokya'da dolaşırken bir satıcı kadın kolumdan tuttu beni ve “Sen giyimin başı değil misin?” dedikten sonra ne dese beğenirsiniz; “Çinliye Çin malı satıyoruz. Hiç utanmıyor musunuz bundan?” Haklı. Çinlilerin ülkesinde güneş var, en lüks oteller var, adamlar ne yapsın Antalya'yı, lüksü? Onlar Kapadokya'yı, Pamukkale'yi, Nemrut'u, Hasankeyf'i görmek istiyorlar. Onlara güzel ve değişik mallar satmalıyız. Yapacağız bir şeyler. Burada Bahar Korçan'a görev düşüyor.
Neden?
Çok takdir ediyorum kendisini, çok da teşekkür ediyorum. İlk defa Türkiye'de Moda Tasarım Derneği'ni kurdu, çok seçme üyeleri var. Anadolu motiflerini bütün giysilerinde kullanıyor. Hediyelik eşya konusunda da bizlerden destek alıp bir çalışma başlatması lazım. Herkes tişört yapıyor ama küçük bir motif, onun satılabilirliğini artırıyor.
GİRİŞİMCİLERİN KRALİÇESİNDEN KADINLARA ÖNERİLER:
* Beyninizdeki karamsar düşünceleri ayıklayın. “Ben ne yapabilirim, nasıl para kazanabilirim?” diye düşünün. Eve para sokmaya çalışın.
* Aslında evde oturan her kadın esnaf sayılır, şirket kurmasına gerek yok. Anneniz bir börek yaptı, siz kek, gidip her yerde satabiliyorsunuz. Yüzde 2 stopaj ödüyorsunuz. İstanbul'un her yeri, iş yeri. Çıkın evinizden, apartmanın alt katındaki veya yan sokaktaki veya bir sokak ötedeki iş yerlerine gidin. Konuşun oradakilerle, “Her öğle size yemek getireyim”, “Beş çayına kurabiye getireyim” deyin. Fatura da kesin. Bu yasa var.
* Sivil toplum örgütlerine girin. Belediyelere, siyasi partilere, derneklere üye olun. Korkmayın! Ben de korkuyorum ama çalışarak, başararak korkumu yeniyorum.
* Her kadın, her genç bir potansiyel ama ulaşamıyoruz. Bize ulaşanlar da para istiyor. Para vermek olayı çözmüyor. Daha çok işkadınlarıyla birlikte olup iş öğrensinler, kendilerini geliştirsinler.
* Hiç kimse size bir şey vermez, vermeyecek, siz isteyeceksiniz. Oy vermiyor musunuz milletvekili, belediye başkanı seçmek için? Gidin başkana, valiye, “Neden benim memleketime yatırım gelmiyor?” deyin, hesap sorun.
İŞ HAYATINDA ACIMASIZIM
* İş hayatında acımasız bir kadınım ben. Bunu kabul ediyorum. Tavizim az. Ama hayatımda hiç kimseyi işten atmadım.
* Sinirlendiğim zaman haksızlık yapıyorumdur mutlaka ama özür dilemeyi de bilen bir insanım. Her zaman şunu söylerim yanımdakilere; “Benim ilk sözlerimi dikkate almayın, ona kadar sayın içinizden, sonra tepki verin.” Geri adım atarım çünkü.
* Eşimle karakterim çok farklı. Ben başarılıyım ama o da çok başarılı. O finansa, insan kaynaklarına bakıyor. Ben üretime. Bu şirket başarılıysa yönetimin başarısı var demektir. Onun yaptığı işi ben yapardım ama benim yaptığım işi o yapamazdı.
* Oğullarım mı iyi kız seçiyor bilmiyorum ama gelinlerim mükemmel. Çocuklarıma karşı daha acımasızım. Büyüğü sıfırdan başlattım işe. O zaman biz de yeniydik, beraber paket yaptık. Küçük daha şanslı.
Akşam